Yaşam

Görünmeyen Bela: Çocuklarını Şizofren Yapan Ebeveynler

Ayrımcılık çoğu zaman ailede başlıyor. Aşağıda okuyacağınız “Divandaki Britanya” (Britain on the Couch) ve “Ailenize Karşı Nasıl Ayakta Kalabilirsiniz” (How to Survive Family Life) adlı kitapların yazarı Britanyalı psikolog Oliver James’in 16 Mayıs 2004 Pazar günü Observer’da yayımlanan ve sosyal psikolog Üstün Öngel tarafından çevrilen yazı, çocuk yetiştirirken takınmamız(mamamız) gereken ebeveyn davranışları konusunda  bir fikir verecektir.

sizofren_290006

Eğer 100 şizofrenin hepsinin bir özdeş ikizi olsa, hangi bilimsel literatüre inandığınıza bağlı olarak bu özdeş ikizlerin yarısının veya dörtte üçünün şizofren olmadığını göreceksiniz. Tamamiyle aynı genlere sahip oldukları için, özdeş ikizlerdeki bu farklılığın tek açıklamasını çevre etkisinde, muhtemelen de ebeveyn yaklaşımında bulabilirsiniz.

Farklılıklar ana rahminde başlıyor. “İkizler: Ceninden Çocuğa” adlı etkileyici kitabında Alessandra Piontelli, 15 özdeş ikizle (tek yumurta ikiziyle) 15 çift yumurta ikizini doğum öncesinden ilerki yaşlara kadar takip ederek karşılaştırmış. Piontelli, annelerin doğumdan önce bile, ikiz çocuklarını iyi ve kötü, zeki ve aptal diye ayırdıklarını bulmuş.

Kardeşlerden sadece birinin şizofren olduğu özdeş ikizlerle yapılan araştırmalar, ikiz kardeşlerden birinin, hamilelik sürecindeki farklı etkilere bağlı olarak bazen daha düşük kilolu ve daha güçsüz doğduğunu gösteriyor.

Ebeveynler, genellikle bu durumu (bilincinde olmadan) tercihlerine dayanak olarak kullanıyorlar ve doğumdan itibaren güçlü olan çocuğa meylediyorlar.

İkiz çocuklar büyüdükçe, gelecekte şizofren olacak çocuk daha içe kapanık, daha utangaç, daha itaatkâr oluyor ve daha dışadönük, daha başarılı ve canlı olan güçlü ikiz kardeşine bağımlı yaşamaya başlıyor.

Sorunlu çocuk, ebeveynlerden daha sorunlu olanla özdeşlik kurmaya başlıyor ve bu sorunlu ebeveyn de geleceğin şizofreni bu çocuğa daha olumsuz duygular yansıtıyor. Bu ailelerde ebeveynler olumlu duygularını güçlü çocuğa aktarırken, geleceğin şizofreni diğer çocuk tüm olumsuz duyguların yöneltildiği “çöp kutusu” haline geliyor.

Bu ailelerde, bu olumsuz duyguları yansıtan ebeveyn genellikle anne oluyor. Çok çeşitli biçimlerde rahatsızlık yaşayan anne, hamileliğe/doğuma bağlı olarak da depresyona daha açık oluyor ve karmaşık düşünce örüntüsü sergileyebiliyor. Eğer baba çocuklarından birine yakınlık gösterebilirse ve duyarlılıkla, sevgiyle yaklaşabilirse, o çocuğu rahatsızlıktan koruyabiliyor. Tabi dönem dönem bunun tersi de olabiliyor.

Örneğin özdeş ikizler Tim ve George’un durumunda daha olumsuz yaklaşıma sahip olanın anne değil baba olduğu görülüyor. Babaları Terry’nin çocuklarıyla ilişkisinde belirleyici olan, kendi çocukluğunda abisi Kevin’le yaşamış olduğu rekabetti; Terry abisiyle kıyaslandığında hep daha zayıf, daha başarısız ve yavaştı.

İkiz çocuklarının doğumundan itibaren Terry, abisi Kevin’in sahip olduğu ve kendisinde de görmek istediği tüm iyi özellikleri George’da görmüştü ve kendisiyle ilgili küçüklüğünden beri hissettiği tüm olumsuz özellikleri de Tim’e yüklemişti.

Sonuçta şizofreniye yakalanan da Tim olmuştu elbette…

Editörün Notu: Türkiye’de 700 bine yakın şizofreni hastası var. Hastalık bir gençlik hastalığı. Genellikle 15-25 yaş arasında ortaya çıkıyor. Ve bu hastalığın oluşmasında kalıtımsal faktörlerden çok çevresel faktörler etkin oluyor.

Şizofreni, insanın duygularında, düşüncelerinde, davranışlarında birtakım bozukluğa yol açarak kendini gösteren bir hastalık. Bu hastalığın aktif olduğu evrede hastanın gerçeği değerlendirme yetisi bozulabilir. Buna bağlı olarak da kişide birtakım gerçek dışı düşünceler, hezeyan ve sanrılar ortaya çıkabilir. Algılama bozuklukları ortaya çıkar. Kişi bizim duymadığımız şeyleri görebilir, duyabilir, bizim koklamadığımız kokuları koklayabilir. Duyguları bir parça küntleşir. Yani duygusal tepki vermekte zorlanır. Bu dönem şizofrenin psikotik dönemidir. Ama hastalık sadece psikozdan ibaret değildir. Bu belirtiler pozitif belirtilerdir. Bir de negatif belirtiler vardır. Bunlar içe kapanma, izolasyon, hiçbir şey yapmama isteği, motivasyon kaybı gibi… Şizofreni zekâyla ilgili bir hastalık değildir. İnsan dâhi olabilir ama bu, şizofreni olmasına engel değildir.

Sibel Çağlar

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu