Spor

Sporda Modern Zaman Kahramanları

Spor her zaman için toplumun buluşma ve gerçek hayattan kaçış noktası olmuştur. 19. yy. sonlarında küresel bazda endüstriyelleşmeyle birlikte güç kazanan işçi sınıfının buluştuğu yer futbol sahaları idi.

Çeşitli branşların da gördüğü ilgi ve kazandığı itibarla birlikte sporcuların toplum üzerinde olan etkisi de zamanla arttı. Ancak toplumlar gelişirken 20. yy. ortalarında en büyük sorun ırk ve cinsiyet ayrımıydı.

Yeni kıtada siyah-beyaz ayrımı insanlık dışı boyutlara ulaşabilirken, tüm dünya genelinde de kadın sporcuların tek amacı eşit şartlarda spor yapabilmekti. Bu iki büyük problem 3 ayrı sporcunun modern tarihe damga vurmasıyla çehre değiştirdi.

Jackie Robinson; Amerikan Profesyonel Beysbol Ligi’nde forma giyen ilk siyahi sporcu. Muhammed Ali; ırkçılık ve savaşa karşı verdiği mücadeleyle boksu zamanın en çok izlenen sporu haline getirmişti. Ve sporda kadın ve eşcinsel hakları için mücadele eden Billy-Jean King.

Siyah-beyaz eşitliğinin öncüsü

 

Jackie Robinson özellikle Amerikan spor tarihine tabuları yıkan ilk isim olarak geçti. 1947 yılında MLB’de forma giyen ilk siyahi isim olmasının yanında yaşandığı dönem itibariyle de çok önemli. Henüz sivil hakları için mücadele etmeye başlamamış bir halk için önder olmuştu. 1947’de en iyi çaylak, 1949’da da en değerli oyuncu unvanını kazandı. Ama başardıkları bunların çok daha ötesindeydi. Martin Luther King, Jr., Robinson’la ilgili olarak “Sivil hakların kazanılmasında öncü ve sembol bir isim” ifadelerini kullanmıştı. Robinson’ın efsanesi son olarak “#42” isimli 2013 yapımı filmle beyaz perdeye aktarıldı.

İslam’ı seçti, savaşa ‘hayır’ dedi

Sivil hakların kazanılmasındaki önemli spor figürlerinden bir tanesi de dünyaca ünlü boksör Muhammed Ali’ydi. Cassius Clay adıyla 22 yasında Dünya Ağır Sıklet şampiyonu unvanını kazanan ünlü boksör adını sonsuzluğa savaş karşıtı söylemleriyle yazdırdı. İslam’ı seçmesinin ardından ABD’nin Vietnam’daki savaşına destek vermediğini ve cepheye gitmeyeceğini ilan etti. Sonrasında tutuklanmasına ve boks lisansının iptal edilmesine rağmen fikrinden dönmeyen Ali, dünya çapında çok büyük bir destek gördü. Son yüzyılın en sportmeni seçilen Muhammed Ali ırkçılığa karşı verdiği mücadeleyle de öne çıktı. 1960 Roma Yaz Oyunları’nda kazandığı madalyayı siyahlara hizmet vermediği gerekçesiyle bir restoran çıkışında Ohio Nehri’ne attığı anlatılır.

Kadınlara eşitliği getirdi


Her ne kadar 12 Grand Slam kazansa da Billie Jean adını tarihe ‘Cinsiyetlerin Savaşı’nda profesyonel seviyede bir erkeği mağlup eden ilk ve tek kadın tenisçi olarak yazdırdı. Onun kazandığı zafer de tıpkı Robinson ve Muhammed Ali gibi sadece sahada sınırlı değildi. Gerek kariyeri boyunca  gerek emekli olduktan sonra kadın hakları için mücadele veren King, 1960’ların sonundaki ‘Kadın Hareketi’nin de önderlerindendi.

Kadınların iş dünyasında kazandığı eşit haklarda katkısı bulunan Billie Jean, 1974’te Dünya çapında misyon üstlenen Kadın Spor Vakfı’nı kurdu. 1960’larda kadınların iş dünyasında eşit haklar aramaya başlamasıyla kadın tenisçiler de seslerini yükseltmeye başlamışlardı. Çünkü profesyonelliğe geçen kadın tenisçiler 1 dolarlık kontratlara imza atıyor ve üniversitelerden burs alamıyorlardı. Tüm bunlar King, önderliğinde bir bir değişmeye başladı.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu