Mutluluk yaşamı algılayış tarzıdır. Mutlu olanlar ya da mutluluğu arayanlar barışı da savunanlardır aynı zamanda. Ölmeyi, öldürmeyi değil, yaşamayı seçenlerdir barışı savunanlar
1986 yılında Unesco İspanya Milli Komisyonu, insanın doğasında şiddet genleri olduğu ve bu nedenle de barışın sağlanamayacağı iddiasını araştırmak üzere psikoloji, beyin araştırmaları, genetik, antropoloji ve sosyal antropoloji uzmanlarını Sevilla kentinde bir araya getirdi. Bu uzmanlara şu soru soruldu:
“Modern biyoloji ve sosyal bilimler açısından, barış dünyasının karşısına dikilen ciddi engellerin yıkılmasını önleyecek biyolojik faktörler var mıdır?
Bilim insanları konuyu araştırdıktan sonra şu yanıtı verdiler?
” Biyoloji insanlığı savaşa mahkum etmemiştir. İnsanlık biyolojik karmaşanın sınırlarından kendini kurtarabilir. Savaşı yaratan insan barışı da yaratabilir. Hepimiz bunun sorumluluğunu taşıyoruz.”
Bilim insanları çalışmaların sonunda, ‘Şiddete Karşı Sevilla Bildirgesi’ ni kaleme aldılar ve kafalarda ki sorulara bilim açısından cevaplar verdiler.
“- Savaş eğilimi bize atalarımızdan kalıtım yoluyla geçmemiştir.
– Savaş ya da herhangi bir şiddet davranışı genetik olarak bizim doğamızda yoktur.
– İnsanlığın evrimi içinde saldırgan davranışların, öteki tür davranışlara üstün geldiğini söylemek yanlıştır.
– İnsan beyinlerinin şiddeti taşıdığı doğru değildir. Bizi toplum koşullandırıp zorluyor. Nörofizyolojimizde bizi şiddete zorlayan bir şey yoktur.
– Savaş içgüdü ve herhangi bir motivasyondan kaynaklanmaz”
Bu bildirge 1989 Unesco Genek Konfransı’nda kabul edildi ve tüm bilimsel mercilere gönderildi. Binlerce üye, kurum ve kuruluş bu bildirgeyi onayladı.