Bilim Teknoloji

Sezaryen doğumlar ve insan evrimi

Sezaryenle doğum göz göre göre insan evrimini olumsuz etkiliyor…

Sezaryen-doğumlar-insan-evrimini-etkiliyor

Sezaryen ameliyatı çok eski yıllarda, antik çağlarda bile ilkel olarak uygulanmaktaydı. O yıllarda henüz ameliyat ve anestezi teknikleri ve gerekli ilaçlar geliştirilmediği için sezaryen ameliyatı ameliyattan sonra annenin öleceğine kesin gözüyle bakılarak, sadece bebeği kurtarmak amacıyla yapılan bir ameliyattı.

Hem annenin hem de bebeğin sağ olarak kurtarıldığı ilk sezaryen ameliyatı, 1500 yılında İsviçre’nin Sigershauffen şehrinde yapıldı. Görevi, domuzları hadım etmek olan Jacob Nufer, gebe eşinin rahatsızlandığını görünce, büyük bir cesaret göstererek sezaryen ameliyatı tek başına gerçekleştirdi.

Ülkemizde ise, anne ve bebeğin yaşamını devam ettirdiği ilk başarılı sezaryen ameliyatı 1900′lü yılların başında, saray cerrahı olan Cemil Topuzlu tarafından, İstanbul Nişantaşı’nda bir konakta gerçekleştirilmiştir.

Dünyada sağlık örgütü tüm sezaryen doğumlardan yalnızca %15’inin sezaryen olmasını önermektir. Bu şu demektir: bir ülkedeki doğum oranlarının en fazla yüzde 15’i sezaryen olmalıdır. Ülkemizde ise bu oran yüzde 50`dir.

Viyana Üniversitesi`nden Philipp Mitteröcker ve ekibinin yaptığı araştırmalara göre; hamilelik esnasında, kadının çatısına (pelvisine) uymayan bebek kafası büyüklüğü oranı toplam doğumlarda dünyada yüzde 3 iken, bu oran son 50 yılda yüzde 3,3 ila 3,6 oranına ulaşmıştır. Bu da normal doğumun gittikçe dahada zorlaşacağını gösterir. 

Evrim sonucunda nasıl ki yediğimiz gıdalar ile ilgili olarak, atalarımıza göre çok daha küçük çene yapısına sahip olacak şekilde evrildiysek, aynı şekilde sezaryen ile doğumun çoğunlukla konfor açısından tercih edilmesi sonucunda ve genler ile büyük kafaya sahip bebeklerin olması, kadının çatısının darlığı da bir sonraki kuşaklara aktarılarak, ileride sadece sezaryen ile bebeklerin dünyaya gelebileceği de yapılan bu araştırma sonucunda özellikle vurgulandı.

İlkel insandan bu yana devamlı kadının çatısının daralmasını da kuşaktan kuşağa daha dik bir şekilde yürümemize bağlayan uzmanlar, sezaryen doğumun anne veya bebeğin tehlikeli bir durumda olması halinde yapılması gerektiğini, aksi takdirde kadının çatısına uymayan bebek kafası büyüklüğünün ve çatısı dar kadın sayısının hızla artarak, normal doğumun tarihe karşılaşabileceği riskini hatırlattılar.

Ayrıca uzmanlar sezaryenle doğum, annenin veya bebeğin hayati tehlikesi bulunduğu durumlarda kurtarıcı olarak yapılan acil bir ameliyat olarak kalmalıydı görüşünde ısrarlı.

Sezaryen karın açılarak yapılan ameliyatlarda oluşabilen her türlü riski taşır. Bebeklerde ise sezaryen sonrası solunum sıkıntısı ve yenidoğan sık solunumu hastalıklarının oranları, normal doğuma göre yedi kat fazladır. Sezaryen doğum sonrası çocuklarda daha fazla astım gelişmektedir.

Kısacası insanın evrimi büyük gizemlerinden biri olmasına rağmen, kesin olan şu ki; insan evrimi doğal koşullarda, teknolojinin yardımı olmadan hayatını sürdürebilecek şekilde ilerlemiyor. Teknolojiye bağlı tehlikeli bir evrim süreci içinde, belkide insanoğlunun devamlılığını farkında olmadan tehlikeye atıyoruz.

Çeviri ve özgün makale: İnanç Kaya

Kaynaklar :

ttp://www.spiegel.de/…/kaiserschnitte-wie-die-op-die-evolu…

http://www.sezeryan.gen.tr/sezeryan-dogum-nasil-olur.html

http://jinekoloji. com/turkiyede-ve-dunyada-sezaryen-oranlari

http://www.timeturk.com/…/29/tarihteki-ilk-sezaryen-dogum.h…

http://www.jinekolojivegebelik.com/…/gebelikte-hamilelikte-…

http://www.birgun.net/haber-detay/sezaryen-dogumlar-insan-evrimini-etkiliyor-138417.html

 

Dünyalılar (www.dunyalilar.org)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu