Eğitim

İnsanlık için yeni bir eğitim modeli

Bu model belki de eğitim sisteminin ihtiyaç duyduğu dengeyi sağlayacaktır. Şimdilik zor özellikle bizim yaşadığımız bu ülkede ama neden olmasın…

Bütün insanlar dünyaya yaratıcı bireyler olarak gelmişlerdir. Eğer dediklerime inanmıyorsanız, sizden çocukluğunuzu hatırlamanızı isterim. Çocukken resim yapmayı, dans etmeyi ve şarkı söylemeyi sevmez miydiniz? Kafanızda yarattığınız hayali dünyaların varlığıyla mutlu olmaz mıydınız? Çocuklar, doğal yaratıcılardır. Bu yaratıcılık da bizi insan yapan önemli özelliklerden birisidir. Büyüdükçe yaratıcılığımızı eğitiriz ve işte sorun tam da burada ortaya çıkar. Sorun; bizim eğitim görmüş olmamızdır.

Eğitim sistemi, büyük bir paradigma kaymasından kaynaklanmaktadır. Öğretmenler sürekli sınıfın önünde durur ve anlamsız bilgiler aktarırlar. Okullar, rekabeti, uyumu, itaati ve standardizasyonu teşvik ederken aynı zamanda doğal, yaratıcı dürtülerimizi ve eleştirel düşünme becerilerimizi bastırmakla meşguldür. Çocuklar -sorgulamayan işçi arıların fabrika eğitim modelinde olduğu gibi insan gelişimine izin vermeyen bir sistem içerisinde kalıplara sokulmuştur. Sonuç olarak, insanoğlu gittikçe durağanlaşmaktadır. Bu sebeple, evriminin bir sonraki aşamasına ulaşmak için, eğitim sisteminin kendi başına bir devrim geçirmesi gerekir.

10 aylık bir süre zarfında eğitim sistemini değiştirmek için büyük çaba sarf ettim. Eski sistemin eksiklerini gidermek yerine yeni bir sistem yaratmanın daha iyi olacağını düşündüm ve Altı Boyut Modeli’ni geliştirdim.

Bu altı boyut; kendini keşfetmek, sorgulamak, sürdürülebilirlik, inovasyon, iletişim ve empatiden oluşmaktaydı.

Kendini Keşfetmek

Yaratıcı oyun günlük yaşamın bir parçası olduğu için, öğrencilere, çizmeleri, icat etmeleri, tasarım yapmaları, hayal etmeleri için yaratıcı araçlar ve kaynaklar kendi keşiflerini gerçekleştirmeleri için geniş bir yelpazede ücretsiz olarak temin edilir. Öğretmenlerin kişisel düzeyde her çocuğu tanıması zaman alacaktır ve her çocuğun doğal yeteneklerini, tutkularını ve ilgilerini ortaya çıkarmak için her türlü çabayı göstermesi gerekecektir.

Sorgulamak

Bu boyut, tamamen bağımsız eleştirel düşünürler yaratmak için öğrenen bireye araç ve kaynak sağlar. Öğretmen bir bilgi diktatörüyken açık bir diyaloğu kolaylaştırıcı role bürünecektir. Geleneksel öğretim yöntemleri daha Sokratik tarzda açık uçlu soru sorma süreci ile öğrencilerin kendini sorgulamasına yardım edecektir. Sokratik mentörlük, adını “Kimseye bir şey öğretmiyorum; sadece onların düşünmesini sağlıyorum” sözüyle tanınan Atinalı filozof Socrates’ten almıştır.

Okullar tarihin tek bir versiyonunu öğretmeyecektir. Bunun yerine, çocuklar farklı bakış açılarıyla araştıracak ve tarihin alternatif versiyonlarını öğrenecektir. Daha sonra, elde ettiği verileri harmanlayarak sonuca ulaşacaktır. Düşünce farklılıkları teşvik edilecek ve bireyin sürüden ayrılması sağlanacaktır. Sınıfta farklı olsa dahi her düşünceye saygı gösterilecek ve çocuğun her şeyi sorgulamasına izin verilecektir.

Dini doktrinler eğitim sisteminden kaldırılacak; felsefi bağlamda dinin açık olarak tartışılması teşvik edilecektir.

Sürdürülebilirlik

Şu anda, hiçbir eğitim sistemi çevresel gerçekliği yeterince ciddiye almıyor. Sürdürülebilirlik, yeni sistemin odak noktası olmalıdır. Amazonların yokoluşu ile, okyanuslardaki plastik atıklar, atmosferdeki kirlilik, ekosistemlerin çöküşü, nükleer radyasyon tehditi ve Arktik bölgelerin yağmalanması her şeyden önemlidir.

Öğrenciler yeni enerji teknolojilerinin her türüyle etkileşimde bulunmalı, kaynaklar ve atık yönetimi hakkında bilgi sahibi olmalı ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevresel krizlere ilişkin problem çözme becerisini kazanmalıdır.

Çocuklar sonuç olarak sürdürülebilirlik becerileri ile donatılmış olacaktır. Bu vesileyle, kendi yaşamları üzerinde tam özerklik sağlayan, bir ev inşa etmek, kendi enerjisini yaratmak, sebze – meyve yetiştirmek gibi yaşam becerilerini edineceklerdir. Amaç, gençlere kendileri için bir şey yaparken herhangi bir sisteme güvenmek zorunda olamama özgürlüğünü vermektir.

İnovasyon

Okullar farklı düşüncelere ve herhangi bir soruya net bir doğru ya da yanlış cevap vermeyecektir. Iraksak düşünme stratejileri geleceğin yenilikçileri olacak öğrencileri en yüksek potansiyele ulaştıracak ve böylece çocukların kendi doğal yaratıcı zekalarını ortaya koymalarına izin verecektir.

Sınıfta tüm gereksiz rekabetler yerini işbirlikçi öğretme ve öğrenme pratiklerine devredecektir.

Matematik ilköğretim düzeyinin ötesinde isteğe bağlı olacaktır. Gerçek dünyada uygulanabilirliği açısından bakıldığında, öğrenciye gerçek hayatla bağdaştırılarak daha pratik becerilerin kullanılmasıyla öğretilecektir.

Her tür keşif, bilimsel yöntem uygulanarak deneysel ve araştırmacı bir sorgulama yoluyla yapılacaktır.

İletişim

Bu eğitim modeli, dillerin korunmasının ve kültürel çeşitliliğin gelişen dünyada gerekli olduğunu kabul eder. İngilizce, ırklar, kültürler ve halkların iletişimini sağlayacak şekilde hem yazılı hem de sözlü oğretilecektir.

Okuryazarlık ve dil edinimi ilköğretimde eğitim sisteminin temel taşı olmaya devam edecektir.

Medya okuryazarlığı on yaşında verilecektir. Çocuklar medyanın her türüne açıktır; bu nedenle ikna edici tekniklerin kullanımı konusunda eleştirel düşünmeyi öğrenmeli; altmetin okumayı, manipülatif dili tanımayı ve tüm biçimleriyle siyasi propagandayı ayırt edebilmeyi başarmalıdır.

Öğrenciler ayrıca duygu ve beden dilini tanımayı öğrenecek ve sosyal ilişkilerin yönetimi ve kendi kişisel gelişiminde bunları uygulayacaktır. Bu sayede, duygularının bilincinde olarak, hem iç hem dış çatışmayı en aza indirmesi mümkün olacaktır.

Empati

Altı boyuttan sonuncusu, empati, insan ilişkilerine dayanır.

Gelişmek amacıyla, tüm renkleri ve inançları birleştirmek ve farklılıklar karşısındaki engelleri kaldırmak amaçlanır. Eğitim sistemi, bütüncül, gezegen yaklaşımlı ve herkesin bir olduğu temel felsefesi üzerinde çalışacaktır.

Çocuklar, değer verilen, saygı duyulan ve güvenilen bireyler olacaktır; psikolojik, fiziksel veya duygusal çatışma yaşadığı başkalarıyla empati stratejilerini öğreneceklerdir. Öğretmenler kanatları altındaki her çocuk ile bağ kurmakta özgür ve esnek olacaktır. Çocuklar okul sistemi yüzünden yabancılaşmış hissetmeyecek, sevilen, anlaşılan ve güçlü bir birey olarak yollarına devam edeceklerdir.

Bu model belki de eğitim sisteminin ihtiyaç duyduğu dengeyi sağlayacaktır.

Orijinal kaynak: wakeup-world.com

Bu yazı ilk olarak www.uzunçorap.com web sitesinde yayınlanmıştır.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu