Tabi olan bireyleri, alanları içinde tutabilmek ve uzaklaşmalarını, muhalif olmalarını engelleyebilmek için belirli yöntemler seçmiştir kapitalist yaşam sistemi…
Bu yöntemlerden biri de oluşturulan MİT kavramı…
Bireylerin kafalarında belirli MİT karakterleri oluşturulmuştur. Bu mitlerin insanlara empoze edilmesi ve devamı olan yayılma aşamasında MEDYA’dan çok fazla destek ve yardım almıştır kapitalizm.
Hollywood buna en güzel örneklerden biridir. Hollywood filmlerinin birçoğunda ‘ideal’ bir yaşam tablosu oluşturulur ve bu tablonun dışına çıkan aykırı oluşumlar kabul görmez, uygun bulunmaz; bu tabloya en uygun hareket edenler ise ödüllendirilir ve örnek gösterilecek yaşam şekli olarak diğer bireylere gösterilir (Zengin iş adamı, ünlü bir rock sanatçısı, meşhur bir haber sunucusu vs vs…)
Haliyle tabloya en iyi uyum sağlayabilen bireyler
“Örnek MİT” kategorisi adı altında insanlara sunulur…
Kapitalizm özgürlükten bahseder! Özgür hayallerden;
İsteyen herkes çalışarak,kurallara uyarak,rekabet ederek (daha doğrusu yarışarak) örnek gösterilen MİT karakterine ulaşabilir hayalinden…
Hayallerden beslenmeye başlar, hatta ve hatta hayallerine ulaşamayan bireylerin rekabet yarışında düşmelerinden bile yararlanır (kaybeden bireylerin yaşamlarına devam edebilmeleri için ucuz ve güvensiz İŞLER’e mahkum edilmesi gibi).
Özgürlükten bahseder ama özgürlük kavramının içini kendi yorumuyla doldurur. “AMACA GİDEN HER YOL MÜBAHTIR” özgürlüğünü yaratır…
Oluşturduğu bu yeni özgürlük kavramının içeriğinde bir rekabet yatmaktadır. Bu rekabet insanlar arasında çatışmalara yol açınca; çatışmalardan bile bir kazanç sağlamaya dayalı strateji benimser. Yani zincirleme hareket eden bir yapıdır bu sistem…
Zincirleme reaksiyonları olan bir şemaya “EZBERBOZAN” hareketler zarar verir…
İşte tam bu noktada da bi karşı MİT oluşturulur.Tablonun dışına çıkanları hedef gösterecek KÖTÜ MİTLER (terörist,asosyal,depresif,melankolik vb ötekileştirilmiş yeni MİT terimler)…
Şemaya zarar veren bireylerden oluşan bu topluluklar, uyumsuz bireyler olarak tanıtılır…Topluma uyum sağlayamayan bireyler güçsüz kalır ve hatta bazı durumlarda yok olur…
Darwin’in kavramı olan “doğal seçilim” kanunu, sosyolojik alanda uygulanmaya çalışılır…Kötü mitlerin bu şekilde zihinlere empoze edilmesinde yine yardımına medya koşar…
Medya kullanılarak, ötekileştirilen kötü mit karakterlerinin yok edilip, sindirilmesi meşru kılınır.
Kısır bi döngü olarak ilerleyen, çelişkilerini kapatma yönünde pro-aktif stratejiler benimseyen kapitalizm, çelişkilerini örtemediği takdirde;zincirleme reaksiyonunda aksamalar oluşur. Bu aksamalar uzun süre devam eder ve çözüm yolu bulunmazsa, bir yok oluş süreci başlar…
Süleyman Kaymaz