Eğitim

Ben Bir Öğretmenim, Bir Kahraman Değil

Evet, ben bir öğretmenim. Ama hayır bir kahraman değilim. Ne kutsal biriyim ne parlayan bir zırhın içindeki bir şövalye ne de büyücüyüm. M&M yemeyi severim, çamaşır yıkamayı unuttuğum günlerde kirli çorap giyerim, öğle yemeği olarak nişanlımın bana hazırladığı salataları yerim.

Biz öğretmenler problemlerle ve negatiflikle baş edebiliriz. Ancak hükümet ve yasa yapıcılarından her gün yumruk yiyen  zavallı ve çaresiz bir grup “kum torbası” değiliz.

Bize üzgün ve şefkat dolu gözlerle bakmayın ya da mesleğimize tapmayın. Öğretmenlerin arasına katıldık çünkü çocuklara ve dünyayı daha iyi bir yer yapmaya değer veriyoruz. Risklerini bilerek girdik bu mesleğe.

Bizden çok daha fazla çalışan binlerce insan var. Çok az bir maaşa tencereleri ovmak zorunda kalan yalnız anneler var. Ya da iki işte birden çalışan ve çocuklarına daha iyi bir gelecek vermek uğruna onları çok az görebilen babalar.

Kamyon şoförleri. Maden işçileri. Kanalizasyon işçileri. Göçmen işçiler.

Sadece öğretmenler olarak bizler değil, hepimiz hayatın devam etmesini sağlıyoruz.

Bence yapabileceğiniz en iyi şey, yersiz bir öfkeye kapılmak yerine çocuklarınızı desteklemektir. Onlara doğru ile yanlış arasındaki farkı öğretin. Onlara görgüyü öğretin. Onlara ahlaklı olmayı öğretin ki bunu bizler öğretmek zorunda kalmayalım.

Onlara kitap okuyun. Bilmedikleri matematik problemleri için interneti nasıl kullanabileceklerini gösterin onlara. Ebeveynler ilk ve en iyi öğretmenlerdir.

Ben sizin oğlunuzu ya da kızınızı günde 40 dakika görüyorum sadece. Bu sürenin de çoğu, öğrencilerin odaklanmasını sağlamak, açıklamak, tekrar açıklamak ve öğrencilerin tekrar odaklanmasını sağlamakla geçiyor.

“İlk savunma hattı” sizlersiniz. Öğretmenler değil.

Kahraman olan ebeveynlerdir. Öğretmenler değil.

Çocuklara, gerçek dünyada hayatta kalmaları için gerekebilecek ya da gerekmeyecek birkaç araç veriyoruz. Acaba oğlunuz bir gün çalışmaya başladığında mesela sembolizmin ne olduğunu tanımlamak zorunda kalacak mı? Muhtemelen hayır. Ya da kızınızın hiç bir dik üçgenin hipotenüsünü bulması ya da karekök hesaplaması gerekecek mi? Şüpheli.

Oğlunuzun birisiyle konuşurken karşısındakini dinlemesi ve kendisine söylenenleri yerine getirmesi gerekecek mi? Kızınız bazen hiç istemese de çalışmak zorunda kalacak mı? Evet, kesinlikle evet. İşte sizin onlara öğrettiğiniz dersler bunlar. Ve bunlar çok değerli.

Bu yazı ilk olarak www.egitimpedia.com internet sitesinde yayınlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu