Gelecek

Geleceǧin toplumu (2): Yapay zekâya sahip olan geleceǧe de sahip olur

gelecek1

 

Yapay zekâ ile ilgili yapılan yorumlarda eskiden şöyle bir klişe vardı: “Yapay zekâyı da yaratan insandır, dolayısıyla insan her zaman yapay zekâdan daha akıllı olacaktır.” Ancak son zamanlarda bu klişe gūncelliǧini yitirdi. Çūnkū yapay zekâ teknolojisi hızla gelişiyor. İnsan evriminin gelişimi ise sınırlı. Örneǧin yapay zekâ sonunda turing testini geçmeyi başardı.[1]  Turing testi bugüne kadar yapay zekâ tarafından geçilememişti.

Yine Microsoft ve Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin birlikte geliştirdikleri bir bilgisayarın, girdiği IQ testinde insan zekâsını geride bıraktığı iddia ediliyor. Başka tūrlūsū de mümkün değildir. Çūnkū yapay zekadaki gelişim çok hızlı seyretmektedir. Devletler bu işe her geçen gūn daha fazla būtçe ayırmaktadır. Çūnkū bilmektedirler ki, yapay zekâyı kontrol eden, geleceği de kontrol eder.

Peki korkulan olur da bir gūn yapay zekâ insan kontrolūnden çıkarsa o takdirde neler gelişebilir? Bu kötū senaryoda insan varlıǧı yok bile olabilir. Goya’nın “Çocuklarını Yiyen Satūrn” tablosunda anlatıldıǧı gibi olur.[2]

Tersine bir sūreç islerse yapay zekâ da bir gūn insanlıǧı yiyebilir, yok edebilir mi?

Bir gün insanlık, yapay zekâ konusunda kontrolü elden kaçırabilir ve frene de basamayabilir. Bu konuda başta Hawking ve başka bilim insanları da sık sık uyarıda bulunuyorlar. Ancak bu uyarılar, gerçekçi olmak gerekirse hiçbir işe yaramayacaktır. Kimse bu süreci engelleyemez ne yazık ki…

Gelişmelerden herkes eşit olarak yararlanacak mı?

Gelecek ile ilgili öngörülerde özellikle teknolojik ve bilimsel gelişmelerden sanki insanlar eşit olarak yararlanacakmış gibi yorumlar yapılıyor. Ancak ben böyle olacağını dūşūnmūyorum. Bugūn hâlâ dūnyada milyarlarca insan internet kullanmıyor. Gelecekte bu ayrım daha keskin olacak; yani teknolojik ve bilimsel gelişmelerin çoǧundan yalnızca zengin ve elit kesimler yararlanacak. Yoksullar bu gelişmelerin çoǧundan yararlanamayacaklar.

“Eǧer makineler her şeyi ūretecekse, sonuç bunun nasıl bölūşūleceǧine, daǧıtılacaǧına baglıdır. Herkes makineler tarafindan ūretilen lūks ve zenginlikten yararlanacak mı, yoksa insanların çoǧu sefilliǧe mi mahkûm olacak eǧer makinelerin sahipleri bu zenginliǧin daǧıtımına, bölūşūmūne  izin vermezlerse? Şimdiye dek görūlen eǧilim ikinci seçenektir, yani teknoloji eşitsizliǧi arttırmıştır.”[3]

Yukarıdaki sözleri Stephen Hawking söylūyor. Ben de ona katılıyorum.

Kyoto merkezli Spread şirketi dünyanın robotlar tarafından işlenecek ilk çiftliği kurma hazırlığında. Bu teknik mahsulü arttırmanın ötesinde insan, enerji ve su giderinden tasarruf sağlayacak. Japonya’nın Kyoto şehrinde faaliyet gösteren Spread, 2017’de tamamen robotlar tarafından yönetilecek bir çiftlik açacağını duyurdu. Robotların ilk uğraş alanı ‘marullar’ olacak. Hazırlıkları devam eden çiftlik kendi yöntem ve araçlarıyla günde 30 bin marul elde etmeyi hedefliyor. Beş yıl içerisinde ise bu sayının 50 bine çıkması bekleniyor.[4]

Bilim insanları uyarıyor

Yapay zekâ uzmanları, robotların gelecekte insanlığa karşı oluşturabileceği tehditlere karşı uyarı içeren bir açık mektup hazırladı. Birçok bilim insanının imza attığı mektupta, yapay zekânın insan kontrolünden çıkmaması gerektiği vurgulandı.

Yapay zekânın insanlık ūzerindeki etkisi endişelerin dile getirdiǧi gibi olumsuz olabilir mi? Bunun insanlıǧın kendi içindeki iktidar ilişkilerine ne derece etkisi olabilecek? Yapay zekânın şimdiden insan zekâsını geçtiǧi söyleniyor. İnsanın kontrolūnden çıktıǧında neler olabilir?

Gelecekte robot orduların savaşlarından söz ediliyor? Bu da iktidar oyunlarında yeni bir aşamayı gösteriyor. Bir de buna kontrolden çıkmış yapay zekâyı eklerseniz, durum iyice karmaşıklaşıyor.

Stephan Hawking,  ayrıca, kapitalist açgözlülük ile dünyadaki işgücü otomasyonun birleşmesinden de endişe duymakta. Aslında, hepsi bir arada ele alındığında, Hawking’in sayısız uyarıları, iktidardaki kibirli seçkin sınıfa ve onların kâr odaklı faaliyetlerine, uzun vadeli sonuçlar dikkate alınmadan uygulanan projelerine yöneliktir.[5]

Ayrıca Google “kişilige sahip robot” teknolojisini patentledi. Google’ın geleceğe dair vizyonu, her bir insana ait kişisel bir robot yerine, robotlar arasında aktarılabilecek kişilik özelliklerini öngörüyor.  Patentte şöyle belirtiliyor:

“Kişilik ve duygu hali diğer robotlarla paylaşılabilir; böylece bir veya birden fazla cihazdaki robotlar klonlanarak kopyalanabilir. Bu sayede, kişi bir başka şehre seyehat etse bile, evindeki robotunun kişilik ve duygusal özelliklerini bulunduğu şehirdeki robota (bir diğer “deriye”) indirebilir. Böylece robotun kişiliği taşınabilir ve aktarılabilir olur.”[6]

ex-machina-wellbots

İnsanlığın kıyameti mi?

Matrix filminde insanlarla savaşan makinelerin öykūsū anlatılıyor. Makineler insanlardan çok daha akıllı, gūçlū  ve hızlıdır, ayrıca ölmemekte, kendisini kopyalayabilmekte ve sonsuz sayıda çoǧalabilmektedir. Onların karşısında bir avuç insan direnmekte, ama makineleri yenememektedirler. Gelecekte gerçekten böyle olabilir mi?

Bazı bilim insanları yapay zekânın (artificial intelligent = AI) insanlıǧın kıyameti olacaǧına dikkat çekiyorlar bu baǧlamda.

69 yaşındaki  teorik fizikci Michio Kaku, daha pragmatik yaklaşıyor soruna ve yapay zekânın beynine onu kapatabilecek  bir çip (chip) konulabileceǧini belirtiyor.
Yazar Charles Stross, “Bana göre şu anda görülen ya da gelecekte görebileceğimiz yapay zekâlar tehlikeli olabilir. Ama bunun tek sebebi bu yapay zekânın hizmet ettiği insanlar olur.” diyor.
Ancak Stross’un bu bakış açısı sorunu çözūmlemiyor, ya bir gūn yapay zekâ kendisini kontrol etmeye başlar ve insanlıǧın kontrolūnden çıkarsa? Ya da AI kendisini kontrol edenleri kontrol etmeye başlarsa? Şu ya da bu nedenle makineler insanları öldūrmeye başlarsa ve durdurulamazsa, o zaman bu insanlıǧın sonu da olabilir.
Yapay zekânın diǧer bir özelligi öǧrenebilir ve deǧişebilir olması aynı zamanda. O zaman her şey Kaku’nun söylediği gibi bir çiple çözūlecek gibi görūnmūyor. Sorun çok daha karmaşık. Yapay zekâ aynı zamanda tamire de ihtiyaç duymuyor, kendi kendini onarabiliyor, bu kapasiteye sahip olabiliyor. Gelecekte yapay zekâ o kadar zeki olabilir ki, kendisini başka bir şeye bile dönūştūrebilir ve bir transformer olabilir. İstediǧi şeye dönūşebilecek bir yapay zekâyı ise kimse durduramaz.
Yani yapay zekâ insanlıǧın görebileceǧi en būyūk potansiyel tehlike olabilir. Diğer yandan bilimsel ve teknolojik gelişmenin önünde de kimse duramaz. Bu şu anda insanlıǧın būyūk bir paradoksudur.
IBM’den Facebook’a, Google’dan Toyota’ya, Microsoft’a dūnyadaki birçok uluslarötesi şirket yapay zekâya būyūk ölçeklerde yatırım yapıyorlar.

Toshiba son  olarak   insana  fazlasıyla benzeyen,  insanlara  özgü jest ve mimikleri kullanabilen bir robot geliştirmiş. Robota ‘Aiko Chihira’ adı verilmiş. Gerçek  insan  derisine çok benzeyen bir  yapay  deri ile kaplanan Aiko, Android robot işaret dilini kullanıyor. Bu şunu da gösteriyor aslında, robotlar insanlaşıyor, hem fiziki olarak hem de dūşūnsel olarak. Yakın gelecekte davranışları da insanlaşabilir. AI’nin, duygusal zekâsiı da gelişecektir buna paralel olarak. İşte böyle olduǧunda tehlike de gelmiş demektir. İnsandaki öldūrme, ele geçirme, sahip olma, sömūrme, ezme vb… gūdū, davranış ve duygularına sahip olabilecek bir robot gerçek bir tehlike olacaktır. Yapay zekânın, iyi eǧitimli bir pilottan 250 kez hızlı ve kapasiteli olduğu da kanıtlandı.[9]

Dört geniş kategoride yapay zekâ organize Google yapay zekâ araştırma direktörü Peter Norvig ile KaliforniyaUniversitesi bilgisayar bilimcisi Stuart Russell, yapay zekâyi dört ana kategoride sınıflandırdılar[10]:

l İnsanlar gibi düşünen makineler,

l İnsanlar gibi hareket eden makineler,

l Rasyonel düşünen makineler,

l Rasyonel hareket eden makineler.

Yapay zekânın diğer bir özelliği ise, karmaşık çalışan sistemleri insandan çok daha kolay uyum sağlaması ve çalıştırmasıdır.

Beynimiz bilgisayara mı dönūşecek?

Ayrıca robotlar silah olarak kullanılmaya başlıyor yavaş yavaş. Bu konuda Pentagon’un Rusya ve Çin’e ūstūnlūk sağlamak amacıyla 12 milyardan 15 milyar dolara uzanan bir būtçe önerdi. Google’ın mühendislik direktörü Ray Kurzweil, 2030 yılına kadar beynimize nanobotlar yerleştirileceǧini böylece de öğrenmek ve yüksek hızda herhangi bir bilgiye erişimi saǧlayabileceǧimize inanıyor. Böylece dūşūnce ve anılarımızı da beynimizde arşiv edebilecegiz.[xi] Nanobotlar (nanorobot), nanoteknoloji ile ūretilmiş çok kūçūk otonom robotcuklar.

Böylece yakın gelecekte beynimiz yarı bilgisayara dönūşebilir.

Beyni bilgisayara yūkleme dūşūncesi bilim kurgu filmlerinde rastlanan bir olgu. Ancak bununla kalmıyor, Google muhendislik direktoru Ray Kurzweil, belki 2045 yılına kadar bunun mūmkūn olacaǧını iddia ediyor.

Robotlar insan davranışlarını da hızla öǧreniyorlar, kūfūr etmek ya da yalan söylemek gibi. Gelecekte insan öldūrmeyi de öǧrenecek kadar gelişebilirler. Hatta kızacak ve nefret edecek denli… Yalnızca robotlar insani özellikler kazanmıyor, aynı zamanda insanlar da robotlaşıyor. Ancak insan, bu konuda yapay zekâ ile yarışamaz. Çūnkū insan evrimi kendi çizgisinde daha yavaş ilerler. Ancak teknolojinin ilerlemesi son derece hızlıdır. İnsan ancak yarı mekanikleşerek evrimini hızlandırabilir belki.

Robotların insan davranışlarını da anlamaya başladıǧı ve çok yakında bu konuda uzman olabilecekleri de söyleniyor. Bir insan nasıl bizi anlıyor ya da anlamıyorsa, aynısı robotlarla olan ilişkilerimizde de geçerli olabilir.

Būtūn bu gelişmelerin varacaǧı sonuçlardan birisi de insanın kendisine, topluma ve her şeye ışık hızında bir yabancılaşmaya uǧrayacaǧıdır.

Uluslararası Robotik Federasyonu’nun yaptığı açıklamaya göre, 2015 yılında gerçekleşen yüzde sekizlik artışla robot satış rakamları ilk kez yıllık 240 bin adet robotun üzerine çıktı.

Endūstriyel robot satışları her gūn artıyor. Bu da robot yapan robotların bir gūn fabrikalarda tamamen insanların yerini alabileceǧi dūşūncesini gūçlendiriyor. Yine aynı verilere göre 2016 sonunda dūnyada satılan robot sayısının 1,7 milyon olacaǧı öngörūlūyor.

Endūstriyel robotların yanısıra yakında savaş sektörlerindeki alanda da insanların yerini savaşçı robotların alacaǧı dile getiriliyor.

Gary Marcus, New York Üniversitesi’nde araştırmacı psikolog olarak çalışan Gary Marcus, hemen hemen tüm AI çalışanlarının makinelerin bir gün bizi aşacaǧına  inandıklarını söylūyor.
Zaten gelişimi çok hızlı seyreden bir şeyin, kendi evrim çizgisinde yavaş ilerleyen insanı geçmemesi imkânsızdır.

Robotların insanlaşması, insanın robotlaşması
Bu iki sūreç birlikte işleyecektir, nasıl yapay zekâya sahip robotlar insana özel bazı özelliklere -mimik, gūlme, duygusal tepki verme vb…-, sahip oluyor ya da ileride olacaksa, insan da kendi vūcutsal organlarını parça parça robotlaştırarak daha işlevli bir vūcuda sahip olacaktır. Beyninin bir kısmı bile yapay zekâ ile gūçlendirilebilir. Çūnkū beyin de aslında bir bilgisayardır.

Bu etkileşimde robotlar insanlaştıkça, insan da robotlaşacaktır. Bu durum aynı zamanda ikili ilişkileri daha mekanik bir hale getirecek ve insanın duygusal dūnyasını da derinden etkileyecektir.

Bu konuda būyūk şirketlerin yanısıra, devletler de yatırım yapıyorlar. Başta ABD, Japonya, Çin vb… Çūnkū biliyorlar ki AI’ye (Articial Intelligent=Yapay zekâ) sahip olan geleceğe de sahip olur.

George Orwell, “1984” başlıklı kitabının bir yerinde şöyle diyor: “Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar.”
Yapay zekâya sahip olan, geleceğe de hūkmedecektir.

Erol Anar

Dūnyalılar

Dipnotlar

[1] Alan Turing tarafından yapay zeka için tarihi bir dönüm noktası olan test sonunda süper bilgisayar  Eugene Goostman tarafından ilk kez geçildi. 65 yaşındaki ikonik Turing testine göre bilgisayar programı 13 yaşındaki bir çocuğu simüle ediyor. Yazılım Saint Petersburg, Rusya’ dan Vladimir Veselov  ve Eugene Demchenko tarafından geliştirildi.

[2]Tabloda, Yunan Tanrısı Kronos’un (Roma karşılıǧı Satūrn) kendi yerine geçmelerinden korktuǧu için çocuklarını doǧumdan hemen sonra yemesi anlatılıyor.

[3]Renata Santino:Stephen Hawking explica o risco da evolução da inteligência artificial”, 08.10.2016, http://olhardigital.uol.com.br

[4]https://dunyalilar.org/robo-irgatlarin-elinden-bir-tutam-marul.html
[5]Claire Bernish: “Stephen Hawking Warns Humanity: Leave Earth Before the Ruling Class Destroys It”, January 20 2016, http://theantimedia.org
[6]http://www.evrimagaci.org/fotograf/114/7343
[7]Matt Peckham: “What 7 of the World’s Smartest People Think About Artificial Intelligence”,May 5 2016, http://time.com/4278790/smart-people
[8]”Yapay zekâ insanlığın sonu olacak korkusu gerçekçi mi?”
, 5 Aralık 2014, bbc.com
[9]Ricardo Costa: “Inteligência artificial de combate dá surra em pilotos de caça veteranos”, 1 Julho 2016, http://www.tecmundo.com.br
[10]Diêgo Lopez: “O que é inteligência artificial?”, 2 Junho 2016, http://acrediteounao.com
[11] age.
[12]”Could We Upload A Brain To A Computer – And Should We Even Try?”, http://www.iflscience.com

[13] http://www.ifr.org/
[14]George Divorsky: ” Todo lo que conoces sobre la inteligencia artificial es incorrecto”, 14.03.2016, http://es.gizmodo.com
[15]George Orwell: “1984”, Editora Companhia das Letras, São Paulo, 2009, p.59.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu