Arka Bahçemiz

Ben Deli miyim?

İşte birkaç zamandır beynimi kemiren şüphe: Ben deli miyim?1528708_988451721183056_6935371783512313257_n

Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez. Pek az kimse kendine karşı böyle bir şey sormak cesaretini gösterebilir. Çünkü tımarhaneye kayıtlı olandan üniversite profesörlerine kadar herkes, her şeyden önce kendi akıl ve zekasının hayranıdır, bütün kutsal şeylerden önce buna imanı vardır.

İşte herkesin kendi dahi oluşuna bu büyük inanışı, illetin derinliğini gösteriyor.

Ben deli miyim, Allah’ım? Fakat deli kendinden şüphelenerek hastalığını en ince liflerine kadar böyle tel tel araştırır ve bunun üzerine düşünebilir mi? Buna -bilinç- denmez mi? Bilinçle delilik bir kafada toplanabilir mi? Biri ötekini kovmaz mı? Sanıyorum bende ikisi de var. Başkalarına, çok kere de kendime kötülük ediyorum. Ama bu dünya, delilerden çok akıllıların kötülüklerine uğramıyor mu ?

Hey! kendini akıllı sanan zavallı, kira otomobillerine konan taksiler gibi sana da her saatini, her hareketinin yazan bir alet bağlasalar, bazı bazı tımarhanedekileri imrendirecek şeyler yaptığını belki biraz anlardın.

Komşuda bir oyun havası çalınırken odanın kapısını örtüp de kendi kendin göbek attığın yok mudur? Aynanın karşısında suratını eğip bükerek kendini izlediğin hiç olmadı mı? Daha böyle yapmaktan hoşlandığımız ama kimseye göstermek istemediğimizi bir çok tımarhanelik davranışımız vardır. Demek hepimiz birer parça gizli deliyiz.

Geçen gün Divanyolu’nda yürürken dilimi çıkararak caddenin ortasında ­üç defa zıplamak hevesiyle yüreğim çarptı. Bu pek sade, fakat delice hareketim kim bilir başıma kaç yüz akıllı toplayacaktı? Akıllılar delilik seyretmekten niçin bu kadar hazzediyor? Delilerin iki türlü talihleri vardır. Akıllara aykırı düşen ekstra çılgınca atılganlıklarında başarılı olurlarsa “dahi” unvanını alırlar, başarılı olamadılar mı doktorların ellerine kalırlar. Kanlarını kuvvetten düşürecek bakımlarla zayıflatılırlar.

Miskin insan, volkanlı kafalardan fışkıran düşüncelerin ateşine dayanamaz: Bütün beyinleri adi, yavaş, sönük, ahmakça fikirlerle oyalamak ister. Kaynar beyinleri ölçüden yukarı düşündürtmemek için din, ahlak, edebiyat, sosyoloji sınırları çevrilmiştir. Bu engelleri bir sıçrayışta atlamak isteyenlerin yakalarına polisler yapışır. Götürüleceğiniz yer ilkin bir mahkeme salonu veya doktor muayenehanesi, sonra ya hapis veya tımarhanedir. Suçlu, deli siz misiniz, yoksa bütün insanlık mı?

Bütün insanlığı iyileştirmeye uğraşmaktansa bir kaç kişiyi suçlu, deli adlarıyla damgalayıp pencereleri demirli taş yapılar içine hapsetmek efendilerin kolayına gider.

Hürriyet! Vah zavallı, bunu sana kim vaat etti? Bu oyuncak kelime ile akıllılar acaba daha kaç yıl oyalanacaklar?

Hürsün, öyle mi? Canın ne yapmak istiyor. Bana söyle…

İlkin, arzunu yerine getirecek paran yok. İkinci olarak, kanun, din, ahlak kitaplarını aç. Her davranışının onlarla kayıt altına alındığını görürsün. Ondaki formüllere uydurmadık­ça parmağını kımıldatamazsın. Hele bunu yapayım de, rezil olursun. Hele inan bakımından, ahlakça, huyca belirli sınırları bir-iki adım öteye geç, hayvan-ı natık denilen kurt sürüsü seni parçalamak için sivri dişlerini hemen gösterir. Bu dünyadaki en büyük cinayet onlardan başka türlü düşünmektir. Herkesin tersine düşünenler yalnız, delilerdir. Onun için, salt hürriyetin ger­çek temsilcilerini ve koruyucularını başka insanların arasında aramak yanlıştır.
Canım neler yapmak istiyor. Bana deli diyecekler diye korkuyorum. Akıllı olmak
ne büyük ahmaklık, ne iç yakan bir sıkıntı, Yarabbi!…

Hüseyin Rahmi Gürpınar / Ben Deli miyim ?

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu