Arka Bahçemiz

Tanrı Savaş mı İstiyor?

Tarih boyunca yapılan binlerce savaşta izlenen en ilginç yan şudur: Savaşan her iki taraf da “Tanrı bizimledir,” der. Her iki taraf da Tanrı’dan yardım diler. Her iki taraf da savaşta ölenlerin Tanrı katında önemli bir yere ulaşacaklarını anlatır. Çoğu zaman her iki taraf da Tanrı adına savaştığını söyler.

Bu nasıl olur? Tanrı savaş mı istiyor? Ya da Tanrı, kulları arasındaki savaşlarda taraf mı tutuyor?

Eğer Tanrı kavramı üzerinde biraz daha derin düşünürsek, onun taraf tutmasının ne kadar yanlış olduğunu anlayabiliriz. Hemen tüm dinlere göre, “Tanrı ölümsüzdür ki, bu da şu anlama gelmektedir: Tanrı sonsuz bir zaman şeridi içinde var olmuştur ve bundan sonra da olacaktır. Tanrıyı savaşan taraflardan birinin yerine yanına koymak ne kadar doğruysa, diğer tarafın yanına koymakta o kadar doğrudur. Bu durumda iki tarafın eşitliği birbirini götürür. Oysa şiddetin aksine, barış yolunun Tanrı tarafından onaylanmaya ihtiyacı yoktur. Çünkü barış, var olduğu her yaşam tarzını iyiye götürmüş ve kendi meziyetleri sayesinde haklı çıkarmıştır.

Aslında tek tanrılı dinlere ait kutsal kitaplarda Tanrı’nın savaşa karşı olduğuna dair pek çok bölüm vardır. Bu dinlere göre, insan hayatı kutsaldır, öldürmek günahtır, Tanrı yarattığı varlıklara karşı şiddeti onaylamaz. Örneğin, Katoliklerin ruhani lideri Papa 16. Benedikt’in 2006 Kasım ayı başında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında , Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, yaptığı konuşmada şöyle demişti:

“Biz dini liderler, din bilginleri ve dini kurumlar, uluslararası siyasetin gerilimlerine alet olmayı redderek, bu sosyal çözüme katkı sağlamak zorundayız. Biz müslümanlar, şiddet ve terörün her türlüsünü, kime karşı ve kim tarafından işlenirse işlensin, kınıyoruz ve onu bir insanlık suçu olarak görüyoruz. Bizler, masum bir insanın kanını dökmeyi, bütün insanları öldürme gibi ağır bir suç ve günah sayan bir dine mensubuz…Önyargılar, önemli ölçüde tarihsel korku ve kaygılardan beslenmektedir. Özellikle biz dini liderlerin ve dini kurumların bu korku ve kaygılara dayalı önyargıların esiri olmaması ve sağduyulu davranması, evrensel barış ve huzurun tesisinde esastır.”

Çeşitli dinlere mensup kimi bilginlere göre savaş, Tanrı’nın sıfatlarına ters düşen bir eylemdir ve ona ihanet anlamına gelir. Buna göre savaş karşıtı olmak ya da savaş kışkırtıcılığı yapmak da Tanrı’ya mal edilebilecek sıfatlar değildir. Bunlar insanlara has kavramlardır.

Yine de, tarihin kaydettiği binlerce savaşın kökeninde, ekonomik nedenlerin yanında dinsel tahriklerin de küçümsenmeyecek bir yeri vardır.

Yazıyı George Carlin’in şu sözü ile bitirelim:

Dünyanın dört bir tarafındaki askeri mezarlıklar tanrının yanlarında olduğuna inandırılmış, beyni yıkanmış ölü askerlerle doludur..

Barış Kültürü / Şefik Asan

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu