Lafın uzunu aptala, kısası akıllıya…
Okul: Etrafı demir parmaklıklarla çevrili taştan bir kafes içerisinde papağan yetiştirilen yer.
Televizyon: Uydular aracılığıyla dünyanın dört bir yerinden alınan yalanların sesli ve görüntülü bir şekilde tek bir ekrana toplanmasına verilen ad.
Hayır kurumları: Vicdanın parayla satılıp alındığı yer.
Aile: Çocuğun özel mülkiyete dair bilgilendiği ilk kurum. Devlete asker ve işçi yetiştirilen yer.
Ev: İnsanın mezarı.
Fabrika: İşçinin makineden daha az değer gördüğü, iliğine dek sömürüldüğü, etrafı yine tel örgülerle ve köpekler ile güvenlik görevlilerince korunma altına alındığı fabrika tipi cezaevi.
Kahvehane: Erkeklerin dedikodu merkezi.
İbadethane: (1) Dilek ve şikayet kutusu. (2) Ayakkabı hırsızlığının en yoğun yaşandığı yer.
Aşevi: Açlığın sürekliliğini kanıtlayan yer.
Hapishane: Hücre içindeki hücre, tecrit, sessiz ölüm.
Tımarhane: Delileri dışarıdaki akıllılardan korumak için kurulmuş yer ya da akıllıları dışarıdaki delilerden korumak için etrafı dikenli tellerle korumaya alınmış yer.
Asker ocağı: İnsan öldürme sanatının öğretildiği yer.
Ülkü Ocağı: Devletin sivil sopalarının saklandığı yer.
Ülkücü: Uyuşturucu ile milliyetçiliğin bir kap devlet içerisinde sopayla karıştırılarak elde edilmiş ideolojik bir akım.
Bayrak: Üzerine devlet mühürü vurulmuşsa ideolojik anlam yüklü kumaş parçasına verilen ad.
Vatan: Burjuva dışkısı.
Devlet: Seri katilliğin, organize hırsızlığın kurumsallaştığı erk.
Sermaye: Nazar etme ne olur, çalarsan senin de olur.
Burjuvazi: Modern ”kırk haramiler”.
Banka: Yasal dolandırıcılık kurumu.
Politika: Yalan söyleme sanatı.
Vergi: (1) Devletin size yol, su, elektrik olarak geri dönecek dediği, fakat yolu da, suyu da, elektriği de yine parayla sattığı, bu sattıklarından da kesintiler yaptığı şeye verilen ad. Bakınız: ötv, kdv, vbv. (2) Bir şeyi satın alırken aynı şeyi devlet için de alma zorunluluğuna verilen ad.
Baran Sarkisyan
Dünyalılar