Kediler evcilleştirilmemiş aksine evcil olmayı tercih etmiştir. Onların bu doğal bencilliği, bir çok kedi severin yakından bildiği gibi günümüzdeki kedi davranışının da temelini oluşturmaktadır.
Evcil kedi her ne kadar diğer evcil hayvanlar gibi uysal ve insana alışık olsa da bağımsız ve hatta vahşi olma özelliğini korumaktadır. Biraz daha ileri gidecek olursak kedilerin hala tam olarak evcilleştirilmediği ve evcilleştirme sürecinin devam ettiğini söylersek pek abartmış olmayız.
Kediler yalnız yaşarlar, sürü hayvanı değildirler. Doğada sadece üreme mevsiminde bir araya gelirler. Bu nedenlerden dolayı kedinin insanlarla yakınlaşması köpek ve diğer hayvanlardan çok daha sonra olmuştur.
Her ne kadar evcil kedi ile ilgili gözlemler ve çalışmalar çok uzun zamandır sürmekte ise de evcilleştirme ile ilgili gizemli hava henüz ortadan kalkmamıştır. Bunun nedeni evcilleştirilmelerinden bu yana geçen sürenin uzunluğudur. Bu süre ise köpek 20-30.000 yılken, kedi için farklı kaynaklara göre 5-9000 yıl kadardır..)
Kedilerin evcilleşmesinin temel aşamaları aslında çok basittir. Toprak insanları atalarının göçebe hayatını bırakıp, yerleşik hayata geçtikçe, bu toplulukların varoluşları tarım ürünlerine bağlandı. Senede iki kez ürün almaları ve tüketim fazlası ürünlerin oluşması bunun depolanmasını zorunluluk haline getirmiştir. İlk zamanlar bu sadece ürünlerin sepetlerde saklanması şeklinde oluyordu. Bu ürünler fare, sıçan ve diğer kemirgenlerin dikkatini kısa sürede çekti. Bu şekilde kolay ve çabuk gıda bulabilen bu hayvanlar insanların bulundukları yerleşim yerlerini istila etti. Bunun sonucunda bu hayvanların doğal düşmanı olan kediler insan topluluklarının yakınında ilk kez görünmeye başladılar. Depolanan tahıllara çok büyük zararlar veren kemirgenlerin, kediler tarafından yendiğinin fark edilmesi insanlar için çok uzun bir süre almadı. İnsanlar, kediler tarafından yenilebilir ev artıklarını evlerinin yakınlarına bırakarak kedilerin dikkatini çekmeye ve onları çevrelerinde tutmaya başladılar. Kediler içinde bu eşsiz bir fırsattı böylece hem insanların verdiği yemekler hem de kendi avladıkları kemirgenler onların yaşamlarını kolaylaştırdı.
Sonuç olarak kedilerin düşmanlarının da insanlardan uzak durması ve insanların kedilerle yakınlık kurmaya çalışması bu ortak yaşamın temellerini atmış oldu.
Evcil kedilere ait keşfedilen ilk tarihi bulgular, 4 bin yıllık antik Mısır çizimleriydi. Ancak Çin’in orta bölgesinde yer alan Quanhucan adlı çitçi köyünde yapılan kazılarda bulunan 5300 yıllık fosiller, kedilerin insanlarla sanıldığından daha uzun zamandır birlikte yaşadığını gösterdi.
Birazda tarihsel süreçte inceleyelim bu minik dostlarımızı…
Kediler eski Mısırlarca el üstünde tutulurdu. İncitilmelerinin veya öldürülmelerinin yasalarla karşısına geçilmişti. Kedilere tapınma o kadar benimsenmişti ki hayvanın ölümü durumunda bütün aile yas tutardı. Zengin ya da fakir herkes kedilerinin leşlerini, ipeklerle sarıp bronz ve tahta -Mısır’da değerli maddelerden yapılmış kutularının içine yerleştirerek mumyalardı.
İki bin yıldan daha eski olan Sanskrit yazıları Hint toplumunda kedilerin rollerinden bahseder. M.Ö 500 civarında Çin’de Konfüçyüs’ün çok sevdiği bir kedisi vardı. Aynı dönemde Japonlar kutsal el yazmalarını korumak için pagodalarında kediler tutmaya başladı.
Kedilerden, özellikle kara kedilerden korkma ilk olarak Ortaçağ’da Avrupa’da, bilhassa da İngiltere’de ortaya çıktı. Bağımsız, inatçı ve sinsi karakterlerine ek olarak büyük şehirlerde hızlıca çoğalmaları kedilerin gözden düşmesine katkıda bulundu. Cadı histerisi Avrupa’da egemen olmaya başladığında evsiz, yalnız ve kedisever kadınların çoğu kara büyü yapmakla suçlandı. Onların yoldaşları kediler (özellikle kara olanları) de cadılarla ilişkilendirilmeye başlandı. Bu inanç iyice yerleşti ve hatta cadıların sokaklarda fark edilmeden kolayca dolaşabilmeleri için kendilerini kedilere dönüştürdükleri inancı Salem cadı avları boyunca Amerika’da da hâkim oldu. Ortaçağ’ın sonlarına doğru çoğu toplum kedilerin neslini tüketmeye çabaladı. Cadı korkusu paranoyaya dönüştükçe bir sürü masum kadın ve zararsız hayvan kazıklarda yakıldı. Avrupa’nın her tarafında yüzyıllar boyunca kara kediler katledilmiş olmasına rağmen siyah renk geninin türden silinmemiş olması oldukça şaşırtıcıdır.
Türkiye’de Sümeroloji biliminin kurucularından olan B.Landsberger isimli bilim insanı, Mezopotamya Faunası isimli kitabında, Sümerlerin fare avcısı olarak kediyi kullandıklarını belirtmiştir. Kedi ile ilgili arkeolojik bulguların araştırılması sırasında Anadolu’da da evcil kediye ait izler olduğu saptanmıştır. Ankara’nın doğusunda Yozgat yakınlarındaki Alişar’dan (Ankuva) çıkarılmış olan kedi başı şeklindeki bir kap M.Ö. 1740 yılına aittir.
Bu arada bilim insanları sadece ilk evcil kedinin izini sürmüyor. Merak ettikleri bir diğer konu ise kedilerin gerçekten tam olarak evcilleşip evcilleşmediği. Washington Üniversitesi’nden Dr. Wesley Warren kedilerin genomları üzerinde araştırmalar yapıyor. Bu genomları safkan hayvanlarla karşılaştırarak kedi biyolojisinin büyük resmini çizebilmeye çalışıyor. Belirli genlerin ne kadar farklılaştığını bulmak için evcil kediler ile vahşi kedilerin genomlarını araştırdı. Vaşak (Felix silvestris) evcil kedinin atası ve alt türleri Avrupa, Afrika ve Batı Asya’dan Orta Asya’ya kadar bulunuyor.
Warren en yeni raporunda şu cümlelere yer veriyor: “Köpeklerden farklı olarak, kediler henüz tam olarak evcilleştirilmiş değiller. Vahşi kedilerden ayrılmaları çok yeni oldu ve bazıları hâlâ vahşi uzak akrabalarıyla birlikte sürüyor.”
Vahşi kedilerin genomları ile karşılaştırıldığında, evcil kedilerin belleklerinde ve korku güdülerinde değişim olduğu ve ödüller ile teşvik edildiğinde öğrenmeye meyilli oldukları ortaya çıktı. Tüm bunlar, ehlileştirmenin evrimiyle alakalı. Washington Üniversitesi’nden Michael Montague, Science’a yaptığı açıklamada, “Artık insanların etrafında kendilerini güvende hissediyorlar ve insanlar onlara sürekli yemek vaad ettiklerinden bizi terk etmiyorlar” diyor.
Sibel Çağlar
Kaynaklar:
Dr.S.Tarkan Özçetin:Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Hayvan Yetiştirme ABD’da yapılan doktora tezinden
SIRADAN ŞEYLERİN SIRADIŞI KÖKLERİ – Charles Panati
livescience.com/48696-origins-of-cat-domestication.html
2fmagazine/com
Dünyalılar