X, Y, Z, Milenyum derken karşımıza yeni bir kuşak tanımı daha çıkıyor. Kısaca onlara “140 karakter kuşağı” diyelim isterseniz…
Y kuşağının abileri ablaları, çoluk çocuğa karışmaya başladı bile. Bu ‘Y kuşağı’ nın yaşlıları (80-87 doğanlar)’ çok çileli bir döneme denk geldi. Onlar gözlerini açtıklarında ne özel televizyon vardı ne cep telefonu ne de internet. Her türlü hızlı değişime, en hızlı onlar uyum sağlamak zorunda kaldılar. Üstüne üstlük gelişen teknolojinin ortasında doğmuş, yabancı dil problemini yavaş yavaş çözen ‘genç Y kuşak’ (87 sonrası 2000 arası doğanlar) arkalarından hızla ilerliyordu.
Bu ‘Y kuşağının abileri ablaları’, kendinden büyük kuşakla çatıştı ama nihayetinde derdini anlatabildi, değişimi yakalaması gerektiği noktada kollarını sıvadı ve diğerlerini en iyi dinleyen kuşak oldu.
Önümüzdeki zamanlar ise çok daha ilginç bir döneme gebe.
Levent Erden’in dediği gibi twitter size sadece 142 karakterle derdinizi anlatmanız gerektiğini söylüyorken, ‘algılama dağarcığı’ sürekli daralıyor..
142 karakterden fazlası okunmuyor bu düzende.
Hatta araştırmalar, facebook’da, twitter’da üst üste atılan mesajların da okunmadığını söylüyor.
Bir video sitesi sadece 6 saniyelik görüntülerinizi yayınlıyor. Uzun görüntüler, yazılar daralan algı dağarcığının dışında kalıyor.
Tasarımda, yazıda her şeyde sadelik,okunabilirlik ön plana çıkıyor.
İşte tüm bu gelişmelerle birlikte 2000’ler sonrası doğan yeni nesile ‘140 karakter kuşağı’ diyebiliriz.
Şimdilerin ‘genç Y kuşağı ‘ (87-2000) ile ‘140 karakter kuşağı’ arasında yaşanacaklar merak uyandırıcı bir mesele.
Bir çatışma olmayacak sanırım,belki de birbirlerine karşı kayıtsız kalacaklar.
Kuşak çatışması tabirini komik bile bulabilirler.
2000 sonrası doğan ‘140 karakter kuşağı’, ‘fonetik, çok sesli, çok uyarıcılı’ büyümeleri nedeniyle çok zeki ve konular arasında daha güçlü bağlantılar kurabiliyorlar.
‘140 karakter kuşağı’ nın erken gençlik dönemini bir hayal edin. Bugünlerde 3-5 yaşında olanların gelecek dönemlerini bir düşünün;
– Az kelime ile derdini anlatmaya alışmış olacaklar, saniyeler içinde demek istediğini pat diye ortaya koyabilecekler.
– Sembollerin, kısaltmaların önemi artacak ve bu unsurlar aralarındaki yeni ortak dili oluşturacak.
– Sadelik, basitlik, bilgiye yakın olma, yalın düşünce ortak özellikleri olacak.
– ‘Keyif’ olgusu iyiden iyiye yaşamlarına damgasını vuracak.
– Sosyal medya belki de bütünüyle bir ‘keyif yarışı’ halini alacak.
– Dünya kültürlerini daha çok yaşayacak, savaşlara hiç anlam veremeyecekler.
– Göçmen oldukları yerlerde, önemleri artacak, belirleyici olabilecekler.
– Konvoyla dolaşan politikacı önünden geçerken, bu durumu komik bulacaklar.
– Bol maskeli, bürokrat hallerimizi okudukça ya da duydukça bizimle de dalgalarını geçecekler.
Belki. Kim bilir…
Fırat Devecioğlu
http://www.firatdevecioglu.com/
Editörün notu: Kuşaklar hakkında kısa bir ek bilgi:
Sessiz Kuşak (The Silent Generation): Savaş kuşağı adı da verilen, 1925-1945 yılları arasında iki dünya savaşı arasında doğan kuşaktır. Bu dönemin en önemli olayları II. Dünya Savaşı ve ekonomik buhran.
Baby Boomers (BB): 1950’den sonra artan doğum oranları sonucunda ortaya çıkan nesildir. Yüksek refah düzeyine sahip bir ortamda büyüyen bu kuşak bireyselliği ön planda tutmaktadır. Baby-Boomer kuşağı tüm dünyayı politik olarak etkileyen 68 kuşağını yaratan çocuklardır.
X kuşağı (Generation X / Baby Busters): Baby Boomers kuşağının çocuklarıdır. Özellikle 1965 – 1976 yılları arasında doğan kuşak olup, o dönemde yaşanan ekonomik krizlerden ve sosyal sancılardan etkilenen kayıp kuşak diye de ifade edilen bir nesildir. Çalışan, birkaç yerden para kazanan veya işten ayrılmış anne-babaların çocuklarıdır. İşsizlik kavramını ailelerinde gördükleri için işlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar ve genellikle mecbur kalmadıkları sürece işlerini değiştirmezler. Bu kuşakta eğitim çok önemlidir. Teknolojiyle sonradan tanışmış bir kuşaktır.
Y kuşağı (Generation Y / Echo Boom): 1977-1994 arası doğumlu nesildir. En önemli özelliği özgürlük ve teknolojidir. Y kuşağının temel özellikleri bilgiye hemen ulaşmaları, teknolojiyi çok iyi kullanmaları ve yalnızlıktır. Bu kuşağın bir diğer özelliği de, kendilerine çok fazla güvenmeleridir.
Milenyum kuşağı (1994-2003 yılları arasında doğan kuşak) ve Z kuşağı (2003 yılından sonra doğan kuşak) sınıflamanın içerisinde olan ama haklarında henüz çok az şey bilinen kuşaklardır.