Yaşam

Ebola salgını ile gelen ırkçılık!

Ebola virüsü, Afrika’dan dışarı çıkar çıkmaz dünyanın en tehlikeli hastalığı oldu. İzlenme, okunma, internette tıklama peşinde basın yayın baş sayfa haberleriyle, manşetlerle, anonslarla herkesi son derece dikkatli olmaya çağırdı. Bu abartılı çağrı dikkati, araştırıp öğrenmeyi, okumayı getirmedi. Aksine hastaları gemilere koyup yakarak okyanusa salan insanı geri getirdi…

image

Ağustos ayından itibaren Abd’de ortaya çıkan 8 ebola vakasından biri, hayatını kaybeden Liberya asıllı Thomas EricDuncan. Duncan’ın ailesi ölümle ilgili hastane çalışanlarını suçluyordu. Çünkü hastalığın tedavisinde kullanılan Zmapp adlı ilaç, hastanede yoktu ve Duncan bu sebeple yaşamını yitirmişti. Aile, ilacın koca hastanede olmayışını ya da gerçekten yoksa bile ciddiyetle uğraşılıp tedarik edilmeyişinin sebebini yaygınırkçılığın bir sonucu olduğunu iddia ediyor.

Irkçı ve ayrımcı tavırların, hastalıktan daha hızlı yayıldığını düşündüren bir olay da Almanya’da yaşandı. Berlin’de yaşayansiyahi bir kadın baygınlık geçirince ortalık karıştı. İş arkadaşları, kadının bir hafta önce iş için Kenya’ya gittiğini biliyorlardı, polisi aradılar. 60 memur ve birçok itfaiyeciyle operasyona gelir gibi gelen polis, bütün binayı çalışanların üzerine kilitledi. 600 kişi, her şey yoluna girene kadar içeride hapsedildi.

Daha sonra, sosyal medya üzerinden yayılan yalan bir haber yüzünden Avrupa’nın başka bir bölümü karıştı. Ağırlıkla Kuzey Afrika’dan doğru gelen mültecilerin kaldığı İtalya’nınLampedusa adasında ebola salgınının başladığı ve her yere yayıldığı söylentisi yüzünden ada, ihtiyaçlarını tedarik edemez hale geldi. Farklı kurumlardan çalışanlar adaya gitmek istemiyordu. Bununla birlikte bölge halkı bütün Afrika kökenli insanlara tavır almaya başladı. Sağlık Bakanı Beatrice Lorenzin,bir konuşma yaparak halkı ihtiyatlı davranmaya davet etti ve bütün siyahileri virüs taşıyıcıları olarak görmeye kimsenin hakkı olmadığını herkese hatırlattı.

Bu ve benzeri olayları, sadece haber değeri taşıdığı için bilebiliyoruz. Fakat insanlara, sırf Afrika kökenli oldukları için yapılan kötü muamele duyduğumuzdan ve sandığımızdan çok daha fazla. Brüksel’de öksürdüğü için alışveriş merkezinden yaka paça atılan bir Afrikalı göçmen veya 20 Ekim 2014 tarihinde, Abd’nin New Jersey eyaletinde, iki Afrika kökenli ilkokul öğrencisinin okula girişlerine izin verilmeyişi gibi Avrupa ve Kuzey Amerika’da akıl almaz şeyler yaşanıyor. İnsanlar, evlerini siyahilere, özellikle Afrika’dan gelengöçmenlere veya öğrencilere kiralamak istemiyor. Onlarla aynı otobüse ya da metroya binme ya da yan yana durmak, oturmak istemiyorlar.

Benzer ayrımcılığı, çok kısa süre için de olsa 2009 yılında domuz gribi sebebiyle Abd ve Kanada’da yaşayan Meksikalılar tecrübe etmiş, Meksika’da turizm endüstrisi büyük darbe almıştı.

Irkçılık belli ki çok uzakta değil, sadece ortaya çıkmak için uygun koşulları bekliyor.

 

Ayhan Yalçınkaya (ayhan.ykaya@yahoo.com.tr)

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu