Savunduğu değerler koca bir ummandır, o umman derin maviliklerinde bin bir rengi barındırır. Küçük bir göle hapsolmamıştır, uçsuz bucaksız sulara kulaç atar. Ondandır ki, özgürdür demokrat insan. Demir atmaz sığ sulara, uğradığı her limanın berrak sularına açar yüreğini.
‘’Şiddet, düşman, öteki…’’ gibi kavramlara rastlamazsınız kitabında. Hukuk devleti, insan hakları, özgürlük, çevre bilinci, inanç özgürlüğü, hayvan hakları, kimliklere saygı kitabının başucu maddeleridir. O kitapta militarizmin, ırkçılığın, şovenizmin, terörün okunmaz esemesi. Vesayet yönetiminden, vesayet demokrasisinden ve vesayetle yönetilen partilerden de hazzetmez.
Dünyadaki tüm gelişmelere ve değişimlere gözünü ve kulağını açık tutar. Irkı, dini, mezhebi, cinsiyeti, ülkesi ne olursa olsun yüreği insanlıktan yana atanlar öz kardeşidir demokrat insanın. Dünya insanı olmanın sorumluluğu ve duyarlılığıyla bakar hayata. Bundandır ki sınırların ve yapay ayrımların anlamı yoktur onun için. Çünkü dünya yaşanılacak koca bir köydür ve bu dünyada yaşayan insanlar demokrat insanın köylüsüdür.
Demokrat insan; Afrikadaki açların sızılı kalp atışıdır, Irak’ta Pazar yerinde bombalarla kolu kopan bir Bedevidir, Bosan’da, Ruanda’da, Filistin’de canı yanandır; Güney Doğu’da avuçları terlemiş çocuktur, töre cinayetlerine kurban edilen kadınların çığlığıdır. Bombalanan dağlarda, ormanlarda kökünden sökülüp yanan çınardır; nesli tüketilen ceylandır, kaplumbağadır. Her daim bunların acısı ve sancısını duyandır.
Demokrat insan, başkasının yerine kendini koyabilendir. Ben de orada doğabilir, oralarda yaşayabilir, o acıları hissedebilirdim diyendir. Sokakta aç susuz yatmak zorunda kalan kimsesiz, kocasından dayak yiyen kadın, kanser olan hasta, trafik kazasında ölen sürücü, emeği sömürülen işçidir aynı zamanda.
Demokrat insan, kendisinden önce gelen fikirleri katleden ‘’ama, fakat, ancak, lakin…’’ gibi sözcüklere yer vermez lügatınde, karnından konuşmaz. ’’Mış gibi’’ yaşamları almaz ciddiye; içi dışı, özü sözü birdir. İki yüzlülükleri barındırmaz mahallesinde.
Aşk ile sarılır hayata, hayatı aşk ile yaşar. ’’Yarin yanağından gayrı, paylaşmak her şeyi.’’, ’’Bir insanı sevmekle başlar her şey.’’ cümleleriyle insanı kutsi bir varlık gören ve adalet duygusuyla vicdanını harekete geçiren kişidir demokrat insan. Bundan dolayıdır ki, duygusal ve kırılgandı. Tüm insanlığın acısını acısı bilen, onların dertlerini dert edinendir.
Demokrat insan, kendine demokrat olanlarla da yollarını ayırır. Demokrasinin tam ve eksiksiz uygulanması için yılmaz mücadeleden. Halka güvenir, inanır; onların tercihlerine saygı duyar. Halka tepeden bakan toplum mühendislerine, halkı bir nesne olarak görenlerle işi yoktur onun. Halkın sağduyusu ve vicdanına kulak verir, yüreği onlarla atar.
İnsanlık tarihinin birikimi, kılavuzudur demokrat insanın. Öğrenme açlığını hiçbir zaman gideremez ve hayatı, gözünü kapayacağı an’a kadar bir öğrenme süreci olarak görü. Sürekli kendini yeniler, kendini aşmaya çalışır. Elli yıl öncesinin pas tutmuş fikirlerine çakılıp kalmaz, zamanın ruhunu okur. Gelenekle bugünü harmanlar, insanlık tarihinin birikimini zamanın ruhuyla sentezler ve insanlığa deniz feneri olur.
Bundandır ki, zordur demokrat olmak. Onun da görevi zoru başarmaktır zaten. O bilir ki, tarihi yapanlar ezber bozanlardır ve dünya bu güzel insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir.
Mehmet Salmanoğlu (mmsalman.66@gmail.com)
Dünyalılar