Velhasıl, darbe bahane, iktidar şahane. Kanma bunlara. Darbe yapmak zor çünkü…
Biiir: Otoriteye karşı olacaksın. Otoritenin yeri geldiğinde tüm özgürlükleri elinden alacağını bileceksin. Tabi bundan önce özgürlüğün ne demek olduğunu bileceksin. Yani senin için özgürlük inançla sınırlıysa, sen darbecisin, iflah olmazsın. Çünkü o kadar inanmışsın ki, özü yitirmiş, şekle bulanmışsın ve herkesin senin gibi inanmasını beklersin. Benzerleri çakma Atatürkçüler tarafından yapıldı, mağdur oldun, şimdi iyisin ama yeri geldiğinde inancının sana tanıdığını sandığın yetkilerle kan kusturursun, bunu tarihsel olarak biliyoruz. Velhasıl, darbeye karşıysan, otoriteye de karşı olacaksın. Her şeyi ben bilirim diyenden uzak duracaksın.
İkii: Bilgili olacaksın. Çünkü darbe bilgiyi sevmez. Çok bilgi çok fikir demektir oysa darbe tek fikrin silahlanmasıdır. Hayatında iki kitap okumamış iki fikre aynı mesafede duramamış adamın peşinden gitmeyeceksin, gidiyorsan sen bulunmaz bir darbecisin. Yeri geldiğinde liderinin tek fikri etrafında kemik olursun. Bilgiden herkes korkar çünkü bilgi insanı yıkar ve yeniden yapar. Güç iştir. Örneğin iyi bilgiden korkmazsan, inandığın sistemin bir aldatmaca olduğunu anlarsın. Kandırıldığını anlarsın. İnsan kandırılmayı yediremez, sen ye, o zaman darbeye karşı olabilirsin. Yalnız tekrar edeyim: Bilgi çok tehlikelidir. İnsanı yerle bir eder. Dahası konforlu yastıklarını bir kenara atar. O zaman sen bir fikrin doğruluğu ya da yanlışlığıyla samimiyetle ilgilenirsin. Oysa bilgiden önce bir fikrin sadece sana iyi gelip gelmediğiyle ilgiliydin. Dikkat et, darmadağın olursun. Ama sonuçta hakiki bir darbe karşıtı olabilirsin.
Örneğin dünyanın ekonomik sisteminin nasıl işlediğini bilirsen, darbeyi daha iyi anlarsın. Çünkü darbe, rakamlarla yapılamayanın silahla yapılmasıdır aynı zamanda. Dolayısıyla bağımsızlık fikrine karşıdır darbe. Tek elden yönetiliyormuş gibi birbirine benzerdir. Arjantin’i, Yunanistan’ı, Mısır’ı ve Türkiye’yi iyi gözlemlemediysen, darbeye boşuna karşı olursun, seni yanlarına çekerler. Velhasıl bilgili olursan hiçbir darbe seni içine alamaz. Felsefeyi bilirsen, darbeciliğin de bir felsefesi olduğunu anlarsın. Unutma: Darbe, egemenin güzellemesidir.
Üüüç: İnsanı seveceksin. Ya da insanlığı, onun ülküsünü ya da ne bileyim insanoğlunu. Birinin canı yandığında ‘oh olsun,’ demeyeceksin. Bir katilin bile! Çünkü o katilin katil olmasından sorumlusun. Ondan bilgiyi ve fikri saklayanların ortağısın. Paydaşsın. Borcun var o katile. Cezalandırma farklı bir şey, bana kalsa yeryüzünde ceza da olmamalı ama oraya daha var. İnsanlar arasında ayrım yapandan uzak duracaksın. Ölünün sınıfı olmaz, onu sınıflandırandan uzak duracaksın. İnanç, mezhep, fikir farklılıkları insana özgüdür, giderilebilir. Fikir fikri yener, zeka zekayı yener, her şey düzelir, ortak yollar bulunur. Ama biat ettiğin adamlar bunun farkında değilse, en büyük darbeciye biat etmişsin demektir. Yapma! Kimseyi koyun diye küçümseme, kimseyi inancı yüzünden sorgulama! Herkes eşittir. Bunu kafana koy. Eşitsizlik insanlığın hatalı üretimidir, düzeltilir. Buna inanırsan iyi bir darbe karşıtı olabilirsin.
Döört: Darbe ile devrim arasındaki farkı iyi bileceksin. Darbenin egemenlerin egemenliklerini devam ettirmek için geliştirilen siyasi bir kavramdır. Siyasi olmasaydı, siyasi hayatta olmazdı, hemen itiraz etme. Ama devrim ezilenlerin bulduğu bir çıkar yoldur. Eşitlik, özgürlük ve adalet için yapılır. Dolayısıyla eşitsizliğe, adaletsizliğe ve baskıya karşı yapılır. Konu hakkında yeteri kadar bilgin varsa, devrimle darbenin aynı olduğuna beni ikna etmekte özgürsün, beklerim. Velhasıl, darbe seçilmişler eliyle de olabilir. Örneğin Hitler bunu yapmıştı. Ya da öyle güzel bir darbe olur ki, darbeyle gelen bir güzel seçilir. Evren’i hatırla. Ayırt edecek kadar zeka gerekli. O da herkeste var zaten.
Beeş: Darbeye karşı olmakla darbeye karşı olunmaz, baştan beri anlatmak istediğim bu aslında. Öyle ki, darbeye karşıyım diye ortaya çıkarsın ama aslında tam da darbecisindir. Farkına bile varamazsın. Kandırılırsın. Modayı takma kafana; darbe karşıtlığı modasına ayak uydurmaya çalışma. Ezelden beri karşısın zaten, bunu herkes bilir. Anlamak, bilmek, görmek de yetmiyor, eksik yazmışım. İdrak etmek gerekli. Bu yüzden televizyonlara çıkıp ahkam kesenlere inanma. Geçmişlerine bak, anlarsın. Onlar ki, yönetici gömleğini belirli tavizlerle giymemiş olsalardı, orada olmazlardı. Hele televizyona hiç inanma! Verilen haberlerden çok verilmeyen haberleri ara. Velhasıl, darbe bahane, iktidar şahane. Kanma bunlara.
Daha bir sürü madde eklenebilir. Sorun değil, gerisi kolay zaten. Yine de son olarak şunu söylemek isterim ki: Eşitlik, adalet ve özgürlüğü eskimiş kelimeler olarak görme. Hiç eskimeye fırsatları olmadı bu kelimelerin. İdrak et, inan, gerisi gerçekten kolay. Fikirlerimizin farklı olmasını da kafana takma, yeni bir yol buluruz. Ama bana darbe yapmayı aklının ucundan bile geçirme, kazanamazsın…
Önder Saraloğlu