Çevre

Bu belgesel izlenmeli: YUVA – HOME

 “Lütfen beni iyi dinle. Sen de benim gibi bir Homo Sapiens’sin. Akıllı insansın. Kainatın mucizesi yaşam yaklaşık 4 milyar yıl önce ortaya çıktı; biz insanlarsa yalnızca 200 bin yıl önce. Yine de yaşam için temel olan dengeyi alt üst ettik. Bu sıradışı hikayeyi iyi dinle, bu senin hikayen ve sonunu yazmak senin elinde”.
home-yuva
 Fransız yapımı belgesel, 5 Haziran 2009 yılında, yani Dünya  Çevre Günü’nünde tam 90 ülkede aynı anda gösterime girerek bir rekora imza attı. Sadece sinemalarda değil, aynı anda Paris, Londra, Berlin, New York gibi dünyanın tüm popüler şehirlerinin büyük meydanlarında büyük ekranlarında yüzbinlerce insan aynı anda seyretti.

Hayatını çevreciliğe adayan yönetmen Yann Bertrand-Russell, belgeselin film hakları olmadığını üstüne basa basa defalarca dile getirmiştir. Amaç para kazanmak değil, insanları bilinçlendirmek!

Belgeselden öne çıkan bir kaç alıntı ekleyelim…

İnsanlık geçtiğimiz birkaç kısa on yılda, gezegenin yaklaşık dört milyon yıl süren evrimle kurulan dengesini altüst etti. Ödenecek bedel ağır, ama artık karamsar olmak için çok geç: İnsanlığın bu gidişatı tersine çevirmesi, Dünya’nın zenginliklerini yağmaladığının farkına varması ve tüketim kalıplarını değiştirmesi için hemen hemen 10 yılı var.

Dünya’nın bıraktığı 4 milyar yıllık mirastan yararlanıyorsun. Yalnızca 200.000 yaşındasın ama Dünya’nın çehresini değiştirdin bile. Tüm savunmasızlığına rağmen, senden önceki diğer hiçbir canlının yapmadığını yaptın ve doğal ortamın her bir köşesini ele geçirdin.

Dünya üzerindeki yaşamı hiçbir zaman anlayamadık. Kontrol edemediğimiz doğal bir felaket yarattık. Kökenlerimiz, su, hava ve yaşam formlarıyla yakından bağlantılı. Ancak bu günlerde bizler bu bağlantıları kopardık. Dünya’yı kafamızdaki resme göre şekillendirdik. Değişmek için zamanımız çok az. Eğer yaptıklarımızın hesabını vermekten kaçarsak, bu yüzyıl, 9 milyar insanın sorumluluğunu nasıl taşıyacak?

Dünya nüfusunun %20’si kaynakların %80’ini tüketiyor.

Askeri giderlere yapılan harcamalar gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımlardan 12 kat daha fazla.

Her gün 5.000 insan kirli içme suyu nedeniyle ölüyor.

1 milyar insansa temiz içme suyuna ulaşamıyor.

1 milyara yakın insan aç kalacak.

Dünya üzerinde yapılan tahıl ticaretinin %50’sinden çoğu hayvanları beslemek ya da biyoyakıt için kullanılıyor.

Tarıma elverişli toprakların %40’ı uzun vadeli hasar gördü.

Her yıl 13 milyon hektar orman yok oluyor.

Her dört memelinden biri, her sekiz kuştan biri, her üç amfibiden biri yok olma tehlikesi altında.

Canlı türleri normalden 1.000 kat daha hızlı ölüyor.

Balık avlanma alanlarının dörtte üçü tükendi, bitti ya da yok olma tehlikesi altında.

Son 15 yılın ortalama sıcaklığı,günümüze kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık oldu.

Kıta buzulu 40 yıl öncesine göre %40 inceldi.

2050 yılında en az 200 milyon kişi iklimsel nedenlerden ötürü mülteci olabilir.

Yaşanan tüm bu tecrübeler bizlere farkındalığa tanıklık edecek birer örnek. Tüm bunlar daha ılımlı, daha akılcı ve daha paylaşımcı, insanoğlunun yeni macerasının işaretleri. Birlik olma zamanı. Önemli olan kaybedilenler değil, geriye kalanlar. Hala ormanlarının yarısına sahibiz, binlerce nehre, göle, buzullara ve binlerce canlı türüne de. Çözüm yollarını biliyoruz. Değişmek için gereken güce sahibiz. Öyleyse neyi bekliyoruz..

Belgesel birçok dilde mevcuttur. Buradan Türkçe izleyebilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu