Güncel

Zalimsiniz…

Menfaatinizin, derneğinizin, vakfınızın, örgütünüzün, aşiretinizin, takımınızın, derginizin, cemaatinizin ya da iktidarınızın devamı, siz bile bile BİR TEK İNSANIN bile acı çekmeye devamına bağlıysa, zalimsiniz. Milyonların hayrına çalışıyor olsanız bile. Bir tek insanın acısının sebebi sizseniz, o acıyı durdurmanız milyonlara zarar verebilir diye inanıyorsanız, size yine zalim denir. Zalimsiniz.

 

Diliniz kibirli, üslubunuz tegallüb dayatıyor ve sözleriniz masum insanların hayatlarını hurdahaş ediyorsa size kibirli denmez, zalim denir. Ölümden sonraki bir hayata ve hesap gününe inandığınızı iddia ederek yapıyorsanız aynı zamanda münafıksınız.

Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Her insanın. Kürt, Alevi, Sünni, Şii, Nusayri, Hıristiyan, Yahudi, Ermeni, Kemalist, Komünist, Ateist dahil. İktidar sahibiyseniz ve bağlılık yemini ettiğiniz hukuk nezdinde masum bir tek insan elinizden dilinizden emin değilse, size zalim denir.

Bağlılık yemini ettikleri hukuku kendilerinden olmayanlara karşı ihlal edenler ve buna göz yumanlar zalimdir.  Maide suresi, 8. ayeti.

Varlık temelli karşıtlıklar, ötekiler üretiyor, ötekilere duyduğunuz nefreti adaletin üzerine çıkartıyorsanız, zalimsiniz.

Açlık sınırındaki maaşlarını zar zor alabilen insanlar kamu adına iş tuttuğunuz işyerlerinde maaşlarından ucuza güvenlik ihlallerinden hayatlarını kaybediyorsa sadece sorumsuz değil, zalimsiniz. Geriye kalıp ağıt tutan sevenleri gözünde ise düpedüz katilsiniz. Bu yoksulluğu değiştirebilecekken adına asgari, bu cinayetleri engelleyecek hukuk için gücünüz varken adına kader deyip geçiyor, bu taksime fıtrat diyebiliyorsanız size aymaz, siyasi, hükumet ya da gerçekçi değil; düpedüz zalim denir.

Yerine getirmekte geciktiğiniz her söz sizi güvenilmez yapar ama kamu gücünü kontrol ediyorsanız, aynı zamanda zalimsiniz. Geciken her söz, seçim takvimlerine yayılan her hak iadesi için defalarca, zalimsiniz.

Kamudan aldığınız ruhsat, sorumsuzluk ehliyetiniz haline geldiyse, zalimsiniz. Kamu maslahatı ve menfaatiniz birbirine muhtaç hale geldiyse, zalimsiniz.

Bir zalime kendi iktidarınız için savaş açıyor ve insanların katledileceğini bile bile bunu zafer için, iktidarınızın selameti için değer buluyorsanız, stratejik değil, cesur değil, mücrim ve düpedüz zalimsiniz.

Küçük zalime karşı büyük zalimle iş tutmanız sizi her zaman reel-pratik yapmayabilir ama kesinlikle zalimle aynı safta kılar. Zalimlerle iş tuttuysanız, zalimsiniz.

Kamu gücünü kontrol ediyorsanız, en küçük ahlaksızlığınıza bile sadece ahlaksızlık denmez, zulüm denir; zalimsiniz.

Size emanet edilen kamu gücünü liyakat, hukuk ve ehliyet gözetmek yerine kapı kulunuz olmaktan medet umanlara teslim ettiğinizde işbilir değil ve sadece gaspçı değil, aynı zamanda zalimsiniz.

Bir tek insanın mahremiyetini ihlal ettiğinizde ister halkın güvenliği adına isterseniz Allah adına yapmış olun, sadece aşağılık bir röntgenci değil, aynı zamanda zalimsiniz.

Toplumsal rahatsızlıkları merhamet, anlayış, dinlemek, sabır ve kucaklamakla çözmek kısa veya uzun vadeli çıkarınıza uygun gelmiyorsa, size sağlam değil, zalim denir.

Halkı etkileyebilecek bir konumdayken bir yalanınız bir tek insanın bırakın hayatına, saçının bir teline bile mal oluyorsa, sadece yalancı değil, zalimsiniz.

Halkı bir linç güruhuna çevirme gücünüz ve etkiniz varsa ve sizin tırmandırdığınız krizlerde çocuğu öldürülmüş anneleri halka yuhalatabiliyorsanız size kriz yönetemeyen ergen değil, sadece merhametsiz değil, müstekbir ve zalim denir.

Bir iktidarın olumlanacak hizmetleri elbette olur ve çeşitli nedenlerle savunanların her şeyi meşrulaştırması da mümkündür. Halkın istikrar istemesi de son derece normaldir. Ama görevini daha iyi yapmaya çalıştığı durumlarda aferin demekle yetinmeyip, onu top yekün savunuyorsanız, size adil denmez. Zulmetmiş ve bunun hesabını vermemiş bir iktidarı savunan, onun uzantısı haline gelen, onu savunmayı görev bilen her şair, yazar, sanatçı, aydın, akademisyen; her kişi ve kuruluş kendileri ne kadar adil olurlarsa olsunlar onlara adil denmez. Zulmetmiş iktidarı savunduysanız, zalimsiniz. Yanlışına, yalanına, hatasına, zulmüne her sessiz kaldığınızda, bir o kadar daha zalimsiniz. Zulme her sessiz kaldığınızda, zulme ortak olursunuz. Zulm alkışlamasanız bile seyirci kaldığınız her seferinde, zalimsiniz.

Hukuksuzluğun egemen olduğu bir düzen cadı avlarıyla, linç mafyalarıyla, cinayet örtbaslarıyla inşa edilirken elinizi taşın altına sokmamışsanız, (ya da atabileceğiniz taşı atmamışsanız), daha önce ne veya nerede olduğunuz önemli değildir; hangi bayrağı ya da flamayı sallarsanız sallayın, siz de zalimsiniz.

Bir tek insana zulmedilmesine razı olmak pahasına özgür olmaktansa, sefil ve tutsak yaşayıp elleri temiz birer Müslüman ölmeyi tercih etmeliyiz. Etmezsek, zalimlerden oluruz.

Omelas’ı terkedin. Terketmezseniz, zalimsiniz.

Mehmet Efe

www.dünyalılar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu