Arka Bahçemiz

Sadaka Kültürü

Siz aman isyan etmeyin, aman devletinize karşı gelmeyin. Otobüslerde istiflene istiflene gitsek de, muayene beklerken ölsek de önemli değil. ‘Hamd olsun.’ Bu ‘aman susalım’ sendromunun toplumda bir illet hastalık olarak yerleşmesini görmemek ve buna dolaylı bir şekilde destek olmak hastalıkla mücadeleye köstek olmaktır. Köstek olmamanın en güzel yolu da hastalığa kapılmamaktır. 

Peki, nasıl koruyacağız kendimizi bu hastalıktan? ‘Sadaka kültürümüzde vardır’ diyerek mi, ‘ben mi kurtaracağım memleketi’ demek mi çözüm yoksa ‘canları cehenneme! Bu milletten bir şey olmaz, polisle, belayla falanda uğraşmaya değmez’ mi diyelim?

Kitlesel inisiyatif kullanma becerisi geliştirememiş toplumlara neler oluyor? Hatırlayalım Türkiye”de ve dünyanın başka yerlerinde zenginlerin zekât bağışları vardı.

Endonezya’da zengin bir aile zekât dağıtıyor, halk kuyruklara geçiyor ve binlercesinin de katılmasıyla çıkan izdihamda 21 kişi ölüyor. Bir avuç zenginin eline bakan binlercesi ‘sadaka kültürünü’ de, ‘hamd etmeyi’ de gösteriyor ve tabii sınıfsal çelişkiyi de. Gericilik, medya ve korku faktörleri köle düzenini ayakta tutuyor. Birisi dünya malının önemsizliğini, hep çalışan sınıfın aleyhine bir kanaatkârlığı üfürüyor, televizyonları da magazin, gece hayatı, lüks ve şaşaalı yaşamlar afyonunu gençliğe yutturuyor ve maalesef başarılı da oluyor. Bu iki handikapı atlatanların karşısına ise polisiyle, askeriyle düzenin bekçileri çıkıyor. En çokta hain ilan edilmekten korkuluyor ve pasifize olunuyor. Doğrudur insanların çok kolay hain edildikleri bir ülkede yaşadığımız. İşte en son handikapta da soğukkanlı olunması gerekiyor ve eli taşın altına koymadan bir kazanım elde edilemeyeceğinin bilinmesi de. Israrla halka gerçek hainleri işaret etmek aydınların, aydınlanmış öğrencilerin, aydınlanmış işçilerin ve işsizlerin görevidir.

Bunların dışında bir faktör varsa bu da serbest piyasa ekonomisinin vazgeçilmezi olan bireycileşme. Toplumsal sorunlara yabancılaşan ve egolarının peşinden koşan insanların yaratılması yani kısacası bencil toplumun yaratılması sermaye düzeninin vazgeçilmezi. Toplumcu düşünceyi unutmamak için vicdanlarımıza da seslenmemiz gerekiyor.

Son tahlilde bütün bunlarla mücadele etmek gerekiyor.

Sorgulayarak, düşünerek.

Emre Karagöz – KTÜ Trabzon

www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu