Arka Bahçemiz

Hayvanat Bahçesi Değil Hayvan Hapishanesi

“Çağdaş” yaşamın en şaşırtıcı deneyimlerinden biri hayvanat bahçesine gitmek. Aslanlar, kaplanlar, filler, hele o zürafalar… Ankara’nın soğuğunda tropik hayvanlar, Antalya’nın sıcağında penguenler. Çocuklara hayvanları tanımayı ve sevmeyi öğretmenin daha çirkin bir yolu olabilir mi? 

Diğer memleketlerden hayvanlar/insanlar getirmek, onları kudretli (beyaz) adamların iradesinde eğip bükmek, şaklabanlıklar yaptırmak, ahlaksız bir gücü sergilemek sömürgeci zihniyetin bir uzantısı. Kendinden bilmediğini hakir görmenin alameti.

Şimdi İstanbul’da bilhassa çocuklarla yaşanacak harika bir hayvan deneyimi daha var: yunuslarla yüzmek! Haydi cesareti olanlar havuza, olmayanlar ise renkli topları atıp tutan, burunlarıyla halka çeviren sevimli yunusları izlemek için tribünlere! Mekanın internet sitesinden öğrendiğimize göre yunuslar alkışlandıkça mutlu oluyor, sonra da, yine gelin yine gelin, diyerek bize burun sallıyorlarmış. Hep gülümseyen ifadeleriyle burunlarını sallayan yunusların mutluluğu sizin de yüzünüze bir gülümseme yayılmasına neden olmuyor mu?

Olmasın! Zira yunuslar gülmüyor. Suratlarının şekli öyle sadece. Yaşadıkları şartları araştırın, delilik çıkacak karşınıza. Günde 70 kilometre yüzebilen, yüzmeye ihtiyaç duyan bu hayvanlar 20 metre çapında iki metre derinliğinde bir havuzda dönüp duruyorlar. En büyük akvaryumlar bile yunusun doğal hayatta sahip olduğu alanın milyonda biri (0.000001) (Kaynak: World Society for the Protection of Animals’ın [WSPA] sitesi). Bu hayvanlar uzun mesafeler üstünden sesle iletişim kuruyorlar, bu şekilde sosyalleşiyorlar. Gösteri hayvanı olarak kapatıldıkları havuzlarda ise açlıkla terbiye ediliyorlar. Bu esnada yaşam süreleri kısalıyor; sürekli maruz kaldıkları kimyasallar (havuzun “hijyeni”) hastalıklara yol açıyor, hatta bu son derece akıllı hayvanların bazıları intihar ediyor. İntihar! Sebep? Modern şehir insanı yunus görsün, stresinden kurtulsun, kısaca “eğlence” olsun. Böyle eğlence batsın.

“Gelişmiş ülke” Japonya dünya üzerindeki gösteri yunuslarının ve yunus etinin önemli bir ihracatçısı. Aşağıdaki belgesel hayvan hapishaneleri tarafından satın alınmamış yunusların Taiji’de (Japonya) nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Yunus etindeki civa oranı insan sağlığını tehdit eden sınırların 200 ila 500 kat üstündeymiş. Bu da dert mi? Yunus eti “balina eti” diye etiketlenip satılıyor, sorun çözülmüş oluyor.

Video “The Cove” belgeselinin tanıtım filmi…Tamamını izlemenizi öneririz.

Sezai Ozan Zeybek

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu