Korkmayın. Tasalanmayın. Ve merak etmeyin. İnsan tabiatı bir gün sevgiyi öyle veya böyle yaşar. Kendi istemese de basbayağı yaşar. Ruhsuz, omurgasız, kalpsiz dediklerimiz bile. İnanmıyorsunuz, değil mi? İnanın. Bu, onların en büyük sınavı ve cezası olacak. Neden mi? Sevecekler ama sevilmeyecekler çünkü. Sevginin o en ağır ve karanlık yüzüyle tanışacaklar. Uykusuz kalacaklar. Huzursuz olacaklar. Çünkü sevilmeyecekler.
Erich Fromm, “Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir,” der ve şöyle devam eder: “Bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değildir. Sevginin etkin özelliği, en genel biçimde şöyle tanımlanabilir: Sevgi vermektir, almak değildir.”
İşte bu olacak. Almak isteyecekler ama alamayacaklar. Vermek isteyecekler ama onların verdiklerini almak isteyen olmayacak. Onlar bu mükellef etkinliğe asla ve katta katılamayacaklar. Ne acı, değil mi? Bu defa değil.
Adorno, “Sadece sevgiye tutunacak gücü olan yaşar,” derken şüphesiz şu etrafımızdaki yaşayan taklidi yapanları da bildiğinden bu cümleyi kurmuştur. Bizim bu tutunamayanlarımız da sevgisizlikle başbaşa oldukları için bu halde değil mi zaten?
Sevinin. Sevmeyi biliyorsanız sevinin. Sevildiğinizi biliyorsanız derin bir nefes alın. Siz çok zenginsiniz, onlar değiller. Silkelenin. Yalnızlığın doldurduğu bir dünya değil sizinkisi. Siz dünyayı değerlerinizle, iyi niyetinizle dolduruyorsunuz. Evet, belki uyuyamayan ve mutsuzluktan delirmenin eşiğinde olduğunu düşünen şu anda sizsiniz. Ama bunlar değişecek. Siz maharetlerinizi samimiyetle sergilemeye devam ettikçe yeni bir dönemin başlangıcı yakın geleceğe denk düşecek. Ama…
Sistemin sevme biçimlerinden ardınıza bakmadan kaçmanız ve en önemlisi de sosyalleşme amaçlı sevmemeniz, sevilmeyi “başarı” olarak nitelememeniz kaydıyla.
Salt insanı değil, her canlıyı kollamanız koşuluyla.
Bir kapı açılmasa da, diğerlerini zorlamaktan vazgeçmememiz şartıyla.
Ve ağlayın. Arada bir ağlayın. İzin verin, içiniz sıkışsın bazen. Yıkılın, çakılın, korkmayın. Tekrar ayağa kalkmak, toparlanmak için lazım bunlar. Sevmeyi beceren insan bunları yaşar hem.
Merak etmeyin, yaşayacaklar. Onlar da bir anlığına bile olsa o kuyuya girip oturacaklar. Bir dakika için olsa bile acı çekecekler. Bölünecekler. Sevgi, onları bölecek. Umut etmeye değer…
Ayça Güçlüten
Dünyalılar