Bilgi kişinin fikirlerini şekillendiren ham maddedir ama yalnız başına bilgi insanı bilgi sahibi yapmaktan öteye götürmez…
Gerekli eğitimi al(a)mamış birey toplum tarafından sıkı bir yozlaştırma mekanizması içinde bulur kendini. Ve sonucunda yan bakma cinayetleri, kadın cinayetleri, iş cinayetleri ve benzerlerinin yaşandığı bir konumda olduğumuzu ancak akşam haberlerinde realize ederiz. Halbuki sessizliğimizle ve eylemsizliğimizle bu gibi durumların birer yaratıcısıyız.
Bilgi, bilinçli olmak için en gerekli şeydir, alınan bilgilerin niteliğine ve niceliğine göre kişi bilincini genişletir ve çeşitlendirir. Sonuçta bilgi kişinin fikirlerini şekillendiren ham maddedir ama yalnız başına bilgi insanı bilgi sahibi yapmaktan öteye götürmez. Bilinci tamamlamak için gerekli diğer şey ise gerçek bir empati kurma başarısıdır. Yani bilincine varılan ‘şeye’ karşı derinleşmek de gerekir.
Eğitim, bilgi ve bilince ulaşmak için gereklidir evet, ama eğitim derken devletin tekelinden olan eğitim sisteminden bahsetmiyorum. İki üniversite bitirmiş birisi kadına şiddet uygulayabilir, işçinin hakkını yiyebilir ve koyu bir milliyetçi olabilir. Kişinin duygusal ve zihinsel gelişimini sağlıklı şekilde sağlayabileceği, vicdanını doğru şekilde konuşlandırabileceği bilgiye ulaşabilmesi gereklidir.
Bilinçsizliğin bizi getirdiği noktada karşılaştığımız durumlar acınacak türdendir; patronu savunan işçiler, ataerkil zihniyeti savunan kadınlar ve benzer örnekleri sıkça görmemiz mümkündür böylesi bir toplumda.
Bilinçli olduğumuzu düşünüyorsak eğer o bilinci pratiğe dökmemiz gerekir. Teorimiz kadar pratiğimiz de güçlü olmalı. Eğer pratiğe dökmüyor, o bilinci sadece sözde yaşıyorsak ortada hala bir bilgi eksikliği ve dolayısıyla bilinç eksikliği mevcuttur. Ya da samimiyetsizlik.
Kendini ne olursa olsun var etmeye çalışacak olan birey, bu teori ve pratik uyumsuzluğunda iyice saçmalayacaktır. Eylemsiz duyarlılık ruhunu mahvedecektir.
Bireyin yapması için gereken şey, devletin tekelinde olan tüm baskı kurumlarından arınmak olacaktır; aile kurumundan eğitim sistemine, medyasından din kurumlarına kadar dogma olan ve dayatılan her şeye sorgulayıcı şekilde yaklaşmalıdır. Kişi bunlardan arınmasıyla birlikte gerçeğe ulaşır ve kendini gerçekleştirir. Gerçek bilgiye ulaşmaya çalışırken tecrübe edilen hayat bireyi gerçek bir insan yapacaktır.
Cihan Ören
Dünyalılar