Hoşgörüsüzlüğün, kendi düşündüğün gibi yaşamayanı yok saymanın, saygı duymayanın karşısında durmanın güzel bir öyküsü Malala Yusufzay’ın öyküsü. Yine bir kız çocuğu, yine bir “günlük” var hikayede ama neyse ki bu seferki hazin bir sona ermiyor.
Malala ismi “büyük bir üzüntü, acı içinde olan” anlamına geliyor. Yaşadıkları düşünülünce ilk anda insan; bu ismin anlamıyla Yusufzay’ın hayatını ne kadar çok yansıttığını düşünebilir. Ancak adı aynı zamanda, yerel bir Afgan kadın kahramanından da geliyor. Adı ve yaptıkları da esasında bu kahramanla daha çok uyuşuyor.
2012 yılının Ekim ayında, Pakistan’da kızların okuması için kampanya yürüttüğü için Taliban tarafından suikasta uğradı Malala. Bindiği okul otobüsü yolun ortasında durduruldu, “Malala hanginiz?” dedikten sonra, onu işaret eden çocuk ile birlikte başından vuruldu. Olayın ardından BBC Urduca servisine açıklama yapan Taliban sözcüsü, Yusufzay’a Taliban karşıtı olduğu ve laik düzeni savunduğu için saldırı düzenlediklerini söylemiş.
Malala vurulmasının ardından Birleşik Arap Emirlikleri tarafından ayarlanan bir uçakla İngiltere’ye tedavi olmaya gönderildi ve kısa sürede sağlığına kavuştu.
Malala’nın Hikayesi
Aslında Malala Yusufzay’ın hikayesi basit bir anlatının çok ötesinde. Malala’nın babası bir eğitim aktivisti. 2008 yılında Taliban’ın Swat vadisinin kontrolünü ele geçirmesinin ardından, henüz daha 11 yaşında olan Malala, BBC Urduca servisi için, Gül Makai takma adıyla yazarak militanlar tarafından kendisine yaşatılan eziyeti anlatıyordu. Yazılarında, yasakların hayatını nasıl değiştirdiği, okula gitmesinin yasaklanması hakkındaki düşünceleri, okula gidemezken bile sınavlarına nasıl hevesle çalıştığı gibi konular yer alıyordu.
Swat Vadi’sinde Taliban ve Pakistan Ordusu arasında ikinci bir çatışmanın gerçekleştiği günlerde, New York Times yazarı Adam B. Ellick, Malala ve babasına ulaşarak onlarla bir belgesel yapma isteğinde bulundu. Aynı süreçte baba Yusufzay, bir basın konferansında Taliban’ı eleştirdiği için, Taliban sözcülerince ölümle tehdit ediliyordu. Çatışmalar süresince evlerinden uzaklaşan aile, 2009 Haziran’ında tekrar bir araya gelebildi. Bu arada Malala, uluslararası alanda yayın yapan bir çok gazete ve kanala röportajlar veriyordu. Hatta adına bir barış ödülü bile verilmeye başlanmıştı.
İşte tam bu süreçte, Malala Yusufzay için her şey iyi giderken, Taliban’ın suikast girişimi gerçekleşti.
Bu talihsiz olayın ardından dünyada Malala’nın adını duymayan kalmadı. Madonna kendisine “Human Nature” adında bir şarkısını adadı. Angelina Jolie Malala hakkında bir yazı kaleme aldı ve Yusufzay tarafından kızların eğitimi ile ilgili kurulan vakfa yüksek bir bağış gerçekleştirdi. Saldırı, Pakistan başbakanı Asıf Ali Zardari, Barrack Obama, Laura Bush, Ban Ki Moon ve İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague tarafından uluslararası medyada kınandı. Time dergisi, Malala’yı “2013 yılının en etkili 100 kişisi” arasında andı. Birleşmiş Milletler, Yusufzay’ın doğum günü olan 12 Temmuz’u “Malala Yusufzay Günü” ilan etti.
Şu anda dünya çapında yaklaşık 57 milyon çocuğun eğitim olanaklarına erişimi yok. Malala Yusufzay çocukların eğitimi ile ilgili tüm dünya çapındaki diyalogu canlandırdı. 3 milyon insan, Malala Dilekçesi’ni imzalayarak bu mücadelede destekçi oldu. Korkusuzluğu ölçüsüz bir ilham kaynağına dönüştü. Adaletsizliğe karşı koymanın yaşı olmadığını hepimize göstermiş oldu.
“1 Milyon 1 ile Başlar”
Bu hayatta hepimizin rahatsız olduğu bir şeyler var. Bazen sadece kendimiz için değil, etrafımızdakiler için de endişeleniyoruz, rahatsız oluyoruz. Ancak o kadar terk edilmiş, tek başımıza bırakılmışız ki “ben ne yapabilirim ki?” diye düşünüyoruz çoğu zaman. Böyle zamanlarda “1 Milyon 1 ile başlar” demek lazım kendimize. Sanırım Malala da bizimle aynı fikirde.
“Kitaplarımızı ve kalemlerimizi almamıza izin verin. Onlar bizim en güçlü silahlarımız. Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap, bir kalem dünyayı değiştirebilir. Eğitim tek çözüm. Önce eğitim”. – Malala Yusufzay
Jeyan İdil Aslan