Arka Bahçemiz

Eyvah Hayat Bitiyor Daha Yapacaklarım Var

Yaşam çarkının içinde zihinlerde yaşanan hayatların farkındalıksızlığında bir paniktir gidiyor. An’a doymamış hayatlar haykırıyor. Eyvah hayat bitiyor, oysaki daha yapacaklarım var.

Zaman geçtikçe ve biz zaman olgusunun içinde olduğumuzu kabul etsek de, etmesek de geçen senelerin bedenimizde oluşturduğu belirtiler kaçınılmazdır. Bu belirtiler kişiye göre farklılık arz eder ve kendimizle olan ilişkimiz ve bakış açımız bir çeşit ölçeğimizdir. Değişim fiziksel olduğu kadar psikolojik alanda da kendisini gösterir.  Her birimiz geçen zaman içinde yaşadığımız deneyimlerle gelişip değişiyoruz.

‘Eyvah Yaşlanıyorum!  Eyvah hayat bitiyor!’

Bu düşüncenin paniği yine kişiye göre değişir, kimi henüz gençken  ve bu düşünce içindeyken kimileri daha ileri yaşlarda bunu hisseder. Kimisi ise her şekilde durumu kabullenmiştir. Bu düşünce biçimi bizlerin yaşamla olan ilişkimizde yaşamı ne kadar doyumlu yaşayıp yaşamadığımızla ya da yaşamı erteleyip ertelemememizle ilişkilidir. Eyvah paniği yaşam süresinin azaldığı algısıyla beraber gelir. Bu düşünce biçimi herkesin kendi içsel dünyasında yaşama verdiği anlamla doğru orantılıdır.

Yaşam Kalitemiz Ne Kadar Yüksek?

Bir taraftan zamanın hızla geçtiğinden şikayet ederken diğer taraftan da bu azalan süreç algımıza yapmak istediklerimizin hepsini sıkıştırmaya çalışmaktayız adeta. Belki de kendimize sormamız gereken bazı  sorular  var:

– Her şeyi yapmak zorunda mıyım?

– Her şeye sahip olmak zorunda mıyım?

– Hepsi bir anda olmak zorunda mı?

– Sahip olduklarım mı, hissettiklerim mi önemli?

– Zamanımı  maddi şeyler mi  alıyor, manevi şeyler mi?

Bu soruları çoğaltmak mümkün. Dilerseniz her birimiz bunları kendimize dürüstçe cevaplamaya çalışalım. Aldığınız cevaplar bizim yaşam kalitemiz hakkında bizlere fikir verecektir.

Bizi Ne Yaşlandırıyor Olabilir?

Belki de kendimize hiç sormadığımız bir soru. Bazen gençlerde bile  “Kendimi yaşlı hissediyorum” söylemini duymuşsunuzdur. Dolayısıyla bu kavramın hissettirdikleri  için yaşlanmış olmamız gerekmiyor. Gençlerde de yaşlı insanların  yaşam deneyimlerinin yükleri  erken yaşlarda onlara yüklenmiş hissini uyandırabilir. Bazen de yaşı yarım asrı geçmiş insanlarda gençlerde olmayan enerji ve performansı gözlemleyebiliriz. Demek ki bizi yaşlandıran yada yaşlı hissetmemize neden olan bazı faktörlerin olduğu gerçeği var. Peki nedir bunlar?

–          Duygu ve düşünce biriktirmek ;  Yaşadığımız deneyimlerin sonuçlarının ortaya çıkardığı duyguları  açıkça ifade edemediğimiz durumlarda bunlarla ilgili içsel birikimlerimiz başlar. Öfke gibi.

–          Hayır diyememek ; Kendimizle ilgili durumlarda karşımızdaki kişilere hayır diyerek deneyimi kendimize yönlendirebilecekken, onları yaşayamamak.

–          Biriktirmek ; Yerinde ve zamanında yapılması gereken işleri veya ifade edilmesi gereken duyguları yapmamak, ifade etmemek, zamanını beklemek ki belki de bu zaman bir daha hiç gelmeyecek.

–          Beslenme şekillerimiz; Bedenimizin gerçekten ihtiyacı olanla beslenmek ve onun isteklerine kulak vermek. Nefsimizi doyurmak yerine bedenimizi beslemek.

–          Ertelememek; An farkındalığından çıkarak gelecek zamanlara yüklediğimiz anlamlar, yaşamaya izin vermediğimiz duygular. Örneğin sevgiyi ertelemek…

–          An doyumu ; içinde bulunduğumuz anı layıkıyla  yaşamaya izin vermemek.

–          Layıklıkla ilgili inanç sistemiz ; Başımıza iyi şeyler geleceğiyle ilgili tereddütlerimiz, diğer insanların olumsuz deneyimlerinin bizlerin de başına geleceği endişesini yaşamak.

–          Kendimizi sevmemek; Tek ve biricik olduğumuzu unutup kendimize şefkat ve merhamet göstermek yerine kendimizi sabote etmek.

–          Yaşamı yük olarak algılamak; Sorunları çözmek yerine büyüterek yaşam yükümüzü artırmak.

–          Zamanı tüketmek yerine genişletmek; Zihinde kaldığımız müddetçe sorunları çözemeyiz. Eyleme geçmek bize zamanın genişlediğini gösterecektir.

Bir filmde görmüştüm. Ölüm meleği ömrünü tamamlamış olanlara son bir soru soruyordu. Soru şuydu;

– Yaşamını gözden geçir ve seni gerçekten mutlu eden  anlarını hatırla. Hatırlayabilenlerin yüzlerinde ışık, huzur ve aydınlık oluyordu ve ölüm meleği o zaman onların yaşamlarını kaliteli yaşadıklarına karar veriyordu.

Yaşam kalitemizin maddeyle ilişkisi yok diyemeyiz, özellikle teknolojinin bu denli geliştiği bir çağda. Ancak her şeyin madde olmadığı ve sadece hissettiklerimizin farkındalığına izin verirsek de doyumlu bir hayat yaşayabileceğimizi biliyoruz. Paylaşacaklarımız sevgi, coşku, huzur, mutluluk. Tüm bunlar içinde bakış açımızı değiştirmeye ihtiyacımız var.Bu dünya hepimizin ve onda olan her şey hepimiz için.

Farkedelim ve farkettirelim…

http://indigodergisi.com/2013/10/eyvah-hayat-bitiyor-daha-yapacaklarim-var/

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu