Arka BahçemizÇevre

Soluk Mavi Nokta: Orası Bizim Evimiz, Bizim Gezegenimiz

Soluk Mavi Nokta, Dünyanın Voyager 1 sondası tarafından rekor uzaklıktan çekilen bir fotoğrafın adı. Bu fotoğraf, dünyayı uzayın sonsuzluğu içinde tek başına gösterir. “Soluk Mavi Nokta”, Carl Sagan’ın bu fotoğraftan esinlenerek 1994’te yazdığı kitabının da adıdır. Fotoğraf, 2001 yılında space.com tarafından en iyi on uzay fotoğrafından biri seçilmiştir.

Voyager 1 sondası, dış güneş sistemini incelemek maksadıyla ABD tarafından 5 Eylül 1977’de fırlatıldı. 14 Şubat 1990’da NASA, asli görevini tamamlamış ve artık Dünya’dan hayli uzaklaşmış olan Voyager 1’e yeni komutlar yollayarak Güneş Sistemi’ndeki tüm gezegenleri fotoğraflamasını sağladı. Gelen fotoğraflardan birinde, grenli bir siyah yüzey üzerinde uçuk mavi bir nokta görülüyordu. Bu, Dünya’ydı.

11 Mayıs 1996’da, Carl Sagan, bir konuşmada fotoğrafı yorumlamıştır:

Soluk Mavi Nokta

“Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor.

Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.

Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı. Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor.

Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok. Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.

Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza.”

Voyager 1, kısa süre önce yıldızlararası uzaya giren ilk insan yapımı nesne oldu. Jüpiter ve Satürn’ü geçtikten sonra güneş sisteminden çıktı ve 2012’de Güneş’in manyetik alanının etkisinin bittiği ve Galaksinin geri kalanının başladığı sınırın ötesine geçti. Kardeş gemisi Voyager 2 de yıldızlar arasındaki boşluğa, ancak farklı bir yöne doğru ilerliyor. Her ikisi de Dünya ile temas halinde kalıyor, azalan güç rezervlerinin sağlayabildiği bir avuç bilimsel bilgiyi bize gönderiyor.

İleri gelecekte her iki sonda da ölmüş olacak. Ancak yapısal olarak Voyager’lar galakside sürüklenerek milyonlarca yıl boyunca bozulmadan kalabilecekler. Belki de bir gün sondaların kökenlerini ve yaratıcılarını merak edecek bazı gelişmiş uygarlıklar tarafından bulunabilecekler. Bu nedenle her bir uzay aracı, Dünya’daki çeşitli yaşam, ortam ve insan kültürlerini tasvir etmeyi amaçlayan sesler ve görüntüler içeren altın kaplama bakır fonograf kaydı biçiminde bir mesaj taşıyor. 57 farklı dilde 116 resim, çeşitli doğal sesler ve mesajların yanı sıra Voyager Altın Plakları, dünyanın farklı bölgelerinden 90 dakikalık müzikler de içeriyor.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu