Tarih

Janusz Korzcak ve Çocuk Hakları

Janusz KorzcakDünyanın bir kısmına karanlık bulutların çöktüğü bir zaman aralığının maalesef tarihi tanıklarıyız. Sadece bazılarımız, çokça soruyoruz kendimize, neden bu yüzyılın tanığı olmak zorundayız? Neden bu yüzyılda, böylesine acılara belenmiş bir coğrafyada doğduk ve yaşıyoruz? Ve insanlık tarihinin binlerce yıkım hikayesinden neden bir şey öğrenmiyoruz? Çok değil, daha dün sayılan ve adına 2. Dünya Savaş’ı denilen o büyük yıkımın tahribatlarını atlatabildik mi? Dünyanın ve yaşamın farkındalığında olanların ortak cevabı, sanmıyorum olacaktır. Peki bizler her gün sürekli beynimize ince ince nakş edilen bu katliam, kıyım ve yok olmayı bu yetişkin halimizle kaldıramazken, o küçücük bedenleriyle yıkımların ve zulmün kor ateşlerinde yanan Kürt çocukları, çocuklarımız nasıl kaldıracak, nasıl üstesinden gelecekler, kim bunun hesabını onlara verecek?

Nazi faşizminin yaşandığı yıllarda Polonyalı doktor, çocuk kitabı yazarı ve pedagog değerli Janusz Korczak bu soruyu kendine sormuş olmalı ki, bugün ki, evrensel çocuk hakları sözleşmesi onun da katkısıyla ortaya çıkabildi.

Janusz Korczak Polonya’da doktorluk yaptığı zamanlarda sosyal konulara olan ilgisini özellikle yetim-öksüz ve proleter sınıfın çocuklarının diğer çocuklarla aynı fırsatlardan yararlanabilmesi üzerine odakladı. Bahsi geçen çocuklar için yaz dönemlerinde tatil kampları organize etti ve tüm bunları kendi maddi imkanları ile gerçekleştirdi. 1912 yılında bir yetimhanenin idaresinin sorumluluğu teklif edilince, doktorluk mesleğini bırakarak, kendini 1. dünya savaşına kadar, tamamen yetimhane çocuklarına adadı.

Bu süre içerisinde yetimhaneyi adeta bir “Çocuk Cumhuriyeti”‘ne çevirdi. Sadece adı cumhuriyette kalan bir yaşam alanı değildi bu yetimhane, çünkü çocuklar için, çocukların yarattığı yasalar çerçevesinde yönetiliyordu.

Evet, çocuk yasaları, ” Magna Charta Libertatis”

Bu çocuk yasaları sadece üç maddeden oluşsa bile, gerçekten çok büyük anlam ifade ediyordu.
Çocuğun kendi ölümüne karar verme hakkı.
Çocuğun kendi günlük yaşantısını düzenleme hakkı.
Çocuğun kendi gibi olma hakkı, çocuk olma hakkı.

İlk madde biraz ürpertici ama içeriğine bakarsak, aslında çocuğun öğrenme için gerçekleştireceği tüm deneyimleri sınırsızca yapma hakkının verilmesini içeriyor. Doktorluk yaptığı yıllarda çokça karşılaştığı bir olgu olan, aşırı hijyen ve buna bağlı olarak yetişkinlerin çocuklara bir çok alanı yasaklamasını bu maddenin ortaya çıkmasına neden olarak gösterir, Korczak. Çocukların hastalanmaması için beyaza boyalı odalar, özenle seçilmiş “bazı” oyuncaklar vb. vs. Tüm bunlar çocukların iyiliği için alınan ama çocukların yaratıcılığını yerle yeksan eden önlemler, diye bahseder, Yaşlı Doktor.

İkinci konu, evet çocuğun gününü nasıl geçireceğine çocuğun kendisi karar vermeli. Çünkü çocuk kendisinin neye ihtiyacı olduğunu bilir ve bu ihtiyacı gidermek için yine en doğru mekanizma kendisidir. Kimse dışarıdan çocuğa gün içinde neye ihtiyacı olduğunu dikte etmemeli. Çocuğun kendi sorumluluğunu alamaması ve kendine özgüven geliştirememesi, sürekli yetişkinlerin böylesi müdahalelerinden kaynaklanmaktadır. Bu tıpkı bir devletin halkına üstten bir algı ile ihtiyaçlarını dikte etmesine benzer.

Çocuğun kendi gibi olma hakkı, çocuk olma hakkı, gerçekten çocuğa bırakılmalı. Çocuk eğitiminde kullanılan metodların çoğu, çocuğu baskı, yasaklama ve kısıtlamayı içerir. Bu durumda çocuğun gelişimi tam olarak gerçekleşmemiş olur, çünkü deneyimleme yoluyla öğrenmek yerine, sürekli başkalarının öngörüleri ve kuralları çerçevesinde öğrenmek zorunda kalır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise eğitimcinin her bir çocuğu ihtiyacı, bireysel özellikleri, ilgi alanları çerçevesinde birebir teşvik etmesi ve yönlendirmesidir.

Korczak’ın Dom Sierot (Lehçe dilinde yetimhane) içinde uyguladığı bu üç temel kural veya pedagojik yöntem, 1919 yılında kalem aldığı “Bir çocuğu nasıl sevmeli” kitabı sonraki yıllarda Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Bildirgesinin kaynaklarından birini oluşturmuş diyebiliriz.

1942 yılında Hitler rejimi Korczak tarafından yönetilen yetimhanedeki 200 çocuğu Treblinka imha kampına götürme kararını alır. Bu kararın anlamı 200 çocuğun yok edilmesidir. Korczak bir pedagog ve çocuk hakları savunucusu olarak gönüllülük temelinde çocuklarıyla beraber kampa gider. Yaşlı Doktor’un tam olarak ölüm tarihi bilinmiyor, ama bilinen tek bir gerçek var, Janusz Korzcak tüm çocuklar ve insanlık için ölümsüz olanlardan.

Janusz Korczak
Bu görsel Korczak ve çocukların imha kampına gidişlerini sembolize ediyor. Jerusalem, Yad Vashem Anıtı. Heykeltraş Boris Saktsier

Belki birgün Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, İdil’de evlerin bodrum katlarında, enkazların altında kalan ve cenazeleri teşhis edilemeyen Kürt çocukları için, Suriye’de kirli savaşın en masum tarafı ve kaybedeni olan Suriye’li tüm çocuklar için, Afganistan’da Taliban gibi ahlak dışı bir toplumsal yapılanmanın her türlü sömürüsüne maruz kalan Afgan çocukları için, Boko Haram’ın zorla savaştırdığı Nijerya’lı çocuklar için, minicik bedenlerini bile daha tanımadan en ilkel yöntemlerle sünnet edilmiş olan 125 milyon kız çocuğu için, birer Janusz Korczak çıkar.

Arzu Güngör

www.dunyalilar.org

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu