Buraya kadar bir şekilde geldik, şimdi büyük resme bakalım. Yaşadığımız baskı, sorunlarımızın esas sebebi değildir, çarpık bir sistemin sonucudur.
BÜTÜN DÜNYANIN ORTAK DERDİ: FAİZLİ EKONOMİ
Devletleri sürekli borç zincirine bağlı tutan faizli ekonomik sistem, tüm dünyada ekonomileri daima ‘daha çok büyümeye” zorlamaktadır. IMF ve Dünya Bankası, bu “borcu” yaratan ikiz oluşumlardır.
EKONOMİ BÜYÜSÜN DİYE;
-Aşırı çalışmak zorunda kalırız,
-Sosyal ihtiyaçlarımızdan (sağlık, eğitim, emeklilik, tatil) kesinti yapılır,
-Vergilerimiz artar,
-Dev şirketlere kapılarımız açılır, yerel üretici ve esnaf yok edilir,
-Doğal kaynaklarımız satışa açılır, şirketlerce talan edilir…
KISIR DÖNGÜ:
Çalış – tüket – daha çok çalış – yetmezse kredi çek – daha çok tüket…
ARTAN EŞİTSİZLİK : DAHA DESPOT YÖNETİMLER
Bu gitgide artan eşitsizlik ortamını kontrol altında tutmak için, otoriter yönetimler devreye girer.
Tıpkı şimdi bizim içinde olduğumuz durum gibi…
SİSTEMİ BESLEYENLER:
-Aşırı Tüketim (Global şirketlerin markaları)
-Aşırı Üretim (Çöpe bile gidecek olsa, sırf satılıyor diye kıvır zıvır üretimi)
-Ticari Bankalar (Bol kredi, bol kölelik)
SİSTEMİ KORUYANLAR:
-Hükümetler (Polis, asker, savaş, şiddet vs. yoluyla)
-Medya (Çarpıtma ve göz boyama aracı)
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Onaralım: Kendi söküğümüzü dikmeyi, tamirimizi yapmayı öğrenelim. Yeni şeyler satın almayalım.
Kredi kartından, global markalardan vs.’den uzak duralım.
Paylaşalım: İmece usulünü, komşuluğu hatırlayalım. Ortak kullanım, hediye ekonomisi, takası yaygınlaştıralım: Bir apartmanda 1 adet matkap yeter. İhtiyacı olan alır.
Yerel tüketelim: Alışveriş için yerel üreticiyi ve yerel esnafı destekleyelim.
Petrol kullanımını azaltalım.
Demokratik platformlar kuralım: Herkesin fikrini özgürce ifade edebildiği platformlarda buluşup, güncel sorunlarımıza çözüm arayalım.
Ötekileştirmeyelim: Bunun yerine insanları bilinçlendirme çalışmaları düşünelim ve ne olursa olsun herkesin özgür iradesine saygı gösterelim.