Tarih

Güneşe Sıkılmış Bir Kurşundur 21 Mayıs

Güneşe Sıkılmış Bir Kurşundur 21 Mayıs

21 Mayıs insanlık tarihindeki büyük trajedilerden birisinin anılacağı gündür. 21 Mayıs Çerkes halkına büyük devletlerin ve Çarlık Rusyası’nın kolonyalist politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda uygulanan soykırım ve sürgünün yıldönümüdür.
Yüzyıldan uzun bir süre Çerkeslere boyun eğdiremeyen Çarlık Rusyası, Çerkesleri imparatorluğun diğer bölgelerine veya Osmanlı topraklarına sürgün etmeye karar verdi.
Çerkesya’nın yerli halklarından temizlenmesi amacıyla uygulanan sistemli politika sonucu, Çerkeslerin büyük bir kısmı (nüfusun yaklaşık yüzde 90’ı) çok kısa bir sürede anayurdundan korkunç koşullarda sürgün edildi, sürgün edilenlerin üçte biri sürgün yollarında açlık ve hastalıktan hayatını kaybetti. (21mayis.org, kaffed)

***

Çerkes halkının yazgısı, Kuzey Amerika Yerlilerinin yazgısına benziyor. Yerliler, beyaz Amerikalılar tarafından soykırıma uğratıldığında, büyük bőlümü de Çerkesler gibi direnmiş, teslim olmamış, ya őldürülmüş ya da dağlara çekilerek buralarda açlıktan őlmüşlerdi. Onurlarını hayatlarından üstün tutan bir halktı onlar, tıpkı Çerkes halkı gibi.
Abhazlar, Çeçenler, Osetler ve diğer halklar da çeşitli tarihlerde Rus işgali altında katliama uğramışlardı.
Yerli şefi Seattle şőyle der:
“Sizin őlüleriniz mezarlıkların őtesine geçip yıldızların arasındaki yolculuklarına başladıklarında sizi ve doǧdukları toprakları sevmekten vazgeçerler. Yakın zamanda unuturlar ve asla geri dőnmezler. Bizim őlülerimiz kendilerine varolmayı bağışlayan bu güzel dünyayı hiçbir zaman unutmazlar. Son kızılderili de yok olduğunda ve benim kabilemin varlığı beyaz adamların arasında bir efsaneden ibaret olduğunda, bu kıyılar kabilemin gőrünmez őlüleri tarafından kuşatılacaktır. Çocuklarınız kendilerini boş alanlarda, dükkanlarda, yolsuz ormanların sessizliğinde yalnız sandıkları zamanlar yanılacaklar! Gece olup da, şehirlerinizin ve kőylerinizin caddelerine sessizlik çőktüğünde ve siz onları boş sandığınızda aslında oralar bir zamanlar üzerinde yaşayan ve bu güzel toprağı hâlâ seven geri dőnmüş ruhlarımızla dopdolu olacak. Beyaz adam hiçbir zaman yalnız kalmayacak.”

***

Çerkes Sürgünü ve Soykırımı’nı düşündükçe, bu satırlar yine aynı etkiyi yapıyor.
Yas tutan satırlar bunlar, geride kalan büyük trajediyi büyük bir sabır ve vakurla taşıyan ve aynı zamanda gururla yaşamaya devam eden kalanları simgeleyen satırlar. Karadeniz kıyıları Çerkeslerin “gőrünmez őlüleri tarafından kuşatılmıştır.”
21 Mayıs geçmişe değil, geleceǧe yakılan bir ağıttır. Yalnızca bir ağıt değil, aynı zamanda bir direniş ruhudur. Geçmişin acılarından süzülerek geleceğe ulaşan bir umuttur.
21 Mayıs bitmeyen bir mumdur, eridikçe, damlaları yaralı yüreklerin düştükçe acı verir, ama aynı anda karanlık bir geçmişi aydınlatarak geleceğe taşır.

***

Tarihte, işgalci ordular ile direnen halkların, işgal edilen ülkelerin direniş kuvvetleri her zaman farklıdır. İşgal eden, aslında inanmaz yaptıǧına, çünkü başkasının topraǧındadır ve haksızdır. Bu yüzden Yerli şefin dediği gibi, işgalciler yıldızların arasında yolculuǧa başladıklarında asla geri dőnmezler. Fakat direnişçiler her zaman őldükleri toprakta kalırlar. Bu sonsuza kadar süren bir gezinmedir. Çünkü őlüm bile, direnen insanı kendi toprağından ayıramaz.
Şimdi orada Karadeniz kıyılarından başlayarak, Çerkesya’nın uçsuz bucaksız ovalarına, daǧlarına kadar, gőrünmez őlüler yaralı ruhlarıyla geziniyor. Onlar Kuban nehrinin ışıklarıyla yıkanıyor ve vahşi dağ çiçekleriyle gülümsüyorlar güneşe.
Ve orada ana toprakta, yıldızların, ayın ve güneşin ışığı altındalar.
Güneşe sıkılmış bir kurşundur 21 Mayıs,
aya atılmış bir ok,
yıldızlara saplanmış bir bıçaktır.

Bu kurşunu yürekten,
oku bedenden
ve bıçağı kemikten çıkarmanın zamanı gelmiştir.

Bu da Çerkes Soykırımı’nın resmen tanınmasından geçer.

Hatko Erol ANAR 

Dünyalılar Editör Notu: 21 Mayıs 1864; 300 yıl süren Kafkas – Rus savaşlarının sona ermesi ve Kuzey Kafkas halklarının sürgüne zorlanmasının başlangıç tarihidir. Bu tarihten sonra Çerkes toplulukları dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmışlardır. Sürgün süreci içerisinde birçok insan hayatını kaybetmiş, sürüldükleri topraklarda ise hastalık, açlık ve yoksulluk gibi problemlerle karşı karşıya kalmışlardır.

Daha fazla bilgi için araştırıp okumalar yapabilirsiniz.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu