Bütün kuşkucu ve biliminsanları aile toplantılarında, arkadaş meclislerinde konu akupunktur, reiki, fal gibi konulara geldiğinde sıkıcı olmak, açık fikirli olmamak, hatta biraz ateşli bir şekilde bilimi ve bilimsel metodu savunduklarında sık sık dogmatik olmakla suçlanırlar. Bütün bunlarla baş etmek “azıcık yanlış düşüncenin, batıl inancın ne zararı var?” sorusuyla baş etmekten çok daha kolaydır.
Günlük gazetelerden yanlış inanışlarından ötürü başına olmadık işler gelen insanlar ile ilgili haberler bulmak mümkündür. Aşağıdaki habere bakalım:
İzmir’de bir bankada müşteri portföy yöneticisi olarak çalışan F.Ş. adlı bir kadın, kendisini terk eden erkek arkadaşına yapıldığına inandığı ‘Papaz büyüsü’nü bozması için gittiği büyücüye, müşteri hesaplarından çektiği 705 bin 200 lirayı verdiği iddiasıyla gözaltına alındı. Olayın ortaya çıkmasıyla falcı B.C.’nin ev, iki otomobil ve kamyon aldığı kardeşi, erkek arkadaşı ve F.Ş. yakalandı. Kaçan falcı B.C. ise aranıyor.[1]
“Ne zararı var?” sorusunun altında yanlış inanışların sadece inananlara zarar verdiği yanılsaması yatmaktadır. Bir çoğumuza göre F.Ş’nin başına gelenler kendi hatasından kaynaklanmıştır ne de olsa. “Bankada portföy yöneticisi olabilecek kadar eğitimi olan biri falcıya inanıp bankayı dolandırmışsa sorun falcıya inanmakta değil falcıya inanıp akla sığmayan işleri yapmış olmasıdır” diye düşünürüz çoğunlukla. Oysa eleştirel düşünce yeteneklerimizi bir lambanın anahtarını çevirir gibi istediğimiz zaman açıp istediğimiz zaman kapayamayız. Yazar Alfred Mander’in dediği gibi
Düşünmek ustalık gerektiren bir iştir. Nasıl yapılacağını öğrenmeden ya da pratik yapmadan doğal olarak mantıklı ve açık şekilde düşünme yeteneğine sahip olduğumuz doğru değildir.
Ya yaşamımızın içinde eleştirel düşünce yeteneklerimizi kullanırız ya da kullanmayız. Kullanmadığımız zamanlarda falcılar, medyumlar gibi zayıflıklarımızdan faydalanmak isteyenlerin yollarını gözledikleri kurbanlardan olmamız an meselesidir.
Yanlış inanışların sadece inananlara zarar vermediğinin örneklerinden biri de Nijerya’da son 10 yıldır yaşananlardır. Ülkedeki ekonomik bunalım, açlık ve işsizliğin sebeplerini ülke politikaları, ekonomik kararlar, toplumsal yapıda aramak yerine cadılarda arayan halk yüzlerce çocuğu, kadını cadılıktan kurtarma adına işkencelerden geçiren ve bir de üstüne ücret alan rahip ve papazlara teslim etmekte sakınca görmemektedirler.
Kardeşlerin etrafında kalabalık toplanmıştı. Çocuklarını kara büyü yaparak iki kardeşlerinin ölümünden sorumlu tuttuğu için aileden atan annenin gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
“Korkuyorum. Onlar cadılar ve beni de öldürebilirler” diye hıçkırıyordu.
Bir anneye çocuklarını yuvalarından attıracak ender sebeplerden biridir belki de yanlış inanışlar. Sadece insanlığa zararlı değil aynı zamanda dünyayı paylaştığımız diğer hayvan ve bitki türlerine de zarar verebilir biz dünyadaki hiçbir canlının olmadığı kadar zeki olan insanların yanlış inanışları.
Ant Akbabaları insanların yanlış inanışları nedeni ile zarar gören birçok canlı türünden biridir. Venezuela’dan Tiera del Fuego’ya kadar olan geniş bir bölgede yaşayan ve kanat açıklıkları 3 metreye ulaşan bu görkemli kuşların dünyada yaşayan en büyük kuşlar olduğu düşünülmektedir. Ancak bu görkemli kuşların kemikleri ve organlarının tedavi edici özelliğe sahip olduğu inancı onları soylarının tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Kemikleri romatizmaya, midesi göğüs kanserine, gözleri göz sağlığını düzelttiğine inanılan gezegenimizin bu nadide kuşlarının bizlerin bilimden uzak, batıl ve temelsiz inançları nedeni ile birkaç kuşak sonra yok olacağını düşünmek dahi azıcık batıl inancın bir başka zararını bize göstermektedir.
Yanlış inanışların topluma ve bireylere verebileceği zararlar üzerine bulunabilecek örnekleri çeşitlendirmek mümkündür. Eleştirel düşünmeyi öğrenmemiş, üzerinde çalışmamış ya da eğitim hayatı boyunca eleştirel düşünce kavramı ile tanışmamış kitlelerin yanlış inançlara kapılması, bu inançları yaymaya devam etmesi normaldir. Kısa bir liste yanlış inançların zararlarını hatırlatmak için faydalı olabilir. Yanlış inançlara sahip olan kişiler:
- alınacak bir sağlık kararında bilimin kötü taklitlerine kolayca kanarak en iyi ihtimalle tedaviyi geciktirmek, en kötü ihtimalle iyiye gidişat beklerken çok daha korkutucu sonuçlarla karşılaşmak durumunda kalabilir,
- kendisine ve sevdiklerine zarar vermeyecek olsa dahi ilkyardım, sağlık ve güvenli tıp konusunda asılsız bilgileri ileterek insanların ölümüne veya hastalanmasına neden olabilir,
- genellikle kısıtlı olan maddi imkanlarını bilim dışı uygulamalara harcayarak gerçekten faydalı olacak bilimsel, doğruluğu kanıtlanmş uygulamalardan faydalanma şansından kendini mahrum bırakabilir,
- internet, sosyal medya, gazetelerde okuduğu şehir efsanelerini, asılsız haberleri gerçekmiş gibi algılayarak tüketim alışkanlıklarını, yaşama dair kararlarını gerçeklikten uzak veriler üzerine kurabilir,
- falcı, medyum, üfürükçü, kırıkçı, çıkıkçı gibi insanların umutlarından, beklentilerden ve zayıflıklarından faydalanan profesyonellerin kurbanı olabilir,
- kolay gelecek, kolay para vaat ederek kandırmaya çalışacak dolandırıcı, üçkağıtçı ve düzenbazların oyunlarını farketmekte zorlanabilir, bu tarz kandırmacalara para yatırarak dolandırılabilir,
- firmalar ve ürünleri hakkındaki asılsız bilgileri ileterek bir firmanın sebepsiz yere zarar görmesine, muhtemelen de asılsız söylentileri çıkaran bir başka firmanın haksız yere kar etmesine neden olabilir,
- günlük hayatta sık sık verilmesi gereken kararları gerekli kanıt ve verileri sorgulamadan alabilir, kendini yönetenlerin aldığı kararların arka planını düşünmeden doğru kabul ederek hem kendi hem de diğerlerinin yaşam alanlarını kısıtlayabilir,
- asılsız hurafeler yayarak insanların geçerli bilimsel yöntemlere şüphe ile bakmasına ve bilim-dışı akımlarının güçlenmesine neden olabilir, bu akımlardan insanları kandırarak para kazanan kötü niyetli kişilerin daha da zenginleşmesine alet olabilir,
- UFO’lar, Scientoloji, ekin çemberleri gibi bilim dışı ya da bilimin kötü taklitleri iddiaları gerçek bilim sanarak yaşamları boyunca bilimin heyecan verici yanlarından, keşiflerinden, şiirselliğinden ve gerçekliğinden mahrum kalabilirler
Yanlış inançların zararlarına ilişkin bu liste uzatılabilir ve bütün kalemleri tek tek öğrenilebilir; ancak karşımıza çıkacak ve bu listede yer almayan yeni aldatmacaları, yeni iddiaları değerlendirebilmek için doğru çalıştığına ve işe yaradığına güvenebileceğimiz araçlara ihtiyacımız vardır. Bu araçlar eleştirel düşünme yeteneklerimiz ve bilimsel yöntemdir.
Alıntı: yalansavar.orgDünyalılar