Güncel

Down Sendromlu Mustafa’nın Hikayesi

“Gel, nohut ıslatalım Mustafa” dedim, gülümsedi…
On yaşında Mustafa; down sendromlu güpgüzel bir çocuktur benim oğlum.

down sendromu

Okulda, parkta ve sık sık gittiğimiz Kızılay`da herkes beni Mustafa`nın annesi olarak bilir. Yine de adımı söyleyeyim size, ben Fatma.

Mustafa, çok az konuşabiliyor; kelime hazinesinin bir hayli geniş olduğunu farkındayım. Bakışlarıyla belli ediyor bunu; duruşuyla hissiyatının ne kadar derin olduğunu anlayabiliyorum.

Mustafa, olumladığı hiçbir şeyi konuşarak ifade etmez, gülümser yalnızca. Mesela benimle nohut ıslatmayı kabul etti mi, ya da “Kızılay`a gidelim” dediğimde, bunu onayladı mı, gülümseyiverir.

Olumsuz cevap vereceğinde, “yok” der oğlum. “Mustafa, kereviz mi pişirsem?” diye sorduğumda, “yok” deyiverir mesela! “Mustafa, bakkaldan ekmek alsana” dediğimde, “yok” diyorsa, yapacak bir şey yok, gider ben alırım ekmeği!

Öğretmeni zihinsel geriliği olduğunu söylüyor Mustafa`nın; sağlık kurulu raporlarında da belirtiliyor bu. Ders müfredatına uyum sağlayamamasını sorun olarak görmüyorum ben. Bayağı kesirleri bilmeyiversin oğlum; ben onun mutlu olmasını istiyorum, hepsi bu.

Birçok down sendromlu çocuğun yaşadığı gibi, Mustafa da sağlık sorunları yaşıyor. On yaşındaki oğlum şeker hastası, safra kesesinde taş var ve yakın zaman önce nefes darlığı çıktı. Kalp yetmezliğiyle de mücadele etmesi gerekiyor oğlumun. Çocuk ya da genç yaşta canının çekilivermesi bu dünyadan, yüksek ihtimal…

Yetişkin ve sağlıklı birçok insanda olmayan bir naiflik bir olgunluk, bir duruluk var Mustafa`da. Balkona çıktığında, uzun süre girmiyor içeri. Oğlum gökyüzünü seyrediyor hep. “Gökyüzü çok güzel de mi Mustafa?” diyorum, gülümsüyor…

Mahallemize mülteci aileler yerleşti. Mustafa bir başına o ailelerin çocuklarıyla oynayabiliyor. Benim erişemeyeceğim bir iletişim becerisi var oğlumun. Tek kelime etmeden ve o mülteci çocukların dilini de bilmeden, çok ayrı bir dilde, çok başka dostluklar kurabiliyor.

Televizyonda haberleri seyrederken, Cizre`de viran edilen haneleri, göç yollarına düşen canları gördü Mustafa. Ağlayan bir çocuğa bakakaldı öylece, gözleri doldu oğlumun…

Kızılay`da, İstiklal`de heder edilen canlara yas tuttu oğlum benim. “Mustafa, üzümlü kek yapayım mı sana?” dediğimde, “yok” dedi. “Mustafa, masal anlatayım mı?” dediğimde, “yok” dedi. Kederi dağılsın istedim bir tanemin; sevdiği ne varsa saydım, “yok” dedi…

On yaşındaki down sendromlu oğlum ayrımcılık nedir bilmiyor. Yücelttiği herhangi bir ırk yok ama patates baskısı yapmak ilgisini çekmiyor mesela! Bütün solan canların, çocukların yasını bir tutuyor ama dil bilgisi kurallarını umursamıyor. Mülteci çocuklarla oyunlar oynayabiliyor ama boyama çalışmalarına katılmak ona cazip gelmiyor.

Mustafa, can oğlum benim; hiçbir diktatörün sahip olamayacağı bir güç var sende. O gülümsemen, o duyumsaman, o can halin öyle büyük bir güç ki, sen çok güçlüsün oğlum.

Bütün kutsallıkların karşısındasın Mustafa. Bu karşı olmayı ben aşılamadım sana, sen seçtin kendi yolunu. Gözlemledin, deneyimledin, düşündün ve nicemizin göze alamayacağı bir kararlılıkla, cesaretle kutsallık içine sokulan her türlü zehri reddettin. Bundandır sevgi dolululuğun, vicdanlı oluşun ve gökyüzünü saatlerce seyredişin…

Doktorlar, körpecik halinle bize veda edebileceğini söylüyor. Her gece yatağının başucuna gelip uyumanı seyrediyorum senin. “Bu gece son olmasın, lütfen oğlum” diyorum. Her gece senin bana öğrettiklerin için teşekkür ediyorum sana. Her yerde Mustafa`nın annesi olarak bilinmek çok mutlu ediyor beni oğlum. Lütfen bizi bırakma, lütfen…

Az önce, balkona çıktığında, sokaktaki mülteci çocukları gördü oğlum, dedim ki ona, “gel, nohut ıslatalım Mustafa”, gülümsedi…

Mustafa, ne zaman benimle aş hazırlasa, o aşı mülteci çocuklarla paylaşıyoruz.

Oğlum, ölen canların yasını tuttu günlerdir; bugün çıktı yastan ve mülteci arkadaşlarıyla yeniden tutunacak hayata…

Ben Fatma, Mustafa`nın annesi; oğlum tutunacak tek dalım şu üç günlük dünyada…

Ergür Altan (erguraltan@gmail.com)

www.dunyalilar.org

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu