Eğitim

Küba eğitimi üzerine birkaç söz…

 “Bugün politikacılar, halkın cehalet içinde kalmasıyla ilgileniyorlar, çünkü cahil bir halk, fanatizm ve önyargı ekicilerinin, kapitalizmden çıkarı olanların en iyi müttefiki ve ilerlemenin en büyük düşmanıdır”.

Komutan Fidel Castro Ruz, 29 Mayıs 1959

elio1Türkiye’de eğitimin daha da gericileştirilmeye, özelleştirilmeye ve bir lüks haline getirilmeye çalışıldığı bu günlerde, okuma-yazma oranı yüzde 100 olan Küba, bütün insanlar için ücretsiz ve kaliteli eğitimin mümkün olabileceğini gösteriyor. Bu başarı hikayesini öğrenmek ve ne yapmalı sorusuna verilen bir cevap olarak irdelemek gerekiyor.

Küba’nın sosyalist bir devlet olduğunu ilan eden 1959 Devriminin temel önceliklerinden biri eğitimdi.Bu nedenle devrimin ardından Küba’daki tüm okul ve üniversite yönetimleri feshedildi. Adadaki tüm eğitim kurumları, “Eğitim ne bir iş ne de bir ayrıcalıktır” diyen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eline geçti.

Eğitim konusunda Devrim’e miras kalan rakamlar korkunçtu. Bölgeler arasındaki kaynaklar ve fırsatlar arasındaki eşitsizlikler çok büyüktü. 1953 yılında, 10 yaş üstü nüfusun yüzde 23,6′sı okuryazar değildi. Kentsel bölgelerde bu oran yüzde 11, kırsal bölgelerde yüzde 41,7 idi. Çocukların yüzde 54′ü eğitim alamıyordu. Bir milyondan fazla yarı okur-yazar vardı. 1950′li yıllardaki oran, 1920′li yıllara göre daha da kötüydü.

Küba’da Devrim öncesi eğitim yüzde 58 cahillik oranıyla tamamen bozulmuştu: “Zorunlu ve parasız ilköğretim sistemi getirilmiş olmasına karşın yeteri kadar derslik, mobilya ve okul yoktu. 6,5 milyon nüfuslu Küba’da, 1953 yılında, yarım milyon çocuk okulsuzdu, bir milyon kişi okuma-yazma bilmiyordu, okul çağındaki çocukların sadece yarısı ilkokula gidebiliyordu, orta ve yüksek öğretime yalnızca kentsel nüfus ulaşabiliyordu ve on bin işsiz öğretmen vardı” (Pedagog, Enrique Jose Varona)

İşte bu yüzden Fidel Castro, 26 Eylül 1960 tarihinde, BM Genel Kurulu önünde Küba’nın tüm Latin Amerika’da okur-yazarı olmayan ilk ülke olacağını söylüyordu. Ve üç aşamalı bir eğitim devrimine başlandı.

İlk adım, okuma-yazma kampanyası (Alfabetizasyon) oldu. İkincisi, 1972 yılında oluşturulan Eğitim Tugayları. Daha sonraki, tüm halkın genel kültüre ulaşmasını hedefleyen “Fikirler Savaşı” idi. Fikirler savaşı, eşitlik yoluyla tam sosyal adaleti sağlama, eğitimi daha nitelikli kılma, herkesin kültüre erişimini sağlama, herkesin yeteneklerini kullanabilmesi ve ortak bir yurttaşlık kültürünün yaratılması anlamına geliyordu.

Devrim’in ilk işlerinden biri pro-kapitalist sistemden kalan cehaleti ortadan kaldırmaktı. Bu amaçla Fidel Castro hükümeti, ülkede ki tüm okuma-yazma bilmeyenlerin saptanması için aydınları, öğrencileri, ev kadınlarını, gençleri, ordu mensuplarını, okuryazar olan herkesi bir araya getirdi ve onları okuma-yazma eğitim projesi (Alfabetizasyon) altında örgütledi.

Kampanya kapsamında, 35 bin öğretmen ile yüz binden fazla okuryazar gönüllü, okuma-yazma öğretmek için kırsal bölgelere gönderildi. Gönüllüler gündüzleri köylülerle birlikte çalışarak geceleri okuma-yazma öğrettiler. Sonuç başarılı oldu, birkaç yaşlı dışında tüm Kübalılar okuma-yazma öğrendi. Bu muazzam çalışma ile kısa sürede önemli sonuçlar elde edildi. Küba, kısa süre zarfında, 1958 yılında yüzde 23,6 olan okuma-yazma bilmeyenlerin oranını, keskin bir geçişle, yüzde 3,9′a düşürdü. Kampanya dünya çapında büyük beğeni topladı.

student-teacher

1959 yılı sonlarına doğru, Küba’da yaklaşık 10.000 derslik inşa edildi. 6-12 yaş arası çocuklarda okullaşma oranı %90′a kadar yükseltildi. Yaklaşık 40.000 öğrenciye eğitim vermek için askeri tesisler kullanıldı. Aynı yıl, hedefi tam bir insan yetiştirmek olan Kapsamlı Eğitim Reformu ilan edildi. Kız ve erkek çocukların, bütün yılı geçirebilecekleri, içinde sağlık ve sportif tesislerin bulunduğu yatılı okullar inşa edildi.

Ve ayrıca, işçilere doğrudan bilgi götürmek, üniversite ya da ortaöğretim düzeyinde eğitimi hakkını kullanmak ve yetişkinlerin eğitimini kolaylaştırmak için, müfredatı kırsal bölgelerdeki kadınların gözü ile Ana Betancourt tarafından geliştirilen İşçi ve Köylü Okulları kuruldu.

O zamanlar Bakanlığa bağlı olan Ulusal Kültür Konseyi tarafından, insanların kitaba kolay erişimini sağlayacak bir kütüphane ağı oluşturulması ve yaygınlaştırılması amacıyla, 62 noktada Küba Ulusal Yayıncılık Kurumunu kuruldu. Öğrencilerden ve işçilerden pek çok tugay oluşturuldu. Bunların birçoğu karşı devrimci saldırılara maruz kaldı, hatta Küba halkının ilerlemesini istemeyenler tarafından öldürüldüler.

Devrim yalnızca ilk ve ortaöğretim çağındaki çocuklara okul ve derslik inşa etmekle kalmadı. Ayrıca çocukları okulda beslemek, fiziksel durumlarını geliştirmek için yeterli alt yapıyı hazırladı.

1961 yılında, devrimci bir eğitim programı oluşturularak Eğitimi Kamulaştırma Yasası resmen ilan edildi, eğitimin özelleştirilmesi yasaklandı ve özel okullar kapatıldı. İlk ve orta öğretim zorunlu eğitim kapsamına alındı. O andan itibaren çocuklarını okula göndermeyen veliler suçlu ilan edilecek, hatta hapis cezasına çarptırılabileceklerdi.

1962 yılı Ocak ayı sonlarında, Fidel Castro, Jose Marti Devrim Meydanı’nda, “Tamamladık!” diye neşeli sloganlar atan 300 bin kişinin karşısında, kampanyanın başarısını ve Küba’nın cehaletten arındırılmış bir ülke olduğunu ilan etti. Ve o gün, 22 Aralık tarihi, Ulusal Eğitim Gün’ü olarak ilan edildi.

Küba Anayasası, “Herkesin eğitim hakkı vardır” ve “Herkes her düzeyde parasız eğitim alma hakkına sahiptir” der. Bu yasalar gereğince, kadın ya da erkek, herkesin, her türden ve her düzeyde parasız eğitim almaya; ekonomik durumları ne olursa olsun herkesin parasız okul malzemeleri edinmeye, burs almaya hakkı vardır ve devlet tüm öğrenciler için geniş çaplı bir burs sistemi oluşturmak ve evrensel eğitime ulaşmayı tek amaç edinerek işçilerin eğitimine öncelik vermek zorundadır. “Herkes beden eğitimi alma, spor yapma ve dinlenme hakkına sahiptir.” Bu yasa, beden eğitimi ve spor etkinlikleri dâhil, eğlenme hakkını müfredat kapsamı içinde garanti altına alır ve bunlara kitlesel katılımı kolaylaştıran kaynakların insanlar için kullanılabilir duruma getirilmesini ve öğretiminin yaygılaştırılmasını garanti eder.

Bugüne bakacak olursak şu an Küba’da okullar, genellikle yılın 220 günü, günde 6-7 ders saati olmak üzere, tam gün eğitim vermekte. 10. sınıfa kadar eğitim zorunlu. Ülkede, dini ve özel okul yok ancak dini kurumlar kendi eğitimlerini verebilirler. Devrim öncesi 7.674 olan okul sayısı, 12.446′ya çıkarıldı. Halk, eğitimle ilgili kararlara ve denetim sürecine katılmakta ve en önemlisi Küba Eğitim Sistemi  teoriyle pratiği, okulla hayatı, eğitimle üretimi birbiriyle bağdaştırmaktadır.

Daha detaylı bilgi almak için bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

Dünyalılar

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu