Bayrağa verilen önem kadar, bayrağı imal eden işçiye, pamuğu eken ve işleyen köylüye değer verilseydi emekçiler iktidar olur, milliyetçilik gibi aptallaştırıcı bir akıma teslim olup birbirimizi kırımdan geçirmezdik.
İşte o zaman bir kumaşı bir imeceyle rengarenk işler, kardeşliğimizin bir sembolü olarak dalgalandırabilirdik.
Bugünkü haliyle bayrak emperyalizme karşı bağımsızlığın bir sembolü değil, emperyalizme bağlı bir devletin halkı burjuva politikaları gereğince kandırmanın sembolüdür. Burjuva partilerin mitinginde dalgalandırılan bayraklar her zaman bu amaca hizmet eder. Bayrağın ellerde dalgalanıyor olması o ülkenin bağımsız olduğunu kanıtlamaz. Kafesteki kuşun ötüyor olması da o kuşun özgür olduğu anlamına gelmez.
Bu haliyle de bayrak birleştirici bir unsur değil aksine bölücü bir unsurdur. Çünkü kumaş bir imeceyle rengarenk işlenmemiştir. Sadece kan döküldüğünden kırmızıya boyanmış, bu yüzden de “bayrağı bayrak yapan kandır” sözü türetilmiştir.
Daha fazla kana ihtiyaç yoktur. Hatta bayrağın kendisine de ihtiyaç yoktur.
Çocukların saçma sapan milliyetçi savaşlarınıza değil özgürce yaşayabileceği bir ülkeye ihtiyaçları vardır.
Halkların birbiriyle savaşmaya değil sevişmeye ihtiyacı vardır.
Emekçilerin ezilip sömürülmeyeceği bir düzene ihtiyacı vardır.
Kadınların ikinci cins sayılmayacağı, erkekler tarafından tecavüze uğramayacağı, şiddet görmeyeceği, öldürülmeyeceği bir düzene ihtiyacı vardır.
Hayvanların insanlar tarafından katledilmeyeceği bir düzene ihtiyacı vardır.
Doğanın insanlar ve tekeller tarafından tahrip edilmeyeceği bir düzene ihtiyacı vardır.
Evsizlerin eve, yolsuzların yola, açların ekmeğe, susuzların suya ihtiyacı vardır.
Bunlar ve daha bir çoğu bizim ortak ihtiyaçlarımızdır.
Bugüne dek devletlere kulak vererek ezildik, ezildikçe birbirimizle savaştık. Birbirimizi tükettik. Öyleyse devlete karşı tıkayalım kulaklarımızı: birbirimizi dinleyelim, birbirimizi anlayalım.
Devletlerin kendilerini baki kılmak amacıyla iç ve dış savaşlara halkın ihtiyacı yoktur. Patronlara, tefecilere, tekellere, sömürüye, işgale, köleciliğe halkın ihtiyacı yoktur.
Ama halkların birbirine ihtiyacı vardır.
Bilinçlenmeye ihtiyacımız vardır.
Baran Sarkisyan
Dünyalılar