” Öyle bir ağlasam
Öyle bir ağlasam çocuklar
Size hiç gözyaşı kalmasa.”
Öyle bir ağlasam ki çocuklar sizin ağlamak için hiçbir nedeniniz kalmasa. Bütün gözyaşlarını ben toplasam gözlerime, sizin gözlerinizde sadece telaşsız bir gülüş ve kocaman bir sevinç kalsa.
Siz üzülecekseniz çocuklar, matematik sınavından düşük not almanıza, uçurtmanızın daha fazla yükselmemesine üzülseniz.
Bütün kederleri ben toplasam çocuklar, size sadece katıksız bir mutluluk kalsa.
” Öyle bir aç kalsam
Öyle bir aç kalsam çocuklar
Size hiç açlık kalmasa.”
Öyle bir aç kalsam ki çocuklar siz açlık nedir hiç bilmeseniz. Yemekten usanacağınız kadar çikolatalarınız olsa mesela. Yoksunluk, yoksulluk ne siz bilmeseniz. Sokaklardan yiyecek toplamak, ayakkabı boyamak size kalmasa. Babanız size yiyecek getirmek için ölesiye çalışmak hatta ölmek zorunda kalmasa.
” Öyle bir ölsem
Öyle bir ölsem çocuklar
Size hiç ölüm kalmasa.”
Öyle bir ölsem ki çocuklar, siz ne mayın altında kalsanız ne de plastik mermiyle vurulsanız. Gaz bombaları sizin yanınızda patlamasa, eğitim mermileri size rastlamasa.
Fatih Tekin olsam çocuklar, daha üç yaşında, parkta oynarken boğazıma kurşun gelse, ben vurulsam. Fatih şimdi yedi yaşında olsa okula gitse, yaşıtlarıyla top oynasa.
On yedi yaşındaki Mahsun Mızrak olsam, gözaltına alınıp kimliği belirsiz bir ceset olarak bulunsam. Mahsun şimdi 21 yaşında olsa tam da delikanlılığını en deli çağında. Sevdalansa, aşk ateşiyle kavrulsa, yansa ama sevdiğine doyasıya sarılmanın hayalini kursa.
Ceylan Önkol olsam koyunları otlatırken o havan mermisi bana gelse, ben öldürülsem. Ceylan okula gitse telaşlı şaşkın bakan gözlü fotoğrafından gayrı başka fotoğraflar çektirebilse. Okusa, mesela öğretmen olsa.
Uğur Kaymaz olsam 12 yaşında. Ayağımda lastik terlikle vurulsam. Terörist dese devlet bana ama Uğur’un bıyıkları terlese delikanlı olsa.
Mehmet Uytun olsam daha 18 aylık bir bebek gaz bombası ile öldürülsem ama Mehmet emeklemeye başlasa “anne” diyebilse kendi dilinde.
Öyle bir bağırsam, bağırsam ki çocuklar bütün dillerde ve bütün illerde sesim duyulsa.
“Artık yeter. Çocuklara kıymayın…”
Ve sesimin duyulmadığı yerde, sesimizin duyulmadığı ilde siz ölmeseniz artık çocuklar.
Siz büyüyebilseniz…
Velhasıl öyle bir ölsem, ölsem ki çocuklar size hiç ölüm olmasa…
Şiir: Aziz Nesin
Leyla ALP (leyla.alp@gmail.com)
Not: Bu yazı ilk olarak 29 Kasım 2010 yılında emekdunyasi.net web sitesinde yayınlanmıştır.