Herhangi bir kitabevine girdiginizde sizi muhtemelen en şaşaalı halleriyle çok satan / bestseller / popüler kitaplar karşılayacaktır. Onlardan uzak durun.
Gülten Akın’ı dinleyin:
“Ötekini oku derinde, dipte duranı.”
*
Stres atmak için kitap okunmaz. Kitaplar aksine sıkıntınıza derinlik katarak nitelikli bir hale getirir.
*
Kitap okumak bir hobi değildir, boş zaman işi değildir. Ekmek yemek bir hobi olabilir mi? Suyu yalnızca boş zamanlarımızda mı içeriz?
*
Çocukların ne plastikten oyuncaklara ne de bilgisayar-telefon oyunlarına ihtiyacı var. İhtiyaç duydukları tek şey biraz sevgi ve bıkmak bilmez sorularına cevap verebilecek güzel kitaplar.
*
Kişisel gelişim kitaplarının mutluluk ve başarı reçeteleri birdir: başkasına çelme takarak yüksel, toplumsal olaylara duyarsızlığını geliştir, yeni bir sayfa aç, mağazalarda dolaş, “allah de ötesini bırak”…
Kişisel gelişim kitapları toplumsal geriliğin tezahürüdür. Daha fazla kişisel geriliğe sebep olur.
*
Kitaplar süper marketlerde kiloyla, kitabevlerinde adet ile satılır. Ekmek ile kitap fiyatı eşitlenmedikçe korsan veya çalıntı kitap haktır.
*
Okuduğumuz kitaplarda çağı aşan yeni fikirlerle tanışabilir, tartışabilir ve benimsiyebiliriz. Başımızı kitaplardan kaldırıp gerçek yaşama baktığımızda ise benimsediğimız bu fikirlerin doğru olduğunu görüyor, gerici yumruklardan nasibimizi alıyor, serseme dönüyoruz. Sonuç: yabancılaşma ve yalnızlaşma.
Öyleyse; kitap, düşünceyi örgütlemeli.
*
Yaşamında en az 100 klasik kitap okuyan kişinin ırkçılık gibi bir hastalığa kapılması çok düşük bir ihtimaldir.
Baran Sarkisyan
Dünyalılar