Yaşam

Korkunç Bir Gelenek : Kadın Sünneti

Kadın sünneti,  genellikle prepus ve klitorisin kesilerek alınması şeklinde görülen cerrahi bir uygulama. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli devletler tarafından genital sakatlama olarak da adlandırılmakta.

Genel olarak Müslüman Afrika ülkelerinde gözlemlenen bu ritüel, kızlıktan kadınlığa geçmenin ve gerçek bir kadın olmanın değişmez şartı. Erkek egemen toplumun dayattığı, fakat kadınlar arasında sessiz sedasız halledilen bir pratik.

Kız sünneti işlemi halen Afrika da otuz ülkede, Arap yarımadasında birkaç ülkede, Güneydoğu Asya da bazı toplumlarda ve bu ülkelerden Avrupa ya, Amerika ya ve Avustralya ya göç etmiş etnik topluluklarda gizlice uygulanmaktadır. Ayrıca kadın genital organının sakat bırakılması operasyonlarının batı ülkelerinde de tarih boyunca zaman zaman uygulandığı bilinmektedir. Bu geleneksel uygulamanın tarihi kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte eski Mısır uygarlığından beri var olduğu sanılmaktadır. Dünya sağlık örgülünün raporlarına göre yaklaşık 80-132 milyon yaşayan kadının bu uygulamaya maruz kaldığı, her gün 4-12 yaşlar arasında 6000 Afrikalı kız çocuğuna bu girişimin uygulandığı, dünyada ise her yıl iki milyon yeni uygulamanın yapıldığı bildirilmektedir.

Sünnetli kadınlar, hayatları boyunca regl dönemlerinde ve cinsel ilişki sırasında dayanılmaz ağrılar çekiyor. Sünnetsiz kadınlar ise  kabilelerine ve soyadlarına ihanet etmiş sayılıyor, dolayısıyla aile tarafından reddediliyorlar. Hayat kadını veya fahişe statüsünde kabul edildikleri için asla evlenemiyor ve her türlü sosyal grubun dışında kalıyorlar. Bu duruma düşmekten ve ‘kirli’ addedilmektense yüzyıllardır anneler, kendi elleriyle küçük kızlarının çığlıklarını duymazdan gelerek onları sünnet ettiriyor. İffetli birer kadın olabilmeleri için..

Peki kadınların sünnet edilmesinin geleneksel nedenlerinin yanında sosyolojik sebepleri de yok mu? Tabii ki var. Sünnetli kadınlar, klitorisleri olmadığı için hiçbir zaman haz duyamıyor. Bu da kadını cinsel açıdan nötralize ediyor ve sadece bebek yapan bir makinaya dönüştürüyor. Ayrıca dikişi genişlememiş veya açılmamış kadının bekareti, dışarıdan bakıldığında kolayca anlaşılıyor. Dolayısıyla bu ritüelin, bir nevi ‘bekaret kontrol mekanizması’ olduğu da söylenilebilir. Yani Türkiye’deki gibi işi şansa bırakmamışlar. Belki kızlık zarı geridedir, esnektir, doğuştan yoktur gibi durumları düşünmelerine gerek bile yok. Kadın sünneti bir kültür değildir, kadın sünnetinin dinle bir ilgisi yoktur. Bu durum değişmelidir ve değişim bizim ellerimizdedir. Kadınlar cinsel hayatında zevk almadan sadece erkek istiyor diye ilişkiye girdiği meta parçası değildir.

 

Gizem Nur Tekin

www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu