Arka Bahçemiz

Lenin’in büyük yanılsaması…

1917_ekim_devrimiGerek bireysel gerekse toplumsal yaşamda bazı sorunların çözülebileceği, bazı kötülüklerin sağaltılabileceği doğrudur. İnsanları açlıktan, sefaletten, adaletsizlikten kurtarabiliriz, insanları kölelikten ya da hapisten çıkarıp iyilik yapabiliriz.

Hangi kültürden olurlarsa olsunlar bütün insanların temel bir iyilik – kötülük duygusu vardır. Fakat herhangi bir toplumsal inceleme, her çözümün kendi yeni gereksinmeleri ve sorunları, yeni istemleri olan yeni bir durum yarattığını gösterir.

Çocuklar ana-babalarının, büyükanne ve büyükbabalarının şiddetle arzuladığı şeyleri elde etmişlerdir. Daha çok özgürlük, daha çok maddî refah, daha âdil bir toplum…

Fakat eski kötülükler unutulmuştur ve çocuklar eski kötülüklere getirilen çözümlerin kendilerinin yarattığı yeni sorunlarla karşılaşmışlardır. Bunlar da çözülebilseler bile, beraberlerinde getirecekleri yeni istemlerle birlikte yeni durumlar üreteceklerdir  ve bu sonsuza kadar böyle gidecek, önceden kestirilemeyecektir.

Nihaî bir çözümün olanaklılığına gerçekten inanılırsa, onu elde etmek için hiçbir maliyet fazla sayılmaz. İnsanlığı ebediyen âdil ve mutlu, yaratıcı ve uyumlu hâle getirmek, bunun için hangi fiyata itiraz edilebilir ki?

Böyle bir omlet yapabilmek için, kırılması gereken yumurtaların sayısına sınır yoktur. Lenin’in, Troçki’nin, Mao’nun, Pol Pot’un inancı buydu.

Toplum sorununun nihai çözümüne giden tek doğru yolu ben bildiğime göre, insanlık kervanını nereye süreceğimi de biliyorumdur ve siz benim bildiğimi bilmediğinize göre, eğer amaca erişilecekse, en dar sınırlar içinde bile seçim özgürlüğünüz olmasına izin verilemez. Siz belirli bir politikanın kendinizi daha mutlu ya da daha özgür kılacağını yahut size nefes alacak yer sağlayacağını ilân ediyorsunuz. Ama ben sizin yanıldığınızı biliyorum. Sizin neye gereksindiğinizi ve bütün insanların neye gereksindiklerini biliyorum. Ve eğer cehaletten ya da kötücüllükten kaynaklanan direniş olursa, bu kırılmalıdır ve milyonların her zaman mutlu olması için yüzbinlerin ortadan kaldırılması gerekebilecektir. Bilen bizlerin hepsini kurban etmekten başka bir seçeneğimiz var mıdır?

Bazı silâhlı “peygamberler” bütün insanlığı ve bazıları da üstün nitelikleri nedeniyle yalnızca kendi ırklarını kurtarmaya kalkıştılar. Fakat hangi güdüyle olursa olsun, milyonlar savaşlarda ve devrimlerde boğazlandı. Gaz odaları, gulag, soykırım, yüzyılımızın ileride anımsanacağı bütün o canavarlıklar, insanların gelecek kuşakların mutluluğu için ödemeleri gereken fiyattır. İnsanlığı kurtarma arzunuz ciddiyse, yüreğinizi katılaştırmalı ve maliyeti hesaplamamalısınız.

Emin olabileceğimiz tek şey, verilen kurbanlar, ölümler ve ölülerdir. Fakat uğrunda öldükleri ideal gerçekleşmemiştir.

Yumurtalar kırılmıştır ve onları kırma alışkanlığı artmaktadır, fakat omlet görünürlerde yoktur. İnsanlar yeterince çaresizlerse ve bu gibi önlemlerin alınması gerçekten gerekliyse, kısa erimli hedefler için fedakârlıklar, baskılar mâzur görülebilir. Fakat uzak hedefler uğruna soykırımlar yapılması, insanların şimdi de, her zaman da aziz bildikleri şeyle zalimce alay etmektir.

Isaiah Berlin (1909 – 1997); çağdaş İngiliz ahlak ve siyaset filozofudur.

Editörün Notu: Sir Isaiah Berlin, toplumların akıl yolu ile tek doğruya yönlendirilmesine karşı çıkmış, her toplumun kendi değerli tarihi tecrübesine dayanan farklı yaşam tercih ve normları geliştireceğini, topluma ve kişilere göre bu değerlerin farklılaşabildiği gibi birbirleri ile de çelişebileceğini, bunun normal olduğu gibi iyi de olduğunu savunmuştur.

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu