Dünyada giderek, mevcut eğitim sistemlerine bir tepki olarak doğan ve hızla yaygınlaşan bir kavram var, okulsuz eğitim yani orijinal adı ile Unschooling. Türkiye için oldukça yeni ve altyapısal anlamında eksikleri çok fazla olan bu kavramı uygulamaya koymadan önce iyice tanımak gerekiyor. Materyal ve bu doğrultuda destek veren atölyeler ülkemizde de yaygınlaştıktan sonra neden olmasın? Ancak gelin önce bu kavramı tanıyalım…
Bu sistem, eğitimi belirli standartlara ve okul binaları içerisine sığdırmaya karşı çıkmaktadır. Eğitimde kalıplaşmış ve günlük hayatta kullanılmayan bilgilerin hafızada depolanmasının bireyi mutlu etmediği ve bireyin ilgi ve ihtiyaçlarına göre eğitimine devam ettirmesinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Bireyin, becerisini ve üretkenliğini en etkili biçimde bu yolla ortaya koyabileceği savunulmaktadır.
Bu eğitim modelinde önceden belirlenmiş müfredat, ders başlıkları, öğrenim saatleri, bireyselleşmemiş hedefler yok. Amaç öğrenmeyi ve öğrendiklerinden keyif almayı öğretmek, yönergelere sorgulamadan uyan bireyler yetiştirmek yerine, düşünebilen ve kendi kararlarını verebilen gençler yetiştirmektir.
Bu hedefler çok güzel peki ama nasıl ve nerede derseniz okulsuz eğitimde öğrenme her yerde olabilir. Kitaplar, internet, aile, müzeler, geziler ve doğanın kendisi birer eğitim materyalidir aslında. Kısacası hayatın kendisi bir okuldur.
Okul ne işe yarar bir düşünelim: Çocukları gelecekteki mesleklerine (ve hayata) hazırlar diye tanımlanır genelde. Şimdi kendi çocukluğumuzu sorgulayalım. Kaçımız bundan 10 yıl önce şu an var olan teknolojiyi, değişen iş piyasalarını öngörebildi. İşte bu yüzden geleceğin nasıl olacağını tahmin bile edemiyorken, çocukların geleceğe hazırlanmak için neler öğrenmeleri gerektiğini bugünden nasıl bilebiliriz? Aslında biz onları yarının mesleklerine değil, bugünün mesleklerine hazırlıyoruz. Okullar günümüzde çocuklara, belki de gelecekte hiç de ihtiyaç duymayacakları bir takım bilgiler ve beceriler öğretmekte.
Dünyanın geleceği üzerine araştırmalar yapan The World Future Society, Eylül-Ekim 2013 tarihli raporunu “gelecekte yok olacaklar” konusuna ayırmıştı. Görüş sunan uzmanlara göre, önümüzdeki 15-20 yıl içinde, eğitimde çok büyük değişiklikler bekleniyor ve bu değişikliklerden en önemlisi gelecekte dünya da okulsuz ve öğretmen olmadan bir eğitim modeli ön görülüyor. Yine bu rapora göre 2030 yılında okuldaki derslerin yüzde 90’ının internet üzerinden yapılacak. Eğitimin, öğretmekten rehberlik yapmaya doğru bir evrim geçireceği üzerinde duruluyor. Bu yolla gençlerin okulda zaman kaybetmelerinin önüne geçileceği belirtiliyor.
Avrupa ve Amerika bu konuda oldukça ciddi hazırlıklar yapıp, bu konuya yüklü bir bütçe ayırırken ülkemizde eğitim tam bir çıkmazda. Çocuklarımızın bir çoğu eğitimsiz veya daha da kötüsü zamansız aileler tarafından yetiştiriliyor. Bu noktada okulsuz eğitim birçokları için bir ütopya olabilir ancak unutmayın büyük yangınlar küçük bir kıvılcımla başlar.
Bir yerlerden başlamak için bundan daha uygun zaman yok gibi…Ne dersiniz?
Sibel ÇAĞLAR
Dünyalılar