Arka Bahçemiz

Kolaycılık nedir?

Hayatlarımızı o şikayet ettiğimiz adaletsizliklerle mazoşist bir işkenceyle geçiriyoruz. Şikayet edilesi bir yaşam içinde debeleniyoruz bu kolaycılıkla…10389347_1428418740776734_9125329573407876716_n

Kolaycılık, dayatılana boyun eğip sadece toplumsal normlara göre seçim yapmak ve özgür irademizi törpülemek değil de nedir?

Düzene endeksli biri, ona dayatılan ne ise hayatı boyunca ona yönelir, bütün hayatı boyunca toplumsal bir kitle kontrol mekanizmasının parçası olur. Bireyselliği ortadan kaldıran bu kolaycılıkta sonuçta karşımıza tek tip düşünen ve tek tip yaşayan insan modellerini çıkarır; aynı televizyon programlarını seyreden, aynı işlerde çalışan, aynı aile tipleri içinde yaşayan, aynı dine inanan, aynı şekilde tüketen insan, aynı şekillerde eğlenen insan tiplerini. Yaşamlarımız küçük detaylar dışında hep aynı şekilde etrafımızdaki insanlara endeksli sürüp gider. Burjuvazinin, devletin istediği de budur.

Ama insanları dolayısıyla toplumu bu şekilde yaşamaya iten şey nedir?

Modern toplumda yalnız kalmamak, ötekileşmemek için bu kolay seçimleri yapar dururuz. Bu ötekileşme korkusu öyle bir haldedir ki kişi neredeyse bütünüyle bireyselliğini yitirir, amaç içinde yaşadığı topluma katılmaktır. Birey kendisini toplumun kültüründen ayıran duyguları, düşünceleri, fikirleri, gelenekleri benliğine işlemezse dışlanacağını düşünür, korkar.

Örneğin bir kadın daha çok genç yaşta evlenir buna karşı çıkmaz, yıllar geçtikçe evliliğinden şikayet eder ama yine karşı çıkacak bir cesareti bulamaz kendinde çünkü iyi kötü hazır bir yaşamı vardır, toplumun baskısını, dışlanmayı karşısına alamaz.

Ya da bir başkasını düşünün, dünyanın adaletsizliğini ve zulmünü biliyordur, bilinçlidir ama yerinden kıpırdamaz, çünkü koltuğu şimdilik rahattır ama sorsan bu düzen yıkılmalıdır fakat hareket etmediğinden o da bu düzenin değirmenine su taşıyordur.

İşçi birisi de herkes gibi şikayetçidir mesela ama bunun için bir şey yapmaya yanaşmaz niye çünkü işten çıkarılma korkusu, sonra örgütlenme grev gibi zor işler vardır, en iyisi aza razı olmaktır, yani kolayı seçmektir.

Zor olanı seçmek sancılı süreçleri beraberinde getirir. Ötekileşme ile yaşanacak yalnızlığın getirdiği iç huzursuzluk bir çok bunalıma gebedir. Psikolojik olarak bunları göze alamayan insanın kolaya yönelmesi anlaşılabilir bir nedendir. Tabi bütün bu psikolojik savaşım hezeyanı bilinçsizliğin getirdiği bir şeydir. İşte bu noktada görülüyor ki sorun bireysel değil toplumsal bir haldedir.

Ama biraz daha düşünürsek kolay ile zor arasında bir çelişki vardır. Hayatlarımızı o şikayet ettiğimiz adaletsizliklerle mazoşist bir işkenceyle geçiriyoruz. Şikayet edilesi bir yaşam içinde debeleniyoruz bu kolaycılıkla…

Hepimiz aynı bataklık içinde yaşıyoruz. Zor olanı yaptığımızı sanıp kendimizi bataklıktan kurtarıyoruz ama üzerimize sinmiş kokusu, her adımımızda bu kolaycılığın ayak izlerini taşıyoruz peşimizde. Kolaycı bir toplum içinde zor olanı başarıp kabuğumuza çekilmemiz yine en güzel kolaycılık örneklerinden biri.

Ne zaman tüm baskı kurumlarından kendimizi soyutlayıp gerçek benliğimiz için ilk cesaret adımını atarsak o gün zorluklarla mücadele etme gücünü kendimizi bulduğumuz gibi bulabiliriz ve yine aynı cesareti tüm toplum için göze aldığımızda ise üzerimize sinen kokulardan arınabiliriz.

Cihan Ören

Dünyallar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu