Eğitim

Okulsuz Bir Toplum Mümkün Mü?

okulsuz eğitim

Okulsuz bir toplum düşüncesi “zorunlu eğitim” amortisinden sonra sürekli gündeme gelen ve kimilerin anarşist düşünceleriyle boyut değiştiren “özgür üniversite”, “özgür okuma seremonisi” v.b. isimlerle anılan “okulsuz toplum” bu gün her ne kadar çok zor gözükse de yapılabilir. Bugün okula gitmeyen herkes için sistem belirli cezai müeyyide uygulamaktadır.

Okulsuz toplumun mümkün olması siyasi otoritenin ortaya koyduğu müeyyideler doğrultusunda pek mümkün değildir.

Ev ödevlerinden sonra insanın arta kalan zamanlarını yine okumaya, eğitime, daha doğrusu öğrenime vermesi onun “bilgi toplumu” vatandaşı olmasını sağlayacaktır. Bu gün bilginin her ne kadar dünya piyasalarında belirgin bir biçimde belirlenmiş bir değeri – ederi – gözükmese de branşlaşarak iş hayatına atılan doktor, mühendis, öğretmen, ekonomist bilgilerini satarak iyi paralar kazanabilmektedir.

Bunlar arasında sıralama yapmaya gerek yoktur, bilgisini en iyi satan sürekli en iyi kazanandır. Bu edinmiş olduğu bilginin arz ve talebine göre de değişebilmektedir.

Benedict Anderson “okuyan kamu” nun ulusun temel dayanak noktalarından olduğunu ifade eder, Hayali Cemaatler isimli eserinde. Ulus devletler ona göre hayal edilmiş, hayali kurulan ve yapılması beklenilen bir ütopya gibidir. Bir gereklilik gibi belirginlik kazanır.

Modernizmin en temel aygıtlarından olan “ulus devlet” sisteminde “kesintisiz eğitim” adıyla yapılan eğitim modeli, ulusun kendi ömrünü uzatmak için yaptığı temel bir çalışmadır. Bu bakımdan her ulus “okuyan kamu”yu hayal ederken kendini tarihte ileri bir noktaya ulaştıracak kişileri de buna gerekli görmektedir.

A.Marion Levy modernleşme konusundaki açıklamalarında modernleşmiş toplumlarla modernleşmemiş toplumlar arasındaki farkları maddeler halinde ortaya koyarken bu maddelerden birinin de  “merkezileşmiş eğilimler” olduğunu ifade eder. Ona göre bu “merkezileşmiş eğilimler” modernleşmiş toplumlarda yüksek düzeyde merkezileşmiş bir yapı söz konusu olduğunu ifade eder. Merkezileşmiş yapılar içerisine; ekonomi, siyaset, askeriye ve eğitim dahil edilebilir. Eğitimin merkezileşmesi belirttiğimiz gibi “okuyan kamu” düzenini kurup kendini garanti altına alması dolayısıyladır.

Okulsuz toplumun mümkünlüğü ve namümkünlüğü arasında tüm bunlar ele aldığında birey siyasal otoriteye göre bu gün ulus devletin bir parçası olduğu için siyasal otoritenin belirlediği müfredatlarından geçmesi gerekmektedir. Siyasal otoritenin ondan beklediği “eğitimini” tamamlayıp ulus için faydalı bir birey haline gelmesidir. Fakat bireyin bilinç halinin şekillenmesi ise bireyin “öğrenimine” bağlıdır. Bu da onun çaba ve emeği ile mümkün olmaktadır.

Bilal Can, on5yirmi5.com

Dünyalılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu