Patronların hiçbiri 30. kattan düşerek ölmez bir inşaat asansöründe, işte bu yüzden; IŞİD değil de Berkin terörist olur, Berkin’in annesi yuhalatılır meydanlarda yığınlara!
Şaraba gösterilen hassasiyet can’a gösterilmiyorsa bizim ellerde şayet…
Domuz etinden sakınılıyor da, işçi cinayetlerinden sakınılmıyorsa eğer…
Yere düşen ekmek öpülüp alna konuluyor da, bir LGBT canımız, bir azınlık yurttaşımız ötekileştiriliyorsa…
Cennet annelerin ayakları altına seriliyor da, baskılar, yaftalamalar, ölümler kadınların başları üzerinde yer buluyorsa şayet…
21. yüzyılda, dinde yakmanın, kesmenin, recmetmenin olup olmadığı tartışılıyor da, ekolojik sorunların çözümü için bir adım dahi atılmıyorsa eğer…
Ezanda müziğin sesi kısılıyor da, Ezidi halkının figanına kayıtsız kalınıyorsa…
Yüzlerce, binlerce cami yaptırma derneği imeceyle açılıyor da, evsiz canlarımız, sokaklardaki çocuklarımız Allah’a havale ediliyorsa şayet…
Var olduğuna inanılan cennetteki ırmaklar ballandıra ballandıra anlatılıyor da, yurdumuzun ırmaklarının, ormanlarının HES`lerle kurutulmasına, siyanürle boğulmasına onay veriliyorsa eğer…
Merhamet sahibi olmaktan dem vuruluyor da, dara düşüldüğünde kan akıtmanın, kuzuları, danaları boğazlayarak ibadet etmenin, hayır işlemenin gerekliliği kuşaktan kuşağa belletiliyorsa…
Dinsel ritüellere bağlı kalanlar yüceltiliyor da, nefret suçlarıyla, ayrımcılıklarla mücadele edenler yalnızlaştırılıyor, fişleniyor, katlediliyorsa şayet…
Mal varlığının küçük bir bölümünü bölüşenler cennetlik olarak kutsanıyor da, günden güne büyüyen yoksulluğunu, ezilmişliğini, sömürülmüşlüğünü sorgulayanlar kadere iman etmemekle suçlanıyorsa eğer…
Dindar yığınların biatı, cehaleti, kıyıcılığı övülüyor da, vicdanlı bireylerin farkındalığı, direnişi, örgütlülüğü kınanıyorsa…
İşte bu yüzden efendiler daha zalimdir bizim ellerde, madenciler daha ölgün, Cumartesi Anneleri daha yalnız!
Patronların hiçbiri 30. kattan düşerek ölmez bir inşaat asansöründe, işte bu yüzden; IŞİD değil de Berkin terörist olur, Berkin’in annesi yuhalatılır meydanlarda yığınlara!
Ey efendiler, ey yığınlar!
Din de, iman da sizin olsun gayrı; vicdanımız yeter bize…
Bizim hassasiyetimiz sulh üzerinedir, bizim kutsalımız vicdanımızdır!
Biat eden değil, zalimleşen değil, sömüren değil, geriye yalnızca can kıymeti bilen, emekten yana duran, direnen kalır.
Yeryüzü yar yüzü gibi gülümseyecektir elbet mücadelemizle. İşte o gün ne savaşlar ne de yoksulluklar; geriye yalnızca çocuklarımızın mutluluğu, sulh ve kardeşlik kalır…
Ergür Altan