Okulların, askeri kışlaların ve fabrikaların hapishanelerle benzerliği sadece mimari değil; işleyiş, yönetim ve misyon olarak da benzerdirler, hatta birdirler. Tüm bu kurumlar tek bir mülkiyete dayanıyor, o da özel mülkiyete. Her şey bu özel mülkiyetin, sistem olarak söylemek gerekirse kapitalizmin çıkarına göre şekillendirilmiştir.
Askeri kışlalar mülkiyeti ve mülkiyet sahiplerini silahla korumakta, okullar özel mülkiyete dayalı düzene işçi, memur, mühendis yetiştirmekte, fabrikalar işçi sömürmekte, hapishaneler mülkiyet ilişkilerini bozguna uğratanları tutsak etmektedir.
Burada esas sorun devlet yöneticilerinin bu kurumları olduğundan farklı göstererek kitlelerde kafa karışıklığı yaratmasıdır. Öyle ki halk askerliği vatanı korumak adına bir vatandaşlık görevi olarak benimsemiş, -böyle bir yanılgıya düşmüştür. Okullar ise cahilliğe karşı bir alternatif olarak sunulmuş, benimsetilmiştir. Bugünün okullarında verilen eğitimin amacı sistemin işine yarayan elemanlar yetiştirmektir. Eğitimlerinin bilimselliği, öğreticiliği yoktur. Bu yüzden bu ülkede okumuş cahiller çoktur.
Hapishaneler ise suçlu ve tehlikeli kişilerin toplumun güvenliği için tutsaklaştırıldığı yerler olarak benimsetilmiştir. Halbuki hapishanelerdeki amaç sisteme bir şekilde uymamış kişilere okullarda, askeriyede veremedikleri eğitimi hapishanelerde vermektir. Zira suçu ve suçluyu yine sistemin kendisi yaratmaktadır.
Fabrikalar ise insanlara ekmek kapısı olarak benimsetilmiştir. Halbuki fabrikalarda üretimin en baş sebebi burjuvazinin elde edeceği kârdır.
Her şey bu kâra göre üretilir. Bu yüzden işçiye en az ücreti, yani asgari ücret reva görülür. Aç bir işçi çalışamayacağı için patron işçiye açlıktan ölmeyecek kadar bir ücret verir.
Okullarda, askeri kışlalarda, fabrikalarda ve hapishanelerde aynı katı disiplin kuralları geçerlidir. Bu disiplinin amacı sisteme sorun yaratmayan itaatkar kişiler yaratmaktır. Her şey düzen çarkının sorunsuz bir şekilde dönmesi içindir.
Tüm bu kurumlara ek olarak din ve milliyetçilik afyonlarını da eklemiş olursak düzenin niçin bu kadar sorunsuz bir şekilde devam ettiğini daha net görebiliriz. Ve tüm bu kurumların niçin bu kadar birbirine benzediğini.
Baran Sarkisyan
Dünyalılar