Arka Bahçemiz

Özgür Olmaktan Korkmak…

Günlerdir Gezi Parkı’nda özgürlükleri için direnen insanlar ve onların karşısında büyük bir mücadeleyle geri adım atmaları için uğraşan bir kitle var.

Önceleri bu insanların sadece taraf olmaktan mütevellit böyle davrandıklarını düşünürken bir anda yaptıkları twitter ve facebook yayınlarını takip etmeye karar verdim.

Ne diyorlardı? Sadece mensubu oldukları iktidarın gitmesinden mi korkuyorlardı yoksa onlarda kendi özgürlükleri elden gidecek diye mi endişeleniyorlardı?

Kaybedecekleri ne vardı?

Sokaktaki gençler her alanda özgürlük isteyen gençlerdi. Yani bu eylemin sonunda bu insanların baş örtüsüyle, giyimiyle, kıyafetiyle, inancıyla uğraşmak gibi bir dertleri yoktu. Amaçları şiddetten uzak sevgi ve hoşgörü içerisinde eğitimlerini sürdürmek, uygun koşullarda iş dünyasının içerisinde hak ettikleri değeri bularak insanca çalışmak ve yaşamak, kitaplarını okumak, müziklerini dinlemek, en önemlisi de geriye kalan üç beş yeşil alan ve bir avuç toprakla soluyabilecekleri havalarını koruyabilmek…

Pekala bu guruba karşı çıkan insanlar neden tüm bu amaç ve eylemi anlayamıyor ya da anlamak istemiyorlar sorusunu yineledim kendime. Ve sonra işte o korkulu cevap geldi önüme

Özgür olmaktan korkmak…

Düşünsenize, bu ülkede pek çok aile otoriter aile yapısına sahip ve evlerde ata erkil bir yaşam var. Hayata gözlerinizi açtığınızda ilk önce ev de bir diktatörle karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu babanız olabilir, dedeniz olabilir, anne, abi kim önce davranıp eline aldıysa boruyu o .

Sonra ilkokula başlarsınız ya okul müdürü ya müdür yardımcısı ya da öğretmenlerden biri. Aslında hiçbiri olmasa da devletin diktasını hissedersiniz üzerinizde giydiğiniz tek tip önlükle.

Ardından ortaokul, lise, üniversite, arada sınavlar ve dayatmalar.

Sonra iş bulma zamanı gelir ve diktatör sermaye sahibi haline dönüşür. İşveren ne derse odur. Yoksa kendini kapının önünde bulursun. Askerlikti, evlilikti derken hayatın hep başkaları tarafından yönetilmiştir.

Dönüp bakın ülkenin haline, bunca çocuk istismarı, bunca kadın cinayetinin özündeki ne?

Hepsi diktatörün zulmü değil midir?

Şiddeti bile doğru tanımlayamazken bu insanlar nasıl özgür olsunlar.

Özgür olduğunda ne yapacağını bilememenin yarattığı o derin acıyı içinizde hissetmenin ne demek olduğunu anlamaya çalışınca yani biraz empati kurunca artık anlayarak ve içiniz acıyarak bakıyorsunuz o insanlara.

Ve bağırmak geliyor içimden:

Özgür olmaktan korkma, özgürlük çaresizlik getirmez.

Özgürlük bir müddet bocalasan da hayatı ve anlamını öğretir sana.

Yazar: Saryadan Nameler

www.dunyalilar.org

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu