Çevre

“Beyaz Bisiklet Devrimi” ve Provo: Hollanda’da bisiklet rüyası nasıl başladı?

Hollanda Avrupa ülkeleri arasında bisiklet kullanımının en yaygın olduğu ülkelerin başında. Ancak 1965’lere kadar durum böyle değildi. Bisikletin Hollanda’da nasıl bir ulaşım aracını dönüştüğünü anlamak için öncelikle “Provo” adlı yapılanmayı tanımak gereklidir.

Provo, kelime anlamı ile arıza çıkaran gençler diye ifade edilir. Nozem hareketi olarak da bilinen bir karşıt kültürden ilham alır. 25 mayıs 1965’de sanatçı ve sigara karşıtı eylemci Robert Jasper Grootveld, yazar ve anarşist Roel van Duijn ile aktivist Rob Stolk tarafından oluşturulmuştur.

Provo temelinde anarşizm, dadaizm, Herbert Marcuse ve Marquise de Sade etkileri taşır. Kendilerini dört gruba ayırırlar: Happeners, polisi şiddet içermeyen mizahi eylemleri ile provoke edenler, beatnikler ve hipsterlar. Şimdiki anlamlarından farklı olarak o zamanlar toplumun sıradanlığının içinde olmayanlar diye de tanımlanabilir.

Roel van Duijin tarafından yayımlanan Provo Manifestosu‘nda kendi üyelerini “provo anarşistler, provolar, beatnikler, açık havada çalışanlar, makas bileyicileri, hapishane kuşları, basit simon münzevileri, sihirbazlar, pasifistler, patates cipsi müptelaları, şarlatanlar, felsefeciler, mikrop taşıyıcılar, kraliçenin atının şövalyeleri, belkiciler, vejetaryenler, sendikacılar, noel babalar, anaokulu öğretmenleri, eylemciler, kundakçılar, asistan asistanları, tırmalayıcılar ve frengililer, gizli polis ve diğer ayaktakımı” şeklinde tanımlamışlardır.

İnandıklarını ise şu şekilde özetlemişler: “Provo kapitalizme, komünizme, faşizme, bürokrasiye, militarizme, profesyonelliğe, dogmacılığa ve otoriteye karşıdır. Provo seçimini itaatkar yok oluş ile ümitsiz direniş arasında yapmalıdır. Mümkün olduğu sürece bu seçimini direnişten yana sürdürür. Sonunda bu girişiminin sonlanacağını bilse de toplumu en azından içten bir kez daha provoke etme fırsatını da kaçırmaz. Provo direnişin esin kaynağı olarak anarşizmi görür. Provo anarşiyi diriltmek ve gençlere öğretmek ister. Provo bir imgedir.”

Provo’nun “Beyaz Planlar” olarak bilinen toplumda farkındalık yaratmak adına bir çok girişimi bulunmaktadır. “Beyaz Baca Planı”, çevreyi kirletenlere yönelik vergi alınması ve bu bacaların beyaza boyanmasını önerir. “Beyaz Kadınlar Planı”, istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması ve genç kızlara cinsel eğitim verilmesi üzerine bir klinik oluşturulmasını önerir. “Beyaz Tavuk Planı” polisi sosyal işçi statüsüne sokup beyaz giydirip bisikletle tavuk ve prezervatif dağıtması yönündeydi. Ayrıca polisin silahsızlandırılmasını da içeriyordu. “Beyaz Ev Planı” Amsterdam’ın acil yerleşme sorununun çözülmesine yönelik boş olan evlere gidilip yerleşilmesini öneriyordu.“Beyaz Çocuk Planı”ebeveynliğin beş çift arasında haftalık periyotlarla değiştirilmesini öneriyordu.beyaz bisiklet

Daha sürdürülebilir bir çevre için bisiklet!

En ses getiren ve Hollanda’nın günümüzdeki çevreci duruşunun sebebi olan plana ise“Beyaz Bisiklet Planı.” Planın mimarı Hollandalı tasarımcı ve politik aktivist Luud Schimmelpennink. Daha sürdürülebilir bir çevre yaratmak adına Amsterdam’ın şehir merkezinde herkesin kullanımına açık bir bisiklet alanı olması fikrini öne sürdü. 1965’de Provo, Amsterdam içinde bütün kişisel motorlu araçların durdurulmasına dair planlarını açıkladılar. Şehrin sokaklarının halk için daha güvenli hale getirilmesini, şehir içindeki ulaşımın sadece yürüme, bisiklet ve toplu taşımaya izin vermesi gerektiğini öne sürdüler. Bu önerilerini belediyelere sundular. Önerinin içeriğinde, her yıl için 20 bin beyaz bisiklet alınması ve halkın ücretsiz kullanımına sunulması gerektiğinden bahsettiler. Fakat bu öneri yerel politikacılar tarafından reddedildi.

Provo, bu reddedilmeyi kabul edip vazgeçmedi tabii ki. Kendi imkânlarıyla 50 bisiklet temin edip bunları beyaza boyadıktan sonra halkın kullanabileceği şekilde açık alana bıraktılar. O zamanlar kurallara göre bütün bisikletlerin kilitlenebilir olarak alanlarda bırakılması gerekiyordu. Kilitsiz bırakıldıkları için polis bu bisikletleri toplattı. Provo’ya göre ise halkın kullanımına sunulan bisikletler kilitli olmamalıydı. Çünkü bu beyaz bisikletler, otoriterlerin araçlarının çirkinliği ve süslüğüne karşı basitliği ve sağlıklı yaşamı temsil ediyordu. Polislerden bisikletleri geri alan Provo bu sefer her bisiklete bir numara verdi ve basit bir kilit kombinasyonu yaptı. Tabii ki bazı bisikletler çalındı fakat böylece Beyaz Bisiklet Devrimi başlamış oldu. Kendi dilinde bu devrim “Witte Fietsenplan” olarak geçmektedir.

Provo’nun bu fikri günümüzde çok açık bir hareket gibi gözükse de 1960’larda toplum için radikal, tehdit unsuru ve tehlikeli olarak algılandı.

Provo 1967 Mayıs ayında amaçlarına ulaştıkları gerekçesiyle dağılmıştır. Gruptan dağılanların bir kısmı Kabouter hareketi içinde tekrar birleşirken bir kısmı da politik partiye dönüşmüşlerdir.

Kaynak: 

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu