Savaşın hiçbir cazibesi yoktur. Savaş insanların üzerinde taşıdığı bir kir tabakasıdır. Bunun yıkanıp yok edilmesi olanaklıdır. Sadece 20. yüzyılda savaşlarda 110 milyondan fazla kişinin öldüğünü biliyoruz. Bunları biliyoruz ama yine de savaşları önleyemiyoruz ve bir türlü barışın egemen olduğu bir dünyaya ulaşamıyoruz. Neden?
Bugüne kadar barışçı bir dünyaya ulaşmak neden başarılamadı:
1) Başarılamadı çünkü barış isteyenler, savaş yanlıları ve askerlerden sayıca üstün değildi. Yeteri kadar çoğalma fırsatını yakalayamadılar.
2) Askeri harcamalara ayrılan para ile barış hareketlerinin bütçeleri arasındaki fark, uçurum derecede dengesizdi.
3) Medya ve iletişim araçlarından yararlanıp, savaşın kötülüğü ve barışçıl bir dünyanın güzelliği yeterince ve kasıtlı olarak aktarılmadı.
4) Hümanistler, genelde savaşlar başladıktan sonra varlık gösterip hep geç kaldılar.
5) Kapitalist ve emperyalist cephe, yani savaştan yana olanlar, barış hareketlerini hep komünistlikle suçladılar. Her harekette olduğu gibi ellerindeki medya silahını kullanarak halkı yanılttılar.
6) Barış eylemleri, bazen provokasyonların da etkisi ile şiddete yönelip insanların gözünü korkuttu. Bu biçimde barış savunucuları ve eylemcileri yıpratıldı.
7) Barış örgütlenmeleri güçlü organizasyonlar haline getirilemedi, dünya çapında etkili bir hareket yaratılamadı.
8) Türkiye’ de de sıklıkla yaşandığı gibi dünyanın pek çok yerinde barış savunucuları, uydurma suçlarla yargılanıp, hapse atıldı ve sindirildi. Halkın gözünde kuşku ile bakılır duruma düşürüldü.
9) Büyük bir barış hareketi bütçesi oluşturmak için özellikle sempatizan orta sınıfa yönelik yardım kampanyaları oluşturulamadı. Mali sıkıntılar barış hareketlerinin gelişip, büyümesine olanak vermedi.
10) Barış hareketleri, toplumda önemli olan din kurumlarını, bilim ve sanat camiasını yeteri kadar içine dahil edemedi. Bu sayede halkı etkileyecek büyük etkinlikler gerçekleştirilemedi.
Yenilginin nedenlerini bilmezsek bundan sonrasını da başaramayız.
Kaynak: Barış Kültürü – Şefik Asan