Arka Bahçemiz

Anlamadım, çığlık mı dediniz sayın bakan?

Anlatıyor çocuk… “Kürkçüler Cezaevine girerken çırılçıplak soyulduk. Askerler bize bağırarak küfür ediyorlardı. ‘Pis teröristler, devlete karşı çıkmak neymiş size göstereceğiz’ diyerek tekme tokat bizi bir saat kadar dövdüler. Bize zorla halay çektirdiler. Kış olmasına ve çırılçıplak olmamıza rağmen üzerimize tazyikli su sıkıyorlardı bir yandan da.

çığlık

Askerler bizi iyice dövdükten sonra gardiyanlara teslim ettiler. Gardiyanlar da demir paspaslarla her yerimize vurdu. O an çığlıklar atıyorduk. “Ne olur bizi dövmeyin” diye yalvarıyorduk. Dayak hep devam etti. Bize ağır yükleri taşıtıyorlardı. Kürkçüler’de bir hafta kaldıktan sonra üç arkadaşımla birlikte Pozantı Cezaevi’ne getirildik.”

Devam ediyor çocuk… “Pozantı Cezaevi’ne ilk girişte de gardiyanlar tarafından çok kötü şekilde dövüldük. Sonra koğuşlara dağıtıldık. Müdür yanıma geldi. ‘Özgür’ün yanına vereceğim sizi haa, Özgür’ün neler yapacağını biliyorsunuz’ sözleriyle tehdit ediyordu. Bir gün gündüz saat beşti sanırım. Yukarıya çıktım uzandım. Özgür beni elle taciz etti, sonra da tecavüz etti. Karşı çıktım, direnmeye çalıştım ama benden çok güçlüydü. ‘Burası benim elimde, kimseye bir şey anlatma’ dedi. O gün korkudan yatmadım. İntihar etmeyi düşündüm ama aklıma annem gelince edemedim, vazgeçtim. Saatlerce ağladım.”

Koruması altındaki çocuğa sahip çıkamayanlara, daha doğrusu koruması altındaki hiç kimseye sahip çıkamayanlara, koruması altındakilere tecavüz edilirken bakanlara, yani gözü olup da görmeyenlere, kulağı olup da duymayanlara, görüldüğü yerde zulümle anılmaya başlayanlara bir çığlık olsun diye anlatmıştı çocuk bunları.

Devletin resmi istatistik kurumu TÜİK verilerine göre cinsel saldırı suçlarında son beş yılda yüzde 30 artış meydana geldi.Yine devletin kendi verileri diyor ki son 15 yılda tecavüzden yargılanan 409 polis, asker, özel timci, korucu ve gardiyandan hiçbirisi cezalandırılmadı. Aklıma annem geldi diyor çocuk. Her gün tecavüze uğruyor, dayak yiyor, intihar gibi onurlu bir ölümü göze alıyor, aklına annesi geliyor, etmiyor. Devlet babanın gözlerinin önünde bütün onuru, çocukluğu, insanlığı ayaklar altına alınırken yalnızca ağlayabiliyor. Sessiz çığlığını kimseler duymuyor. Toplama kampları hikayeleri gibi hikayeler çıkıyor devletin ıslah evlerinden.

Bianet’in haberine göre son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılanıyor ancak hiçbiri ceza almıyor. Her tecavüzcünün imdadına yine devlet yetişiyor. Çocuğun yaşı, rızası, kızlık zarı devreye giriyor. Bir zara sığınıp, bir zar yırtılmadı diye sevinip beraat veriyor tecavüzcülere devlet. Koca devlet kız çocuklarının bacak aralarında küçüldükçe küçülüyor. Kız çocuklarına onlarca erkek tecavüz ederken, o çocukların attığı çığlık çığlıktan sayılmıyor. Türkiye’de tecavüze uğrayanların yüzde 50’sinin 18 yaş altında olduğu, bunların yüzde 90’ının kız, yüzde 10’unun oğlan çocuğu olduğu devletin resmi sitelerinde sessizce yer alıyor.

Türkiye’de 5–10 yaş arası çocukların yüzde 55’inin, 10–16 yaş arası çocuklarınsa yüzde 40’ının ensest mağduru olduğu söyleniyor. Bu çığlıktan sayılmıyor.

Daha geçen hafta Adana’da altı yaşında bir kız çocuğu koli bandı ile bağlandıktan ve bıçaklandıktan sonra üzerine benzin dökülerek yakıldı. Bir başkası Iğdır’da birkaç hafta önce tecavüze uğrayıp öldürüldü. Diyarbakır’da okula gitmek için evden çıkan 13 yaşındaki F.S. adlı erkek çocuğa, ölümle tehdit edildikten sonra tecavüz edildi. Bir diğer çocuk İstanbul’da ölü bulundu. Son beş senede Türkiye’de 30 bine yakın çocuk kayboldu, kaybedildi.

Bütün bunlar başka bir ülkede olup bitiyormuş gibi Aile ve Sosyal politikalar Bakanı Ayşenur İslam konuşuyor. Dalga geçer gibi konuşuyor. Çocukların kaçırılmasına karşı öneri sunuyor: “Annelerin çocuklarına çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor” diyor. Halil Cibran geliyor aklıma… Gevezeliği bilgi, susmayı cehalet zannedenlerden uzağım demişti usta. Uzak düşmeye çalışsam da yanımda bitiveriyor devlet. “İntihar etmeyi düşündüm ama aklıma annem gelince edemedim, vazgeçtim. Saatlerce ağladım” diyor çocuk. Sessizce atıyor çığlığını. Ama bu çığlıktan sayılmıyor. Bir diğeri daha altı yaşındayken bıçaklanıp üzerine benzin dökülüp yakılırken çığlık atabiliyor ancak… Kızlık zarı bozmadan tecavüz edebilene ödüller veriyor devlet. Her yerden çığlıklar yükseliyor. Her çığlık bu coğrafyanın etini delen bir bıçak gibi kanatıyor insanlığı. İnsan olan duyuyor, diğerleri duymuyor.

Ali Murat İrat

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu