Sağınızdaki kişi bir yalancı. Solunuzdaki kişi de bir yalancı. Şu an oturduğunuz koltuktaki kişi de bir yalancı. Hepimiz yalancıyız.
Kulağa sert gibi gelebilir, ama bakın, eğer herhangi bir zamanda size yalan söylendiyse, bu yalan söylenmeye razı olduğunuz için olmuştur. Yalan söylemek hakkındaki birinci gerçek: Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir. Her yalan zarar vermez. Bazen sosyal itibar adına yalancılığa isteyerek katılabiliriz, belki sır olarak saklanması gereken bir sırrı saklamak için. “Güzel şarkı,” deriz. “Tatlım, o elbise içinde hiç şişman görünmüyorsun.” Ya da “O e-postayı az önce spam dosyasında buldum. Çok özür dilerim.”
Ama bazen yalancılığa istemeyerek katılıyoruz. Ve bunun da bizim için dramatik bedelleri var. Yalanlar ülkemize ihanet edebilir, güvenliğimizi riske atabilir, demokrasiyi zayıflatabilir, bizi savunanların ölümlerine sebep olabilir.
Eğer kandırılmak istemiyorsanız, bilmeniz gereken şey, neye aç olduğunuz. Hepimiz itiraf etmekten nefret ediyoruz. Herbirimiz daha iyi bir eş, daha akıllı, daha güçlü, daha uzun, daha zengin olmayı diliyoruz. Yalan söylemek bu boşluğu doldurmak, kim ya da nasıl olmak istediğimiz hakkındaki dileklerimizi ve gerçek halimizi bağlamak için bir teşebbüstür.
Herhangi bir günde, araştırmalar gösteriyor ki 10 ila 200 sefer arasında yalana maruz kalıyoruz. Yabancılara, iş arkadaşlarımıza söylediğimizden daha çok yalan söylüyoruz. Dışa dönükler, içe dönüklerden daha çok yalan söylüyor. Erkekler kendileri hakkında, başkaları hakkında söylediklerinden daha çok yalan söylüyorlar. Kadınlar başka insanları korumak için daha fazla yalan söylüyor.
Doğruyu gerekli olduğu zaman kullanıyoruz, bazen çok iyi nedenler için, bazen de yalnızca hayatımızdaki boşlukları anlamadığımız için. Yalan söylemeye dair ikinci gerçek bu. Yalan söylemeye karşıyız, ama gizliden gizliye, toplumumuzun asırlardır onayladığı şekillerde yalan söylemenin lehindeyiz. Yalan söylemek nefes almak kadar eski bir eylem. Kültürümüzün bir parçası, tarihimizin bir parçası.
Sürünün lideri olmak doğamızda var. Bu çok ama çok erken başlıyor. Bebekler ağlama numarası yaparlar, kimin geldiğini görmek için susar ve beklerler ve sonra tekrar ağlamaya başlarlar. Bir yaşındakiler saklanmayı öğrenirler. İki yaşındakiler blöf yaparlar. Beş yaşındakiler övme yoluyla oyuna getirirler. Örtbasın efendileri dokuz yaşındakiler. Üniversiteye girdiğinizde, her beş etkileşimin birinde annenize yalan söylüyorsunuz. İş dünyasına girdiğimizde ve bir aile sahibi olduğumuzda, spam, sahte sanal arkadaşlar, taraflı medya usta kimlik hırsızları, saadet zincirleri, bir yalancılık salgını ile darmadağın olmuş bir dünyaya, doğru sonrası topluma giriyoruz. Uzun zamandır herşey çok karışık.
Freud haklıydı. Freud dedi ki, bakın, ortada konuşmadan çok daha fazlası var: “Hiçbir ölümlü sır saklayamaz.Dudakları sessizse, parmak uçlarıyla gevezelik eder.” Bilim çok ama çok daha fazla göstergeyi su yüzüne çıkardı. Mesela, yalancıların göz kırpma oranlarını değiştireceklerini, ayaklarını bir çıkışa doğru çevireceklerini biliyoruz. Engelleyici nesneler alacaklar ve onları, kendileri ile onları sorgulayan insan arasına koyacaklardır. Ses tonlarını değiştirecekler, sıkça daha kısık sesle konuşacaklardır. Şimdi konu şu. Bu davranışlar sadece birer davranış. Yalancılığın ispatı değiller. Gün boyunca her yerde aldatıcı tavırlarda bulunuyoruz. Kendi başlarına bir anlam ifade etmiyorlar. Ama bir dizisini gördüğünüzde, sinyaliniz bu olur. Bakın, dinleyin, araştırın, zor sorular sorun, bilmenin o rahat modundan çıkın, merak moduna girin.
Yalancılığı farketmenin bilimi ile görme, dinleme sanatını birleştirdiğinizde, bir yalana işbirliği yapmaktan kendinizi kurtarırsınız. Biraz daha açık olma yolunda adım adım ilerlersiniz, çünkü çevrenizdeki herkese şunu işaret edersiniz: “Hey, benim dünyam, bizim dünyamız, dürüst bir dünya olacak. Benim dünyam, doğrunun güç kazandığı ve sahteliğin farkedildiği ve dışlandığı bir dünya olacak.” Ve bunu yaptığınızda, bastığınız zemin biraz da olsa hareket etmeye başlayacak.
Pamela Meyer: How to spot a liar
Bu yazının alıntılandığı konuşmanın tamamını izlemek için: ( Dil seçeneklerinden Türkçeyi seçebilirsiniz.)
Dünyalılar