Arka Bahçemiz

Anarşizm Üzerine – Noam Chomsky

Soru: Noam, uzun zamandır anarşist fikirleri savunuyorsun. Pek çok insan 1970’de Daniel Guerin’in ‘Anarchism’ kitabına yazdığın önsözü hatırlar, fakat daha yakınlarda, örneğin ‘Manufacturing Consent’ filmini anarşizmin ve anarşist fikirlerin potansiyeline yeniden dikkat çekmek için fırsat bildin. Anarşizmde sana çekici gelen ne?

Chomsky: Anarşizm, henüz yeniyetmeyken dünya hakkında çok dar bir çerçevenin ötesinde düşünmeye başladığım sıralar bana cazip gelirdi ve bu ilk fikirlerden bu yana görüşümü değiştirmek için pek fazla sebep görmedim. Anarşizmin hayatın her cephesindeki otorite, hiyerarşi ve hakimiyet yapılarım tespit etmek ve onlara meydan okumak açısından anlamlı olduğunu düşünüyorum; bunlara gösterecek bir mazeret olmadıkça, hepsi gayri meşrudurlar ve insan özgürlüğünün kapsamını genişletmek üzere yürürlükten kaldırılmaları gerekir. Bu, siyasal iktidar, mülkiyet ve idareyi, erkek ve kadın, çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkiyi, gelecek kuşakların kaderi üzerindeki kontrolümüzü (benim görüşüme göre, çevre hareketinin ardındaki temel ahlâki ilke budur) ve daha başkalarını içerir. Doğal olarak bunu hayata geçirmek devasa zordur ve denetim kurumlarına bir meydan okumak, devlet, yurtiçi ve yurtdışı ekonominin çoğunu kontrol eden anlaşılmaz özel tiranlar ve benzerlerine karşı çıkmak demektir. Hem yalnızca onlara da değil.

Her zaman için anarşizmin özü olduğunu kabul ettiğim şey şudur: ispatlama sorumluluğunu otoriteye yüklemek ve şayet otorite bu yükü taşıyamazsa yıkılması gerektiği kanısı. Bazen bu yük taşınabilir. Torunumla bir yürüyüş yapıyorsam ve onlar kalabalık bir sokakta  koşuşturuyorsa, yalnızca otoritemi kullanmayacağım, onları durdurmak için fiziki zorlamamı da kullanacağım. Eylem meydan okumalı, fakat meydan okumaya seve seve göğüs gerebileceğim düşünüyorum. Başka durumlar da var: Hayat karmaşık bir meseledir, insan ve toplum hakkında pek az şey biliriz ve büyük laflar genellikle faydadan ziyade zarar getirir. Fakat bu bakış açısı geçerli bir acıdır bence ve uzun yolda bize kılavuzluk edebilir. Böyle genellemelerin ötesinde, insani çıkar ve kaygı sorunlarının çıktığı vakalara bakmaya başlarız.

Soru: Doğru söylemek gerekirse, fikirleriniz ve eleştirileriniz eskisinden çok geniş olarak biliniyor. Bakış açınıza geniş çapta saygı gösterildiği de söylenmeli. Bu bağlamda anarşizme desteğinizin nasıl karşılandığını düşünüyorsunuz? Özellikle politikayla ilk kez ilgilenen ve belki de sizin görüşlerinize denk gelen insanlardan aldığınız tepkiler beni ilgilendiriyor. Böyle insanlar sizin anarşizme desteğinize şaşırıyorlar mı? Yoksa merak mı duyuyorlar?

Chomsky: Sizin de bildiğiniz üzere, genel entelektüel kültür, ‘anarşizm’i kaos, şiddet, bombalar, kargaşa ve bunu gibi şeylerle birleştirir. O yüzden, ben anarşizmden pozitif olarak bahsettiğimde ve kendimin anarşizm içindeki belli başlı gelenekleri benimsediğimi söylediğimde insanlar genellikle şaşırırlar. Fakat bana öyle geliyor ki, bulutlar dağıldığında, halk arasında temel fikirler makul bulunuyor. Elbette özel meselelere geldiğimizde (mesela, ailelerin doğası ya da daha özgür ve adil bir toplumda ekonominin nasıl işleyeceği) sorunlar ve tartışmalar çıkar. Zaten olması gereken de budur. Fizik sizin lavabonuzdaki musluktan nasıl şu aktığını tam olarak açıklayamaz. Çok daha karmaşık insanın anlamlı sorularına döndüğümüzde, anlayış çok zayıftır; daha fazlasını öğrenmede bize yardımı olacak ihtilaf, deneyim, entelektüel ve gerçek hayattaki ihtimallerin incelemesi gerekir.

Soru: ‘Anarşizm’ kelimesini kullandığınız anlamda ‘liberter sosyalist’ terimini de kullandığınız pek çok insanın dikkatini çekmiştir. Bu terimleri özünde aynı mı görüyorsunuz? Size göre anarşizm, sosyalizmin bir türü müdür? Daha önce anarşizm, sosyalizm artı özgürlük şeklinde bir tanım kullanılmıştı. Bu temel eşitliği kabul ediyor musunuz?

Chomsky: Bahsettiğiniz Guerin’in kitabının önsözü, bir yüzyıl önceki bir anarşist sempatizandan bir alıntıyla başlıyordu: “Anarşizmin geniş bir sırtı var; her şeyi kaldırır,” diyordu. Ana bileşenlerden biri, geleneksel olarak ‘liberter sosyalizm’ denen şeydi. Çok orijinal olmaya çalışmadan söylemek istediğimi orada ve başka yerlerde açıklamaya çalıştım; halk mücadelesinin seyri içinde devlet iktidarını ele geçirme ve genellikle ‘sosyalizm’ denen, Bakunin’in uyardığı tehlikeli ‘kızıl bürokrasi’ haline gelme peşindeki  radikal entelektüellerin ‘yeni sınıfını’ şiddetle eleştirirken, kendilerini hemen her zaman sosyalist olarak tanımlayan anarşist hareketin önde gelen şahsiyetlerden fikirler aldım. Rudolf Rocker’ın bakış açısına elbette katılıyorum; onun tanımladığının ötesinde anarşizmdeki bu (oldukça merkezi) eğilimler Aydınlanma’nın ve klasik liberal düşüncenin en iyilerinden kaynaklanır.

Göstermeye çalıştığım gibi, bunlar aslında Marksist Leninist doktrin ve pratikle keskin biçimde karşıtlık içerir, özellikle ABD ve Britanya’da moda olan ‘liberter’ doktrinler ve diğer çağdaş ideolojiler, bana öyle geliyor ki, onların hepsi otoritenin, oldukça sıklıkla gerçek tiranlıkların şu ya da bu formunu savunma durumuna düşmüşlerdir.

 

Noam Chomsky: “Anarşizm Üzerine”, Agora Kitaplığı, 2013, İstanbul, s. 208-210.

 

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu