Arka Bahçemiz

İslâmcı ”Aydın” Prototipine Dair Bir Analiz

sah

 

1- Prensip sahibi deǧildir, ortama hemen uyum saǧlar bukalemun gibidir. Tek bir ölçütü ve ideolojisi vardır özünde: kendi kişisel çıkarları.

2- Dayanıklı ve solcu aydınlar gibi zorlukları göǧüsleme ve mücadele etme geleneǧine sahip deǧildir. Biraz sıkıştırılırsa bütün deǧerlerini, inançlarını feda ve inkâr etmekten kaçınmaz. Örneǧin eskiden FETÖ yanlısı olan İslâmcı  ‘aydın’ tiplerine bakıldıǧında bu durum rahatlıkla görülür. “Kandırılmıştır, böyle olacaǧını bilmemektedir.” sonuç olarak bir tanesi çıkıp da savunduǧu ideolojiyi ya da örgütü savunmamıştır. Tarihsel olarak, bir direnme geleneǧine sahip deǧildir. Yarın AKP iktidardan düşsün bugün AKP çevresinde nemalanan “İslâmcı  ‘aydın’lar da aynı tepkiyi gösterecektir.

3- İslâmcı  aydın tipi tarihsel olarak ‘maǧdur’u oynar, ama başkalarının maǧduriyetlerini görmez, hatta kendisinden farklı olanların ezilmesini kışkırtır.

4- Hemen hepsi bir tarikata yakındır. Çıkarlarını böylelikle saǧlamlaştırmayı hedefler.

5- Özgürlük, demokrasi, insan hakları denildiǧinde yalnızca kendi mahallesinin haklarını algılar.

6- Hep maǧduru oynar, iktidarda iken, ona eklemlenmişken dahi maǧdurdur ve sanki muhalifmiş, eziliyormuş gibi bir imaj verir.

7- Entelektüel kapasitesi yeterli deǧildir ve birkaç sözcük ile sınırlıdır. Son yıllarda iktidarın dilinde moda olan “üst akıl, algı operasyonu…” gibi birkaç kelime ile küresel komplo teorileri üretmeye çalışır ve kendileri de dahil olmak üzere, kimse bu komplo teorilerini ciddiye almaz.

8- Çocuklarını Müslüman ülkelerde deǧil, “batıl kültür” olarak nitelediǧi ve küçük gördüǧü Avrupa ve özellikle de ABD’de okutur. “Batı” kültürü karşısında derin bir aşaǧılık kompleksi duyar bir yandan ona karşı sözde konumlanmaya çalışırken, diǧer yandan gizli gizli ona hayranlık duyar ve onu taklit eder. Söylemde “Batı” deǧerlerinin karşıtı olmasına karşın, çoǧunlukla bir Batılı gibi giyinir, yaşar. Yaşamak için de İslâm ülkeleri yerine “batı” ülkelerini tercih eder. İslâm ülkelerinden çok Avrupa ülkelerine, ABD’ye seyahat eder. Eskiden ABD’ye seyahat ettiǧinde mutlaka Pensilvanya’dan geçer ve FETÖ’yu ziyaret ederdi. Hatta bunların bazıları Hükümet ile FETÖ arasında getir götür işlerine bakarlardı. Şimdi Pensilvanya’nın uzaǧından geçmiyorlar. Çıkarları ve konjonktür deǧişti.

9- Bu ‘aydın’ prototipinin erkekleri Vakko’dan Beymen’den ya da yabancı markalardan takım elbise ve kravat, kadınları aynı markalardan ya da yabancı markalardan eşarp giyerler. Genelde sakal bırakmaz, daima traşlıdır ve badem bıyıklarını küçültmekle meşguldür. Tarikat şeyhleri dışında sakal bırakanlar ise, kısa ve düzgün toplanmış sakalı tercih ederler. Her taraftan bir zenginlik bir saltanat merak ve ihtişamı dökülür.

10-  Cuma’ları kaçırmaz, camiye gider ya da internetten ayet gönderir. Ama haftanın diǧer günleri ibadet edemeyecek kadar ‘meşguldür.’

11- Neo-Osmanlıcılık’tan gelen bir emperyal kültüre sahiptir. Hiçbir teorik altyapısı olmayan komplo teorileriyle, sınır ötesi hamleler yapılmasını kışkırtır. Savaş kışkırtıcısıdır. Gözü başkalarının topraklarındadır. İktidarın emperyal heveslerini provoke eden içi boş tezler üretir.

12- Ucuzdur, kolay satın alınır. Durumu Mizancı Murat’ın durumunu andırır.  II. Abdülhamid kendisine yıllarca muhalefet eden Jöntürk önderlerinden Mizancı Murat’ı bir memuriyet vaadiyle İstanbul’a ayaǧına kadar getirtmiş ve af diletmiştir. Uzun soluklu mücadele edemez yorulur. Güce, iktidara yaslanarak tetikçilik yapmayı, insanları ihbar etmeyi, hedef göstermeyi severler, hatta bunu bir mesleǧe dönüştürenleri de vardır.

13- Bu prototip, iktidara, güce itaat etmekten, biat etmekten, diz çökmekten utanmaz, aksine bunu övünülecek bir şeymişcesine savunur ve “İtaatse itaat, biatsa biat ediyoruz.” der. Üstelik bunu sanki fedâkarlık ya da kahramanlık yapıyormuş gibi bir edayla söyler.

14- Hoşgörüden yoksundur. Bunların en bilinenlerinden, geçmişte solcu aydınlarla hoşgörü temalı demokrasi şovu yapanlarından birisi gibi halkı silahlanmaya çaǧırır ve iç savaş kışkırtıcılıǧı yaparlar.

15- Türkiye’de tarihsel olarak “İslâmcı ‘aydın’” tipinde bir mücadele geleneği, halkın hak ve özgürlüklerini savunma refleksi yoktur; hak denildiğinde, sadece kendi hakları aklına gelir. Tam tersine biat kültürü ile yetiştirilmiş ve otoriteye tam sadık bir insan tipidir. Zoru gördüǧünde hemen döner, fikir deǧiştirir.

16- Özellikle İslâmcı ‘aydın’ tipinin finans ile olan ilişkisi çok fazladır, bu “aydın” katmanının çoğu öbür dünyayı değil de, bu dünyayı kurtarmaya çalışır. Bunların çoğu son yıllarda AKP’ye eklemlenmiş ve oradan nemalanmaktadırlar. Binlerce dolar maaş ile havuz medyasına kőşe yazmaktadırlar. AKP, bir gün iflas ettiğinde, yine gidip başka bir iktidarda nemalanacaklardır. Bunlar biat etmeyi severler, devlet için mücadele ettiklerini düşünürken, bir yandan da “dünyalıklarını” elde ederler. Dini yalnızca, bu dünyadaki çıkarlarını saǧlama almak için kullanır.

17- Türk-İslâm sentezcisi oldugunu iddia eder, ama bunun teorik ve ideolojik altyapısını kurmaktan acizdir. Neo-Osmanlıcılık da işte bu yüzden teorik ve ideolojik altyapısı olmadıǧından tutmamıştır. İşin aslı bunun ideolojik ve teorik altyapısı da olamaz, çünkü hayatta karşılıǧı da yoktur, içi boştur. Dinci kimliǧini zaman zaman öne çıkarsa da, dar milliyetçilikten kurtulamaz.

18- Aslında kendi içlerinde isimleri “aydın’a çıkmıştır, ama aydın olmakla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Tarihsel olarak hiçbir dönemde “aydın baǧımsızlıǧı ve nesnelliǧi”ne sahip olamamıştır. Ayrıca dinsel dogmalardan yola çıktıǧı için sorgulayamaz, buna kapasitesi de yetmez.

19- Anti-laiktir.  Kendininkinden farklı yaşam tarzlarına tahammül edemez ve onlara müdahale etmek ister.

20- Sanata olan ilgisi yok denecek kadar azdır, bu yüzden estetik duygusu da gelişkin deǧildir.

21- Bugün iktidara, güce dayanmayan birkaç “İslâmcı aydın” vardır. Bunlar yandaş medyadan kovulmuş ya da ayrılmışlardır, çıkarlarını kaybetmişlerdir. Bu yüzden hükümeti eleştirirler, ancak resmi ideoloji sınırlarından dışarı çıkmazlar. Eleştirileri doǧru olsa dahi, entelektüel derinlik, kendisinin dayandıǧı bir ideoloji, bir gerçeklik olmadıǧından aslında sorgulayan ve gelişen gerçek aydın tanımlaması içine girmezler.

 

Erol Anar

 

Dünyalılar

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu