Peter Fecher 18 yaşındaydı, hayalleri vardı ve bu hayalleri bir duvarın arkasına sığdıramazdı…“Berlin Duvarı” yani Almanca “Berliner Mauer. 46 km uzunluğunda dünyanın Doğu ve Batı bloku olarak iki ayrı kutba ayrıldığı ve soğuk savaşın yaşandığı dönemde, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya bölgesine kaçışını engellenmesi için yapılmış olan bir utanç duvarı…
Duvar, Doğu Almanya’nın içinde ABD güdümünde kapitalist Batı Berlin’i çevrelemek için, Doğu Almanya meclisinin kararıyla 12-13 Ağustos 1961’de bir gecede örüldü. Duvarın ilk oluşturulan hali geçişleri engellemeyince yüksekliği artırıldı, mayın tarlaları, köpekli askerler ve gözcü kuleleriyle geçiş tamamen engellendi.
Doğu ve Batı Berlin’in arasındaki bu duvar, aslında biri 3,5 diğeri 4,5 metrelik iki çelik parçadan oluşuyordu. Doğu tarafına bakan duvar kaçmaya yeltenecek insanların kolay görünmesi için beyaza boyanmıştı. Buna karşılık Batı Almanya’ya bakan taraf ise grafitti ve çizimlerle doluydu. Doğu kısmında duvar boyunca yerde çelik kapanlar ve mayın tarlaları,186 yüksek gözetleme kulesi ve yüzlerce lamba vardı. gene bu taraf motosikletli ve yaya polisler ve köpekler ile de sürekli kontrol halindeydi. Duvar boyunca 25 karayolu, demiryolu ve suyolu sınır kapısı yer alıyordu. Tüm bu kontrol ve gözetlemelere rağmen, yaklaşık 5 bin kişi çeşitli yöntemler ile Doğu’dan Batı’ya kaçmayı başardı.
İşte hikayemizin kahramanı olan Peter Fechter ve Helmut Kulbeik adlı iki gencin de istediği aslında sadece Batı Almanya’nın havasını solumaktı. İki arkadaş bunun için duvara yakın bir marangozhanede pusuya yattılar. Ve nihayet gözcülerin arkasını döndüğü bir an ikisi de koşarak duvara tırmanmaya çalıştı.
Duvara tırmanmaya çalışırken bu iki kafadarı farkeden gözcüler ateş etmeye başladı. Helmut Kulbeik tırmanmayı başardı. O artık Batı Almanya’daydı, fakat arkadaşı Peter Fechter o kadar şanslı değildi…
Peter, kasığından giren bir kurşun sebebiyle duvarın dibinde yere uzandı. Can çekişiyordu. Birilerinin ona yardımcı olması gerekiyordu. Hem Batı Almanya, hem Doğu Almanya tarafında herkes onun can çekiştiğini izliyordu.
“Bedeni Doğu Almanya topraklarında olduğu için Batı Almanya’da onu izleyenler sınırı geçip ona yardım edemiyordu. Ruhu Batı Almanya’ya ait olduğu içinse, Doğu Almanya’da onu izleyen askerler bilerek yardım etmiyordu.
Peter’a ancak öldükten sonra yardım gelmiş ve fotoğrafta da görüldüğü gibi Doğu Almanya askerlerinden biri tarafından cansız bedeni taşınmıştı. İşin trajik yanı, Peter Doğu Almanya’dan kaçtığı için bir “suçluydu” ve cesedi kimsesizler mezarlığına gömülmeliydi.
Doğu Almanya’da kanun gereği duvardan kaçmaya çalışırken ölenlerin cenazesine ailelerinin gelmesi yasaktı. Kimse gelemedi cenazesine…
1997 yılının Mart ayında Rolf Friedrich ve Erich Schreiber adlı iki asker onun ölümünden dolayı yargılandılar ancak kesin olarak ateşi kimin ettiği anlaşılamadığı için ceza almadılar.
Duvarın Batı tarafına, tam olarak ölene kadar kanını akıttığı yere bir haç konuldu onun anısına 1984 yılında. Blokların birleşmesinden sonra da bu anıt mezar, Zimmerstrasse’ye taşındı. Bugün oradan geçenler 18 yaşındaki bu genci şu sözler hatırlıyorlar:
Sadece özgür olmak istedi…
Sibel Çağlar
Dünyalılar