Arka Bahçemiz

Amerikan Dolarının Namusu

AMERİKAN DOLARI’NIN NAMUSU

Mao Zedung’un emperyalizmi nitelendirdiği “kâğıttan kaplan” tanımlaması, Amerika Birleşik Devletleri para birimi Dolar için de geçerli…

Dolar

Küresel ekonomide yeni bir din haline gelen Amerikan dolarını tedavüle çıkartma yetkisine sahip Federal Reserve / Merkez Bankası; resmi bir devlet kuruluşu değil, kâr amacı güden milletlerarası çok büyük finans konsorsiyumlarından oluşuyor. Yazar Peter Kershaw’ın dünya devletlerinin para politikalarını incelediği “Economic Solution” isimli kitabında konu edindiği Amerikan Merkez Bankası; JP Morgan, Lazard Brothers, Israel Seiff, Schoellkopf, Kuhn-Loeb, Warburgs, Lehman Brothers, Goldman Sachs, Rockefeller ve Rothschild finans şirketlerinin ‘bileşiminden’ meydana geliyor.

Ekonomilerini stabilizasyon (kalıcı istikrar) kuralına göre yapılandıran dünya ülkelerinin merkez bankalarında bloke ettikleri altın karşılığı kadar para basılır. Ama bu kural Amerikan Merkez Bankası’nın çatısını oluşturan ‘özel şirketler’ için geçerli değil. Amerikan doları, eşit değerdeki altın stokuna bağlı olmadan ‘kaydi’ yöntemlerle tedavüle sürülür. Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli eyaletlerinde bulunan toplam 12 adet merkez bankası şubesinden biri olan San Francisco Bank’ın kasasında 1.6 milyar dolar karşılığı altın bloke edildiği halde bastığı para miktarı 36 milyar dolardır. Sirküle edilen para hacmi ile altın arasındaki ‘negatif farkın’ garantisi ise ABD ve Avrupa’daki özel finans konsorsiyumlarıdır.

Amerikan Merkez Bankası ortakları olan dev finans şirketlerinin büyük çoğunluğunun Musevi kökenli oldukları gerçeği göz önüne alındığında, Orta Doğu’da küçücük bir toprak parçası üzerinde yer alan İsrail Devleti’nin ardındaki büyük gücü irdelemek mümkündür.

***

1913 yılında Amerikan Kongresi tarafından yönetmeliği saptanan ve federal devlet sisteminden tamamen bağımsız bir statüye sahip olan Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın tedavüle sürdüğü -üzerinde yazılı nominal değer ne olursa olsun- tek bir banknotun; mürekkep, kağıt, kalıp ve işçilikten oluşan darphane masrafı ekonomi profesörü Davvy Kidd’in araştırmalarına göre sadece 60 centtir. Diğer bir deyişle; Amerikan Merkez Bankası’nın altın karşılığı olmadan 60 cente mal ettiği; yeşil renkli, ön yüzünde kel kafalı Benjamin Franklin’in portresi bulunan 100 ABD doları için günümüz Türkiye’sinde yaklaşık 200 Türk Lirası* ödeniyor. Dünya ticaretinde döviz kuru değişimlerinden elde edilen çok büyük parasal ‘artı değer’ ise, merkez bankasına, yani kapitalizmin çekirdeğini oluşturan özel statülü finans şirketlerinin kasasına giriyor.

***

Bir ülkenin resmi parasının değeri ile silahlı kuvvetlerinin gücü arasında doğru orantı mevcut. Lidyalılar askeri açıdan kuvvetlenip, istikrarlı bir devlet rejimine sahip olduktan sonra insanlık tarihinin ilk parasını tedavüle sürmüşlerdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun da ilk parası olan gümüş akçeler, kurucusu Osman adına değil, düzenli askeri ordular teşkil edildikten sonra ikinci padişahı “Sultan Orhan Gazi” ibaresiyle bastırılmıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrası orduları bozguna uğrayıp, yok olan Nazi Almanyasında bir bavul dolusu ‘eski Mark’ ile sadece birkaç tane ekmek satın alınabiliyordu.

***

Altın rezervlerine bağlı olmadan, global özel para kartellerinin garantisi altında tedavüle sürülen ve tamamen ekonomik bir illüzyon olan Amerikan dolarının güç kaynağı, Amerika Birleşik Devletleri’nin küresel silah üstünlüğüdür. ABD, çok gelişmiş silah teknolojisi güdümünde ‘süper devlet’ imajını koruduğu müddetçe para birimi dolar da ticaret piyasalarında önemli bir parametre olmaya devam edecektir.

Üç milyon askerini dünyanın çeşitli ülkelerinde konuşlandıran ABD, askeri üstünlüğü ile dolar arasındaki paralelliğin bilincinde ve bu nedenle doların namusunu korumak için sürekli savaşmak zorundadır. ABD, şayet askeri imajını yitirirse; “süper devlet” olma statüsünü kaybedecek, doların reel gücü azalacak ve Amerika Birleşik Devletleri yok olacaktır.

***

Diğer yandan Keynes’ci ekonomiye göre; son 3000 yıllık dünya tarihinde, paranın ve değerli madenlerin değer kaybetmesindeki en büyük etken askeri harcamalardır. Büyük İskender’in, Vikinglerin, Haçlı Seferleri’nin askeri başarısızlıklarının altında, savaş dönemlerinde ülke para birimlerinin hiper-enflasyonu yatmakta. Dünyanın en uzun süreli devlet sistemini kuran Roma ve Osmanlı İmparatorlukları’nın yıkılmalarındaki başlıca nedenler; askeri harcamaların kontrolsüzlüğü, dolayısıyla ulusal paralarının çok hızlı bir şekilde değer yitirmesidir. “Savaşa katılan askerlerin ayakları ile değil, mideleri üzerinde yürüdüğünü” söyleyen Napoleon Bonarparte’ın orduları, Fransa’nın ekonomik zayıflaması sonucuda askeri gücünü kaybetmiş ve Waterloo’da İngilizlere yenilmiştir.

Mehmet T. Özciğer

 

Editörün notu:

*Bu yazı siteye Nisan 2015 tarihinde girildiğinden döviz kuru değişimini dikkate alarak okuyunuz.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu